Tarihin sürekli tanıklık ettiği gerçeklerden birisi de, ne zaman bir insan kalkar çığır açar, mükemmel bir eser ortaya koyar, art niyetli olmayan insanlar onu takdir eder, işte o zaman birileri taş koymak için, çamur atmak için elinden geleni yapmaya çalışır.Bu kötüleme ve çamur atma çalışması peygamberler için bile yapıldığına göre, demek ki dünyanın bir gerçeği.Tarih borunca itler ürümeye devam etmiştir, kervan da yürümeye.Ortaya konulan bir eser insanlık tarihine orijinal ve doğru bir takım değerler katıyorsa, mutlaka takdir edilmedir. Özellikle bu artı değeri milletimizin içinden birileri gündeme getiriyorsa bizler için ayrıca gurur kaynağı olmalıdır.Tarihimizle övünüyoruz, çünkü dünyaya hakim olduğumuz dönemlerde bulunduğumuz, hatta bulunmadığımız birçok coğrafyada adaleti, sevgiyi, birlik ve beraberliği temin etmişiz. Zulme haksızlığa asla müsaade etmemişiz.Cumhuriyetin ilk yıllarında, Osmanlının bütün borçları sırtımızda yük olarak bulunmasına rağmen, gençlerimizin çoğunu Çanakkale'de ve Kurtuluş Savaşı'nda şehit vermemize rağmen, ekonomik ve siyasi bir hamle ortaya koymuşuz ve Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde milli bir modelle borçları ödenmiş, tarımda ve sanayide kendi kendine yeten bir Türkiye oluşturmuşuz. Bunlar tarihte ender rastlanan durumlardır ve de takdir edilmelidir.Ama tarih sahnesinde, oturduğu yerden, kılını bile kıpırdatmadan, bacak bacak üstüne atarak, o dönemin çileli mücadelesini bir kalemde çiziveren densizler mutlaka varolmuştur ve de olacaktır.Dedik ya it ürür, kervan yürür.Gelelim günümüze ve bu girişi neden yaptığımıza.26-27 Kasım günleri İstanbul'da tarihe mührünü vuran çok önemli bir kongre vardı: "Milli Ekonomi Modeli Kongresi".Bu tarihi kongreye, ülkemizin güzide üniversitelerinden katılan öğretim üyeleri olduğu gibi, dünyanın tanınmış üniversitelerinden (Harvard, Illinois, Bakü, Kazan vs) gelen profesör-akademisyenler de bu tarihi olaya tanıklık etmişler, fikirlerini ortaya koymuşlar ve hatta takdir etmişlerdi. Düne kadar, sessiz sessiz oturarak ülkenin ekonomik ve siyasi bataklığa sürüklenmesine seyirci olanlar, hatta bu gidişata iktidar oldukları dönemlerde katkı sağlayanlar, güneşin bu kongrede doğmasından rahatsız olacaklar ki, aslı astarı olmayan ifadelerle, seviyesiz bir takım eleştirilerle tepki vermeye başladılar. Dünyanın ve ülkemizin tanınmış üniversitelerinden gelen akademisyenler, model için, "dahiyane", "orijinal", "insan merkezli", "kafalarda devrim oldu", "Nobel ödülü lazım", "Ekonomide yenilik" gibi yorumlar yaparken, miadını doldurmuş bu zatlar takdir edeceklerine, gurur duyacaklarına rahatsızlıklarını ifade ediyorlar.Onlara sadece şu soruları sormayı yeterli buluyorum: "Miadınızı doldurmadan önce nerdeydiniz?" "Bu millet sizi bir dönem iş başına getirdi, o dönemde IMF'nin dediklerini yapmak dışında, İsrail'le cumhuriyet tarihinin en kapsamlı anlaşmasını yapmak dışında, devletle milleti, askerle sivili karşı karşıya getirmek dışında ne yaptınız?Miadını dolduranların bu ülkeye ne hale getirdikleri ortada.Atatürk'ün dönemi dışında, cumhuriyet tarihimizde ekonomide ve siyasette gerçek bir başarıdan bahsetmek mümkün mü?Eğer bir başarı olsaydı, bugün 400 milyar dolar borcumuz olur muydu?Bugüne kadar öyle ya da böyle miadını doldurmuş olan her siyasinin bu borçta katkısı vardır ve bu yükü bu milletin sırtına bir kambur gibi yükleyenlerin bugün asla konuşmaya hakkı yoktur.Ben yapardım ederdim dönemi geçmiştir. "Madem yapardın, yapsaydın be kardeşim" demezler mi?Anlaşılan birileri, bu tarihi modelin akademik sahada ortaya konuluşundan bir hayli rahatsız olmuş olacak ki, miadı dolmuşları piyasaya sürerek, suyu bulandırmaya çalışıyor.Ama, ne fayda.Kervan yola çıktı bir kere. it itliğini yapa dursun, kervan asla dönüp ona bakmayacak, emin adımlarla yoluna devam edecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025