Vergilere zam üstüne zam geldi ve hükümet tarafından bunun gerekçesi olarak 6 Şubat depremleri, memura, emekliye zam vs. gösterildi.
Halbuki bütçe giderlerine bakıldığında aslan payını yine faiz ödemeleri oluşturuyor. Faiz ödemeleri katlanarak artarken, depremi, maaş zamlarını bahane olarak göstermek bence "cambaza bak" oyunudur.
Dilerseniz önce bütçenin durumuna bir bakalım.
Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın bütçe verilerine göre, bütçe açığı sadece Haziran ayında 206.3 milyar lira, 2023'ün ilk 6 ayında ise 457.3 milyar lira oldu.
Haziran ayında, Hazine'nin nakit gelirleri 295 milyar 499 milyon lira, nakit giderleri ise 501 milyar 829 milyon lira olarak gerçekleşti.
Bu bütçe açığının büyüklüğünü görmek için öncekilerle mukayese etmek gerekir. Örneğin bütçe geçen yılın Haziran ayında 31 milyar 59 milyon lira açık vermişti. 31 milyardan 206 milyara devasa bir yükseliş!
2021 Haziran'ından 2022 Haziran'ına dikkat çeken bir yükseliş yoktu. Haziran 2021'de bütçe açığı 25 milyar 31 milyon liraydı.
Bir diğer mukayese ise, 2022 yılının tamamında verilen bütçe açığı 139 milyar liraydı. Dikkat ederseniz sadece Haziran ayında geçen yılın tamamından daha fazla bir bütçe açığı vermişiz. 6 aylık açık da çok büyük, 457.3 milyar lira. Bu yılın başında ilan edilen 2023 yılı bütçe açığı hedefi 660 milyar liraydı. Yani neredeyse yıllık hedefe ilk 6 ayda ulaşmış vaziyetteyiz.
Tabii ki bu bütçe açığında seçim öncesi "yalancı bahar" olarak estirilen seçim ekonomisinin etkisi de büyük, bunu daha önceki yazılarımızda detaylıca anlattık, ama bu durum uygulanan yanlış finansal politikalar neticesinde oluşan devasa faiz yükünün üstünü örtmemeli.
Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre ilk 6 ayda faize yapılan toplam ödeme tutarı 233 milyar 26 milyon lira. Aylara göre ifade edersek; Ocak'ta 19 milyar 890 milyon lira, Şubat'ta 31 milyar 363 milyon lira, Mart'ta 37 milyar 123 milyon lira, Nisan'da 27 milyar 50 milyon lira, sıkı durun Mayıs'ta 96 milyar 30 milyon lira ve son olarak Haziran'da 21 milyar 571 milyon lira Hazine'den faize ödeme yapılmış.
Bu faiz ödemelerine Kur Korumalı Mevduat Sistemi (KKM) için yapılan faiz ödemeleri dahil değil. KKM için Mayıs ayında 1.6 milyar TL ödeme yapıldı. Ocak-Mayıs döneminde KKM'nin bütçeye yükü 4.44 milyar TL oldu. Böylelikle 2022 yılı Mart ayından bugüne kadar toplam maliyet 97.1 milyar lira seviyesine ulaştı.
2022 yılının tamamında faize ödenen para ise 310.9 milyar liraydı. 2021'de ise faize 180.9 milyar lira ödendi.
AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında Türkiye'nin faiz gideri 51.9 milyar TL'ydi ve uzun yıllar yılda sadece 50 milyar lira civarında faiz ödemesi yapıldı.
Şimdi sadece 6 ayda KKM hariç 233 milyar lira ödeme yapıyoruz ki, bu gidişle bu yıl sonu faiz ödemeleri 500 milyar lirayı bulacak. Memur maaşlarının bütçeye ek yükü 177 milyar lira oldu, emeklinin yükü şu, depremin yükü bu diye hayıflanıyorlar, görüyoruz ki asıl yük işte bu katlanarak artan faiz yükü. Asıl kara delik burada…
Mevcut enflasyonist şartlarda maaş zammı memurun, emeklinin, asgari, ücretlinin en doğal hakkı. Sizin çözmeniz gereken asıl mesele bu faiz yükünden ve faiz yükü oluşturan kokuşmuş ekonomik sistemlerden kurtulmak.
Mevcut ekonomik anlayışta, vatandaşlardan toplanan vergiler ve fon sahiplerinden alınan faizli borçlar kaynak olarak görülmektedir. Adaletsiz bir şekilde sürekli artırılan vergiler vatandaşların belini bükerken, alınan borçlar ise sürekli borç üretmektedir. Ve bu borç durduğu yerde faiz sebebiyle artmaktadır.
Hükümet yetkilileri küresel fonlara verdikleri sözler sebebiyle devletin devlet olmasından kaynaklanan gelir kaynaklarını kullanmamaktadır. Mevcut anlayışla kullansalar da emin olun ki ellerine yüzlerine bulaştırırlar.
Hem vatandaşların gelir düzeyini yoksulluk sınırının üzerinde normal bir standarda taşıyacak, hem bütçedeki faiz yükünü tamamen ortadan kaldıracak hem de bütçe açıklarını tarih yapıp, sürekli bütçe fazlası verdirecek tek sistem Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'dir.
Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) parti programında olan bu ekonomik sistemin uygulanması için BTP lideri Hüseyin Baş'a ve kadrosuna fırsat verilmelidir.
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025