İmam Ali ve Hz. Fatıma anamızın cömertlikleri ve yücelikleri destan çapındadır. Cömertliklerinden dolayı nice ayetlerle şereflenip, Allah'ın takdir ve rızalarını kazanmışlardır.
O yüce insanlar ihtiyaçları oldukları halde yememiş, içmemiş ve hep infak etmişlerdir. Dualarında daima dost, komşu ve mü'minleri ön plana almışlar ve hep kendilerini ikinci planda değerlendirmişlerdir. Her şeylerini ama her şeylerini müminler, Resûlullah ve Allah yolunda infak ve feda etmişlerdir.
İşte o örnek davranışlarından sadece biri:
İmam Ali Efendimiz haneyi şeriflerine teşrif edip Fatıma anamızı iştahsız ve halsiz bir şekilde görünce; "Ya Fatıma! Dünya tatlılarından gönlün ne istiyor?" diye sorar.
Fatıma ana: "Ya Ali, nar istiyorum" buyurur.
İmam Ali Efendimizin yanında hiç para yoktur. Uzun uzun düşünür ve sonra kalkıp çarşıya gider. Biraz borç para bulur ve onunla bir nar satın alır. Eve giderken yol kenarına bırakılmış bir ihtiyar hasta görür. Hz. Ali o ihtiyara yaklaşıp:
"Gönlün ne istiyor?" diye sual buyurur.
O da: "Ya Ali! Beş gündür buraya atılmış duruyorum. İnsanlar geçip giderler. Kimse bana iltifat etmez. Benim canım nar istiyor" der.
İmam Ali Efendimiz Hz. Fatıma'nın durumunu da düşünerek tereddütsüz bir şekilde narı ihtiyara verir ve ihtiyar şifa bulur.
İmam Ali, Fatıma'dan hayâ ederek selam verir ve eve girer. Hz. Fatıma, Hz Ali'yi görünce O'nu ayakta karşılar ve narın hadisesini öğrenince:
"Ya Ali! Sen üzülme; Allah ü Teâlâ'nın izzet ve celaline yemin ederim ki sen o ihtiyara o narı verdiğinde gönlümde, nara karşı olan iştah gitti" der. Hz. Ali O'nun bu sözleri ile ferahlar. O anda bir kimse gelip Hz. Fatıma'nın kapısını çalar. Ali kimsin diye sual buyurduklarında:
"Aç kapıyı ben Selman-ı Farisi'yim" diye ses gelir. Hz. Ali kalkıp kapıyı açar ve Hz. Selman içeri girer. Elinde üzeri mendille örtülü bir tabak vardır. O tabağı Hz. Ali'nin önüne koyar. Hz. Ali "Bunu kim gönderdi?" der.
Hz. Selman: "Bunu Allah Teâlâ Resûlullah'a gönderdi. Nebi Aleyhisselam da zatı şerifinize gönderdi" buyurdu. Hz. Ali tabağın örtüsünü açtı. Baktı ki, tabakta 9 tane nar var. İmam Ali buyurdular ki:
"Yâ Selman! Bu getirdiğin bana olsa 10 olurdu. Çünkü Hakk Teâlâ: "Kim bir iyilik ile gelirse onun için 10 misli vardır" buyuruyor. Bu ise ona uymuyor. Selman (r.a) tebessüm ederek, sakladığı bir narı da çıkarıp tabağa koydu. Ve: "Yâ Ali! Allah'a yemin ederim ki bu narlar 10 tane idi. Fakat ben seni tecrübe için bir tanesini saklamıştım" buyurdu.
Allah şefaatlerinden mahrum eylemesin...
- ‘Sofra yay’ / 24.08.2024
- Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli / 23.08.2024
- Ankara'nın taşına bak / 20.06.2024
- İzmir'in işgalindeki vatan hainleri / 20.05.2024
- İzmir'in işgalindeki vatan hainleri / 20.05.2024
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023