Dünya Ukrayna kriziyle sınanırken İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük savaşın çıkabileceğini söyledi.
Şom ağızlı Johnson'ın dediği gerçekleşir ve 3. Dünya Savaşı çıkarsa bunun sorumlusu sizce kim olur?
Rusya mı, Ukrayna mı, Avrupa Birliği mi, yoksa NATO ve ABD mi?
Aslında Rusya, Batı'yla iyi ilişkiler içerisindeki Ukrayna'ya hiçbir tepki göstermiyordu.
Sovyetler Birliği'nin yıkılışından sonra 1991 yılı ile 2008 yılı arasında geçen 17 yılda Rusya ile Ukrayna arasında hatırı sayılır bir sorun yaşanmadı.
Ne zaman ki dönemin ABD Başkanı George Bush, Ukrayna'nın NATO üyeliği fikrini 2008'de ortaya attı, işler o tarihten bu yana değişti ve bugün geldiği noktaya taşındı.
Dikkat ettiyseniz bugün ateşi körükleyen ülke de ABD, 2008'de krizin ilk kıvılcımını ateşleyen de…
Batılı ülkeler de bunu çok net anlıyorlar ki Rusya, NATO tarafından kuşatılmak istemiyor. Böyle kuşatmada ısrar edilirse de bunu kırmaya sonuna kadar kararlı…
Bugüne kadar NATO'nun genişlemesine sınırlı tepki gösteren Moskova için artık bıçak kemiğe dayanmış durumda. Bu yüzden Rusya, Ukrayna'da masaya ayı pençesini vurdu.
Moskova için Ukrayna'da geri adım atmak demek, bugün yaşanan kaçınılmaz gerilimin benzerinin Gürcistan'da meydana gelmesine kapı açmak anlamını taşıyor.
Rusya'nın kalbine Ukrayna'dan çok daha yakın bir ülke olan Gürcistan'da böyle bir krizle yüzleşmektense Ukrayna'da yüzleşmek Moskova açısından çıkarlarına çok daha uygun.
Estonya, Letonya, Litvanya'nın NATO'ya üye olmasından sonra İttifak'ın genişleme iştahı bitmeyince şimdi gündemde Ukrayna var, sonrasında Gürcistan ve belki de Ermenistan…
NATO'nun bu emperyalist genişleme hamleleri aslında Rusya'yı bugün yaptıklarını yapmak zorunda bırakmıştır dersek yanılmış olmayız.
Maalesef son kurban konumundaki Ukrayna'nın Kırım'ı kaybetmesine neden olan sürecin fitilini yakan da Rusya'yı tahrik eden NATO'nun bu genişleme politikası olmuştur.
Artık doğru adımlar atılmazsa, Ukrayna'nın bundan sonra kaybedeceği şeyler de aynı sürecin gereği olacak.
Bu bağlamda krizin çözümü için anahtar NATO'nun elindedir.
Münih Güvenlik Konferansı'nda açıklamalarda bulunan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in ateşi daha da körükleyeceklerini ortaya koyan, "Eğer Kremlin'in hedefi sınırlarında daha az NATO görmekse, daha fazla NATO görecektir" şeklindeki ifadeleri, aslında krizde çözümün anahtarının kimin elinde olduğunu da göstermektedir.
Nedir o anahtar?
Rusya'nın sınırlarında daha az NATO görmesidir.
Bu sağlanmadan Rusya kolay kolay geri adım atmayacaktır.
Kriz devam ederse de olan Ukrayna gibi kurban ülkelere olacaktır.
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024