Türk milleti bugün çözümsüzlüğün de çözümün de zirvesini yaşıyor. Çözümsüzlüğün zirvesini yaşıyor çünkü Terörle mücadeleyi bırakıp çözümü terörle müzakerede arayan; "Analar ağlamasın" ajitasyonundan yola çıkarak, Anayasayı bile anaları ağlatan teröristbaşının yol haritasına göre hazırlama gayretinde olan bir AKP hükümeti var. Kürt açılımıyla yola çıkıp, PKK'ya özgürlük kapısını açan; Sözde barış sürecini APO'nun ve Kandil'in talimatlarıyla yürüten bir AKP hükümeti var. Terör örgütü, çekilme şartını, süreci yönetmek için TBMM'de bir komisyon kurulması ve çekilme koşullarının iyileştirilmesi şartına bağladı. Ayrıca Başbakan'ın PKK'ya "terör örgütü" ifadesini kullanmasından da rahatsız olmuşlar. Yakında göreceksiniz siyasilerimiz bu ifadeyi de kullanmayacak. Görünen köy kılavuz istemez. "Osmanlı zamanında Lazistan, Kürdistan eyaletleri vardı", "valileri de halk seçmeli" diyerek, başkanlık sisteminden neyi anladığını açıkça ifade eden bir AKP hükümeti var. Valiler de belediye başkanları gibi seçimle gelirse, bu devletin muhitlerde olmaması anlamına gelmektedir. Federatif yapıda bu ülkenin parçalanması demektir. "Türk bayrağının ismi değişsin" diyenleri, "Türkçülük bitti, yaşasın Türkiyelilik" diyenleri, "Kürtlerin devleti olmalı" diyenleri, "Öcalan'la masaya oturulmasından memnun oldum" diyenleri, Teröristlere, "sakın silah bırakmayın" diyenleri, "Şehit mi, ne şehidi, bir şehittir tutturmuş gidiyorsunuz, PKK'lı da bu vatanın evladı" diyenleri, "Dağdaki Kürtle birlikte yaşamak isterim" diyenleri, 2005 yılında Erivan'da Ermeni Soykırım kurbanları anıtında gözyaşı dökenleri, "Türkler Ermenileri katletmiştir" sonucu çıkan Ermeni konferansını İstanbul'un göbeğinde tertip edenleri, Türkiye'nin soykırım iddialarına karşı savunduğu tezi, "gülünç denilebilecek kadar saçma" diyenleri, Türk yerine Türkiyelilik kavramının kullanılması gerektiğini savunanları, Türkiye'yi paramparça gösterme amaçlı olan "azınlık raporu"nu hazırlayanları, Soros'un parasıyla Türkiye'de psikolojik operasyon yapanları, liseler için uydurma tarih kitapları yazdırarak Türk çocuğuna milliyetsizlik bilinci vermeye çalışanları akil adam yaparak, Türkiye'nin bölünme sürecini millete hazmettirmeye çalışan bir AKP hükümeti var. Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milletinin mimarı Atatürk'ün kurduğu parti olmasına rağmen, bu sürece en fazla karşı duruş sergilemesi gerektiği halde, kredi babından desteklerini beyan eden bir CHP var. Anayasa değişikliği önerilerinde, Türk milleti yerine "Anadolu'da buluşan kadim uygarlıkların mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti Ahalisi" ifadesini yerleştiren bir CHP var. İktidar ortağı olduğu dönemde APO'nun idam cezasını iptal edenlerin arasında bulunan ve AKP'nin bugünkü terör sürecine en büyük desteği sağlayan bir MHP var. "AKP bırakırsa biz süreci devam ettiririz" diyen Anayasa komisyonu üyesi, milletvekili Faruk Bal'ı barındıran bir MHP var. Çözümsüzlüğün merkezinde iktidarıyla muhalefetiyle Meclis içindeki bütün partiler var. Korkarım ki bu süreç Türkiye'yi Yugoslavya yapacaktır. Çözümün zirvesinde ise sadece Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) var. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "üniter yapı korunmalı" demektedir. Bugün problemlerin çözümsüzlüğü Anayasa ya da parlamenter sistem değil, siyasilerimizin iş bilmezliğidir" demektedir. Sayın Baş, ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli'nde sadece "Vatandaşlık Maaşı" projesiyle bile terörün kökünü tamamen kurutacak ve milleti birbiriyle ve devletiyle barıştıracak tek çözümü sunmaktadır. Sayın Baş'ın projelerinden bugün Rusya ve Çin başta olmak üzere 120'yi aşkın ülke istifade etmektedir. Rusya bunu Prof. Baş'ı Parlamentosu'nda konuşma yaptırarak tüm dünyaya ilan etmiştir. Çin ise Ulusal Halk Kongresi'nde, tek tüketim odaklı model olan Milli Ekonomi Modeli'ne geçtiğini ilan etmiştir. Türk milleti eğer ayıkmaz da oyunu yine çözümsüzlerden yana kullanırsa, korkarım bunda sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti adında bir devlet, Türkiye gibi bir vatan bulamayacaktır. Eğer "iş aş Haydar Baş" derse, "Bağımsız Türkiye" derse o zaman çok kısa zamanda kainat devleti olacak bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin geleceğe umutla bakan, bir eli yağda bir eli balda yaşayan bir ferdi olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025