Çeyrek asırdan beri?

Daha öncesi elbette var ama çeyrek asırdan beri bizzat yazar?çizer kadrosu içinde yer almaktan onur duyduğum sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ın yüzde yüz isabetli tahlillerine ve analizlerine hep şahit olduk.
Sadece uzmanlık alanları ile sınırlı kalmayıp neredeyse her konuda yaptığı analizler, serdettiği tahliller sahanın uzmanlarına parmak ısırttıracak derecede orijinal ve de tam on ikiden vuran tespitler?
"Birlik ve temel unsurları" serlevhası ile Anadolu illerinde konferanslar verdiği yıllarda toplum daha bu kadar ayrılmamış, ayrıştırılmamış, fitne?fesat şebekeleri bu kadar mesafe kat etmemişti.
Koca bir toplumu lime lime edecek olan fitne?fesat şebekelerinin niyetlerini okuyup, ayak seslerini hissedip yollara düştüğü yıllarda daha özel televizyonların sözü bile yoktu ve toplumu bugün bin parçaya bölen AKP'nin esamisi dahi okunmuyordu.
Bugün tolumun ve devletin başına bela kesilen, milletin vergileri ile alınmış uçakları, tank ve topların namlularını yine millete çeviren FETÖ, makas değiştirip Vatikan'ın emrine ve yörüngesine girmeye niyet ettiği, niyetinin belirtileri görüldüğü günlerde, yani FETÖ yalanlarının yılanlaşmaya başladığı zaman diliminde en yakınlarından başlayarak Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar dört bir yana yaklaşmakta olan tehlikeyi haber vermişti.
Makas değişikliğine karar verip Vatikan'a Papa'ya yönelen malum zata sayfalarca uzayan mektup göndermiş, onu ayet ve hadisler ışığında ikaz etmiş, bu uyarıları dikkate almadığı anlaşılınca da her türlü iletişim imkanlarını kullanarak milleti bu sinsi faaliyete karşı dikkatli ve uyanık olmaya çağırmıştı.
Bugün Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan Sayın Erdoğan o günlerde İstanbul Belediye başkanı idi ve daha parti kurma hazırlığında iken bu FETÖ tehlikesine karşı bizzat Haydar Hoca tarafından uyarılmıştı.
En tepe makam olan Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden zattan en ücradaki muhtarlara kadar ve toplumun bütün kesimleri bu manada Sayın Haydar Hoca'ya borçludurlar ve uyarıları dikkate almadıkları için suçludurlar.
Eğitimci Haydar Hoca; bir milletin istiklalinin ve istikbalinin teminatı olan gençliğinin nasıl ve hangi yöntemlerle eğitilmesi gerektiğini yol ve yordamını, metot ve yöntemini anlatan eserler yazdı, televizyon programları yaptı ve seri konferanslar verdi.
İlahiyatçı Haydar Hoca; Allah'ın kullarına son mesajı olan yüce İslam'ın, batılı müsteşrikler ve onların yerli taşeronları tarafından bozma ve sulandırma faaliyetlerine karşı başta Diyanet olmak üzere toplumun bütün kesimlerini ve siyasileri sürekli uyardı, çeşitli programlarla konuyu canlı tutmaya çalıştı.
Siyasetçi Haydar Hoca; ilerlemiş yaşına rağmen BTP'yi kurdu, gençlerin önüne düştü, çoğu zaman hastalıklarının tedavisini de erteleyerek yedi iklim dört bucağı dolaştı ve yerli siyasetin, millet ve devlet menfaatine yönelik siyasetin nasıl yapılacağını bizzat gösterdi. Siyaset üzerinden ülkeyi bölüp parçalamayı hedefleyen küresel eşkıyalarla nasıl mücadele edileceğini de fiili olarak göstermiş oldu.
Dış politika uzmanı Haydar Hoca; hem tüm dünyadaki gelişmeleri tam zamanında doğru okudu hem de İslam coğrafyasındaki gelişmeleri doğru okudu, isabetli tespitler yaptı, yaklaşan tehlikeleri daha ilk baştan haber verdi. Küresel işgalcilerin, haçlı?siyonist çetelerin bizim coğrafyamıza yönelik sinsi ve hain planlarını deşifre etti ve çoğu zaman oyunlarını bozdu, oyunlarının nasıl bozulacağının yollarını gösterdi.
Ekonomist Haydar Hoca; bir ülkede bütün gelişmelerin ve büyümelerin lokomotifi olan ekonomiye hayatında özel yer ayırdı, yıllarını verdi ve Milli Ekonomi Modeli diye bir tez ortaya koydu, tezini dünyaca ünlü ekonomistler nezdinde tartışmaya açtı, ondan fazla uluslararası kongreler tertip etti ve meşhur ekonomi görüşü bu gün dünyaya mal olmuş, uygulanmaya başlanmış durumda.
Basın?yayıncı Haydar Hoca; neşrettiği dergiler, mecmualar, gazeteler ve yayına soktuğu televizyonlar ile Müslüman Türk milletinin ruh köküne, kültürel kodlarına uygun yayınların nasıl ve ne şekilde yapılacağını uygulamalı olarak gösterdi.
Sünni dünyanın içinde yetişip Ehl?i Beyt külliyatı sahibi olan tek ilim adamı olarak bu sahada da rüştünü ispat etti, ümmetin yitik malı olan, yüzyıllarca setredilmiş olan Ehl?i Beyt gerçeğinin kapılarını tüm dünyaya açmış oldu.
Çeyrek asırdan beri hep çalışan, hep dolaşan, hep yazan, hep televizyon programları, salon programları ve meydan mitingleri ile yılmadan usanmadan bizleri uyaran bu ilim, fikir ve aksiyon adamına öyle çok borcumuz var ki?