"Denizde sınırımız yok" diyen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'na bir soru da benden: Ege sularımız vatan parçası değil mi?
Ege'de 18 adamızın Yunan işgalinde olduğunu Mısır'daki sağır sultan duyduysa da Hariciyeden çıt bile çıkmaması merak konusuydu.
Neyse ki, MHP milletvekili Fahrettin Oğuz Tor'un Muğla'ya bağlı Keçi Adası'na Yunanistan bayrağı çekildiği, Yunan askerlerinin adada rahatça dolaştığı ve Turgut Reis yönüne çevrili çelik top yerleştirildiği iddialarını Dışişleri Bakanı'na sorması üzerine Bakan cevap (!) verdi.
Cevaba geçmeden önce konuyu hatırlayalım;
Yunanistan son 12 yılda Ege Denizi'ndeki adalarımızı işgal etmiş, Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos "başkomutan" sıfatıyla Muğla'ya bağlı Keçi Adası'nı ziyaret etmiş, Yunan Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Alkiviadis Sitefanis Aydın'a bağlı Hurşit Adası'nda silahlandırılan sivil milislerin eğitimine katılmış, Yunanistan'ın işgal ettiği adalarımızın 6 adedine 10 üs kurularak 4 bin asker konuşlandırılmış, Yunan Savunma Bakanı Panos Kammenos işgal altındaki Eşek Adası'nda kuzu çevirmiş?ve tüm bu olanlar kamuoyunun tepkisini çekmişti.
Adalarımızdaki fiili durum çerçevesinde verilen soru önergesine karşı Dışişleri Bakanı:
"Ege'de bazı adacık ve kayalıkların aidiyeti ve bununla bağlantılı olarak iki ülke arasında geçerli bir uluslararası anlaşmayla tespit edilmiş deniz sınırlarının bulunmaması da bu sorunlar arasında yer almaktadır. Ülkemiz, bu sorunların tümüne hukuk çerçevesinde hakkaniyete uygun ve ülkemizin menfaatleri gözetilerek diyalog yoluyla çözüm getirilmesini arzu etmektedir."
Bakan, Yunanistan ile Ege Denizi'nde sınırımız yok, sözleşme de yok derken fiili durumu yani işgali görüyor ve hukuk yoluyla sorunu çözmeyi arzuladıklarını belirtiyor.
Öncelikle bilinmesi gereken husus; devlet arzulamaz, gereğini yapar.
Yunan arsızlığının ve küstahlığının gereği hukuken bellidir;
Birinci Dünya Savaşı sonunda yapılan barış sözleşmeleri içinde halen yürürlükte bulunan tek sözleşme Lozan Antlaşması'dır.
Bu sözleşmeye göre Türkiye'nin sınırları bellidir. Yunanistan'ın işgal ettiği adalar Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları içinde olup hükümranlık hakları devletimize aittir.
Dışişleri Bakanı, sözleşme yoktur derken Lozan Barış Sözleşmesi'ni çözüm için yeterli görmüyor mu!?
Söz konusu adaların tapu senedi Lozan Sözleşmesidir ve de bu sözleşme aslında Prof. Dr. Haydar Baş'ın deyimiyle Türkiye'nin tapu senedidir.
Mülkiyet bellidir; adaların sahibi devletimizdir. Sorun Ege Deniz'indeki coğrafi yapının Yunanistan tarafından kötüye kullanılmasındadır. Bakan Çavuşoğlu, denizde sınır yoktur dese de bu hukuken hatalı bir yaklaşımdır zira; Uluslararası Deniz Hukuku sınırları belirlemiştir.
Genelde uluslararası hukukun mekânsal kuralları, özelde kıyı devleti oluşumuz sebebiyle deniz hukukunun öngördüğü çerçevede konunun çözümü "karasuları" kavramında yatmaktadır.
Karasuları, bir kıyı devletinin kara ülkesini çevreleyen ve uluslararası hukuka uygun olarak açıklara doğru belirli bir genişliğe kadar uzanan, kıyı devletine ait deniz kuşağına verilen addır.
Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS), karasuları genişliğinin 12 mile kadar çıkarılabileceğini düzenlemektedir (madde:3).
Türk karasularının genişliği 1982 tarihli Türk Karasuları Kanunu uyarınca, ilke olarak, 6 mildir (madde:1). Ancak Bakanlar Kurulu, belirli denizler için, hakkaniyete uygun olarak altı deniz milinin üstünde bir genişlik kabul edebilir. Nitekim Karadeniz ve Akdeniz'de karasuları genişliğimiz 12 mildir. Ege Denizi'nde karasularımız 6 mildir.
Karasularının komşu devletler arasında sınırlandırılmasına gelince ki, Türkiye-Yunanistan arasında durum budur; ya anlaşma ile sınırlar belirlenir, ya da eşit uzaklık ilkesi uygulanır. Bizim karasularımız Ege'de 6 mildir. Yunanistan kendi karasularını 12 mile çıkarma iddiasında bulunamaz, eşit uzaklık ilkesine aykırı davranmış olur. Adalara gelince bize ait olduğu Lozan'da belirlenmiştir ve karasularımız sınırları içindedir, vatanımızın deniz alanındaki parçasıdır. Gerek BM Şartı, gerekse Lozan ve deniz hukuku gereği Yunan işgal eylemcilerini topraklarımızdan derhal atma hakkına sahibiz. Diyalog monolog? geçin bunları. Yunan'ın vatanımıza suikast eylemini durduralım.
Ege'de 18 adamızın Yunan işgalinde olduğunu Mısır'daki sağır sultan duyduysa da Hariciyeden çıt bile çıkmaması merak konusuydu.
Neyse ki, MHP milletvekili Fahrettin Oğuz Tor'un Muğla'ya bağlı Keçi Adası'na Yunanistan bayrağı çekildiği, Yunan askerlerinin adada rahatça dolaştığı ve Turgut Reis yönüne çevrili çelik top yerleştirildiği iddialarını Dışişleri Bakanı'na sorması üzerine Bakan cevap (!) verdi.
Cevaba geçmeden önce konuyu hatırlayalım;
Yunanistan son 12 yılda Ege Denizi'ndeki adalarımızı işgal etmiş, Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos "başkomutan" sıfatıyla Muğla'ya bağlı Keçi Adası'nı ziyaret etmiş, Yunan Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Alkiviadis Sitefanis Aydın'a bağlı Hurşit Adası'nda silahlandırılan sivil milislerin eğitimine katılmış, Yunanistan'ın işgal ettiği adalarımızın 6 adedine 10 üs kurularak 4 bin asker konuşlandırılmış, Yunan Savunma Bakanı Panos Kammenos işgal altındaki Eşek Adası'nda kuzu çevirmiş?ve tüm bu olanlar kamuoyunun tepkisini çekmişti.
Adalarımızdaki fiili durum çerçevesinde verilen soru önergesine karşı Dışişleri Bakanı:
"Ege'de bazı adacık ve kayalıkların aidiyeti ve bununla bağlantılı olarak iki ülke arasında geçerli bir uluslararası anlaşmayla tespit edilmiş deniz sınırlarının bulunmaması da bu sorunlar arasında yer almaktadır. Ülkemiz, bu sorunların tümüne hukuk çerçevesinde hakkaniyete uygun ve ülkemizin menfaatleri gözetilerek diyalog yoluyla çözüm getirilmesini arzu etmektedir."
Bakan, Yunanistan ile Ege Denizi'nde sınırımız yok, sözleşme de yok derken fiili durumu yani işgali görüyor ve hukuk yoluyla sorunu çözmeyi arzuladıklarını belirtiyor.
Öncelikle bilinmesi gereken husus; devlet arzulamaz, gereğini yapar.
Yunan arsızlığının ve küstahlığının gereği hukuken bellidir;
Birinci Dünya Savaşı sonunda yapılan barış sözleşmeleri içinde halen yürürlükte bulunan tek sözleşme Lozan Antlaşması'dır.
Bu sözleşmeye göre Türkiye'nin sınırları bellidir. Yunanistan'ın işgal ettiği adalar Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları içinde olup hükümranlık hakları devletimize aittir.
Dışişleri Bakanı, sözleşme yoktur derken Lozan Barış Sözleşmesi'ni çözüm için yeterli görmüyor mu!?
Söz konusu adaların tapu senedi Lozan Sözleşmesidir ve de bu sözleşme aslında Prof. Dr. Haydar Baş'ın deyimiyle Türkiye'nin tapu senedidir.
Mülkiyet bellidir; adaların sahibi devletimizdir. Sorun Ege Deniz'indeki coğrafi yapının Yunanistan tarafından kötüye kullanılmasındadır. Bakan Çavuşoğlu, denizde sınır yoktur dese de bu hukuken hatalı bir yaklaşımdır zira; Uluslararası Deniz Hukuku sınırları belirlemiştir.
Genelde uluslararası hukukun mekânsal kuralları, özelde kıyı devleti oluşumuz sebebiyle deniz hukukunun öngördüğü çerçevede konunun çözümü "karasuları" kavramında yatmaktadır.
Karasuları, bir kıyı devletinin kara ülkesini çevreleyen ve uluslararası hukuka uygun olarak açıklara doğru belirli bir genişliğe kadar uzanan, kıyı devletine ait deniz kuşağına verilen addır.
Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS), karasuları genişliğinin 12 mile kadar çıkarılabileceğini düzenlemektedir (madde:3).
Türk karasularının genişliği 1982 tarihli Türk Karasuları Kanunu uyarınca, ilke olarak, 6 mildir (madde:1). Ancak Bakanlar Kurulu, belirli denizler için, hakkaniyete uygun olarak altı deniz milinin üstünde bir genişlik kabul edebilir. Nitekim Karadeniz ve Akdeniz'de karasuları genişliğimiz 12 mildir. Ege Denizi'nde karasularımız 6 mildir.
Karasularının komşu devletler arasında sınırlandırılmasına gelince ki, Türkiye-Yunanistan arasında durum budur; ya anlaşma ile sınırlar belirlenir, ya da eşit uzaklık ilkesi uygulanır. Bizim karasularımız Ege'de 6 mildir. Yunanistan kendi karasularını 12 mile çıkarma iddiasında bulunamaz, eşit uzaklık ilkesine aykırı davranmış olur. Adalara gelince bize ait olduğu Lozan'da belirlenmiştir ve karasularımız sınırları içindedir, vatanımızın deniz alanındaki parçasıdır. Gerek BM Şartı, gerekse Lozan ve deniz hukuku gereği Yunan işgal eylemcilerini topraklarımızdan derhal atma hakkına sahibiz. Diyalog monolog? geçin bunları. Yunan'ın vatanımıza suikast eylemini durduralım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023