Cenevre süreci Erdoğanın defterini dürecek

Başbakan R. T. Erdoğan’ın politik geleceği ölüm ile sıtma arasında geçecek.Bu vaziyeti görmek için kahin olmaya gerek yok… Kör olmamak yeter!Erdoğan, işgalci Amerika’ya Büyük Ortadoğu Projesi eş-başkanlığı kapsamında verdiği hizmetlerin kendisini bölgede “tek adam” yaptığını vehmetmişti. Etrafındaki politik çakallar, beslemeler ve rantiyeci yandaşları, kendisine Yeni Osmanlıcılık gazı verdiler; sen aslansın, sen kaplansın bölgede, kim tutar seni, ye şu Esad’ı diye kışkışladılar.Bu gazla Erdoğan, iç ve dış politika icraatlarında akıl, iz’an ve adalet ölçülerinin yanısıra Türk milleti ve bölge insanlarının menfaati esasından uzaklaştı.Erdoğan, isyancıları kahraman diye bağrına bastı. AKP hükümetinin ihtilalci isyankarlara verdiği sınırsız ve ölçüsüz destekle Suriye’de on birlerce Müslüman can verdi, vermeye devam ediyor.Erdoğan, egosantrizme mahkum vaziyette Haçlı hülyaları ve Amerikan rüyalarına daldı. Bölgede, Don Kişot kesildi…Suriye’ye yönelik kirli savaşta İsrail ile aynı safta tek başına kaldı.Erdoğan’ın aklı tutuldu.Kalbi ve gözleri perdelendi, BTP Genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş başta olmak üzere kendisine doğruyu ve hakkı gösteren hiç kimseyi görmedi.Bölgede başka inisiyatif sahiplerinin varlığını bile unuttu.Prof. Dr. Baş’ın kapitalizmi tarihe gömen Milli Ekonomi Modeli’ni 2005 yılından beri kısmen uygulayarak güçlenmiş ve 27 Şubat’ta da tamamını uygulayacağını ilan etmiş Rusya, masaya yumruğunu vurdu.Amerika, Suriye konusunda durdu, düşündü, dize geldi.Rusya ile mutabakata vardı.Erdoğan, Rusya’nın yumruğunu Amerika’dan duydu. Washington’da egosantrik hülyalarından uyandı.Obama’dan, “savaşla bu işler olmaz, çözüm Cenevre’de aranacak” şaplağını yedi.Erdoğan, alacağımızı aldık, dedi.Ama şaşkın… Ne İsa’ya yaranabildi, ne Musa’ya!Attan düşmüşten beter oldu.İki sene önce Prof. Dr. Haydar Baş’a kulak assaydı, ne kendisi bu hallere düşerdi, ne Türkiye’nin başı Reyhanlı’da olduğu gibi kanar, ne sınır vilayetlerimiz teröristlerin ve ajanların cirit attığı sahalara döner, ne sığınmacı adı altında ne idüğü belirsiz milyonlar başımıza sarılır, ne de Suriye kaosunda on binlerce Müslüman can verirdi.Erdoğan’ın bundan sonraki hayatı ve hesabı kolay olmayacak!Son nefesini varsın kendisi düşünsün…Rusya ve Amerika’nın anlaştığı Cenevre süreci, Esad’ın defterinin dürülme süreci değil, Erdoğan’ın defterinin dürülmesi sürecine dönüşmektedir. Obama yönetimi, Rusya’nın “Esad’sız Suriye olmaz” tezini kabul etti. Cenevre süreciyle Esad’ın değil de, Erdoğan’ın defteri dürülürse, şaşırmayın!Cenevre süreci, Erdoğan’ın önüne şu çok önemli ceza dosyalarını getirebilir; belgeler hazırlanıyor, hukuk metinleri oluşturuluyor: - Suriye’de seçimle işbaşına gelmiş meşru bir yönetime karşı silahlı ihtilale kalkışan eli kanlı çete ve askerleri, “mülteci” kılığında Türkiye’de barındırmak, semirtmek, tedavilerini yaptırıp her türlü mühimmatla tekrar Suriye’deki vahşi savaşlarına sevk etmek. Nitekim BM Mülteciler Komiserliği, AKP hükümetinin Türkiye’de barındırdığı bir milyona yakın Suriyelinin ancak üçte birinin kayıtlı, gerisinin ne idüğü belirsiz olduğunu, dolayısıyla “mülteci-sığınmacı” niteliği taşımadığını açıklıyor.- BM Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu üyesi ve Eski Yugoslavya için Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi Başsavcısı Del Ponte, Suriye’de Esad yönetiminin değil, Suriye’deki çatışma kurbanlarının ifadelerine göre isyancı muhaliflerin sinir gazı Sarin kullandığını açıklıyor. Söz konusu gazların komşu ülkelerden ithal edildiğine dikkat çekiliyor.Bu dosyalar AKP hükümetinin ve Erdoğan’ın önüne öyle veya böyle gelecektir. Dokunulmazlık zırhı bu dosyalarda işlemeyecektir.Dahası bu dosyalardan dünyada sorgulanmak, ahiretteki hesabı ve sorgulamayı ortadan kaldırmayacaktır.Cenevre süreci, AKP hükümetinin ve Erdoğan’ın defterinin dürülmesi sürecine dönüşmeden önce; Türk milleti, AKP ve Erdoğan’ın defterini dürsün ki, ülke de kurtulsun, bölge de…