14 Mart Perşembe günü Bursa tarihi günlerinden birini yaşadı.
Bursa, Atatürk Kapalı Spor Salonu, onbinlerce Bursalı tarafından dolduruldu. İçi, dışı, önü, arkası izdihama sahne oldu. Kapalı devre yayınla salona giremeyenler programı izledi.
Bağımsız Türkiye Partisi, Prof. Dr. Haydar Baş beyin katılımı ile halkın önünde idi. Henüz 5 aylık bir parti. Kuruluş yazısının mürekkebi daha kurumamış bile. Fakat değerli halkımız bu partiye ve partinin kuruluşunda fikirleri esas alınan Prof. Dr. Haydar Baş beye çok alakalı idi.
Zira, Prof. Dr. Haydar Baş bey, çeyrek asırdan beri halkımın huzurunda gerçekleri anlatıyordu ve halkla tam bir uyum içinde idi.
Dört saate yakın bir zaman süren proje adeta bir ziyafet oldu.
Dikkat çeken bazı hususları değerlendirirsek;
Hafta arası olmasına rağmen çok ciddi bir katılım oldu. Fevkalade bir kalabalık toplandı.
7 Nisan 2001 Trabzon mitingi, 20 Mayıs 2001 İstanbul mitingi, 10 Haziran 2001 Ankara mitingi de muhteşem olmuştu. Halkla yaptığımız temaslarda şu ortak değerlendirmeyi aldık; "Efendim bu izdiham çapındaki katılımlar, bir şeyin işareti. Anlaşılan o ki halk, istediğini Prof. Dr. Haydar Baş beyde buluyor"
Bu görüşmelerden birinde farklı bir partinin yönetim kurulu üyesi bir beyefendi ile konuşuyoruz. Bir ara söz bu katılımlara, izdiham çapındaki alakaya geliyor. Beyefendi, TV'lere akseden kalabalığın gerçekte mümkün olmadığını, siyasetin soğuduğu bir dönemde mümkün olamayacağını söylüyor. Hayretini bildiriyor. Kendisine izah ediyoruz. Artık mevcutların bittiğini fakat insanımızın arayış içinde olduğunu ifade ediyoruz. Yaptığımız açıklama ve bilgilendirmeler sonucu tatmin oluyor.
8 Mart'ta Trabzon'da, 14 Mart'ta Bursa'da gerçekleştirilen katılım ve tanıtım programlarında muhteva fevkalade idi. Prof. Dr. Haydar Baş bey, çok ciddi bir vurgu ile ülkenin durumunu teşhis ediyor, çözümleri açıklıyordu. Olaylar çok net bir biçimde halkın önüne seriliyordu. Artık halkımız basmakalıp ifadelerle takdim edilen Batıcı ve taklitçi projelere değer vermediğini, çözümün milli projelerde olduğunu kabul ediyordu. İşte izdiham çapında alakanın asıl sebebi bu.
Türk milleti arif bir millettir. Çabuk anlar, gerçeği görür. AB projeleri, batıcı entegrasyonlar, suni projeler halk nezdinde değer kaybetmiştir. Bir zamanlar % 80 olduğu söylenilen AB desteği artık tek rakamlara inmiştir.
Bugün bir halk oylaması yapılsa AB'ye evet diyenlerin sayısı tek rakamı geçemez.
Yıllardan beri IMF, Dünya Bankası, ABD projeleri ülkeyi tükenme noktasına getirmiştir.
Prof. Dr. Haydar Baş beyin siyaset deyişi de bu zorunluluktan doğdu. Artıkgeriye giden bu aracı durdurmak, tehlikeye son vermek zamanıdır. Zira hepimiz, 70 milyon bu aracın içindeyiz. Alınacak sonuç eksisi ile, artısı ile hepimizi ilgilendirecektir.
Özellikle "vergiyi kaldırma teklifi" halkta büyük heyecana vesile oldu. Prof. Dr. Haydar Baş bey, "köylüden, çiftçiden, işçiden, memurdan, geliri yüz milyarın altında olan esnaftan vergi almayacağım deyince halk adeta ayağa kalktı. Zira ülkede alınan vergiler sadece borç faizlerine gitmektedir. Yani devlet, vergiyi toplayıp, faizciye veriyor. Halka kalan hiç bir şey yok. Adeta Galata bankerlerinin yorgun Osmanlı'yı bitirme projesi yeniden hayata geçirilmiş durumda.
Nihayet, milli bir proje, milli bir duruş, milli bir özgüven vaadedilince herkes doyarcasına rahatladı. Alkışladı, bağrına bastı Prof. Dr. Haydar Baş beyi.
Bu yürüyüş elbette durmadan, ara vermeden devam edecektir. Nihayet koşuya, finişe geçilecektir. İşte o zaman başarı ipini göğüsleyen değerli halkımız olacaktır.
Halkımızı kutluyoruz. Zira onlar son derece basiret sahibidir. Onlar kendi bağırlarından öz çocuklarını yetiştirdiler. Prof. Dr. Haydar Baş bey, kendi milletine en güzel hediye olan başarıyı vaadediyor.
Hayırlı olsun.
Bursa, Atatürk Kapalı Spor Salonu, onbinlerce Bursalı tarafından dolduruldu. İçi, dışı, önü, arkası izdihama sahne oldu. Kapalı devre yayınla salona giremeyenler programı izledi.
Bağımsız Türkiye Partisi, Prof. Dr. Haydar Baş beyin katılımı ile halkın önünde idi. Henüz 5 aylık bir parti. Kuruluş yazısının mürekkebi daha kurumamış bile. Fakat değerli halkımız bu partiye ve partinin kuruluşunda fikirleri esas alınan Prof. Dr. Haydar Baş beye çok alakalı idi.
Zira, Prof. Dr. Haydar Baş bey, çeyrek asırdan beri halkımın huzurunda gerçekleri anlatıyordu ve halkla tam bir uyum içinde idi.
Dört saate yakın bir zaman süren proje adeta bir ziyafet oldu.
Dikkat çeken bazı hususları değerlendirirsek;
Hafta arası olmasına rağmen çok ciddi bir katılım oldu. Fevkalade bir kalabalık toplandı.
7 Nisan 2001 Trabzon mitingi, 20 Mayıs 2001 İstanbul mitingi, 10 Haziran 2001 Ankara mitingi de muhteşem olmuştu. Halkla yaptığımız temaslarda şu ortak değerlendirmeyi aldık; "Efendim bu izdiham çapındaki katılımlar, bir şeyin işareti. Anlaşılan o ki halk, istediğini Prof. Dr. Haydar Baş beyde buluyor"
Bu görüşmelerden birinde farklı bir partinin yönetim kurulu üyesi bir beyefendi ile konuşuyoruz. Bir ara söz bu katılımlara, izdiham çapındaki alakaya geliyor. Beyefendi, TV'lere akseden kalabalığın gerçekte mümkün olmadığını, siyasetin soğuduğu bir dönemde mümkün olamayacağını söylüyor. Hayretini bildiriyor. Kendisine izah ediyoruz. Artık mevcutların bittiğini fakat insanımızın arayış içinde olduğunu ifade ediyoruz. Yaptığımız açıklama ve bilgilendirmeler sonucu tatmin oluyor.
8 Mart'ta Trabzon'da, 14 Mart'ta Bursa'da gerçekleştirilen katılım ve tanıtım programlarında muhteva fevkalade idi. Prof. Dr. Haydar Baş bey, çok ciddi bir vurgu ile ülkenin durumunu teşhis ediyor, çözümleri açıklıyordu. Olaylar çok net bir biçimde halkın önüne seriliyordu. Artık halkımız basmakalıp ifadelerle takdim edilen Batıcı ve taklitçi projelere değer vermediğini, çözümün milli projelerde olduğunu kabul ediyordu. İşte izdiham çapında alakanın asıl sebebi bu.
Türk milleti arif bir millettir. Çabuk anlar, gerçeği görür. AB projeleri, batıcı entegrasyonlar, suni projeler halk nezdinde değer kaybetmiştir. Bir zamanlar % 80 olduğu söylenilen AB desteği artık tek rakamlara inmiştir.
Bugün bir halk oylaması yapılsa AB'ye evet diyenlerin sayısı tek rakamı geçemez.
Yıllardan beri IMF, Dünya Bankası, ABD projeleri ülkeyi tükenme noktasına getirmiştir.
Prof. Dr. Haydar Baş beyin siyaset deyişi de bu zorunluluktan doğdu. Artıkgeriye giden bu aracı durdurmak, tehlikeye son vermek zamanıdır. Zira hepimiz, 70 milyon bu aracın içindeyiz. Alınacak sonuç eksisi ile, artısı ile hepimizi ilgilendirecektir.
Özellikle "vergiyi kaldırma teklifi" halkta büyük heyecana vesile oldu. Prof. Dr. Haydar Baş bey, "köylüden, çiftçiden, işçiden, memurdan, geliri yüz milyarın altında olan esnaftan vergi almayacağım deyince halk adeta ayağa kalktı. Zira ülkede alınan vergiler sadece borç faizlerine gitmektedir. Yani devlet, vergiyi toplayıp, faizciye veriyor. Halka kalan hiç bir şey yok. Adeta Galata bankerlerinin yorgun Osmanlı'yı bitirme projesi yeniden hayata geçirilmiş durumda.
Nihayet, milli bir proje, milli bir duruş, milli bir özgüven vaadedilince herkes doyarcasına rahatladı. Alkışladı, bağrına bastı Prof. Dr. Haydar Baş beyi.
Bu yürüyüş elbette durmadan, ara vermeden devam edecektir. Nihayet koşuya, finişe geçilecektir. İşte o zaman başarı ipini göğüsleyen değerli halkımız olacaktır.
Halkımızı kutluyoruz. Zira onlar son derece basiret sahibidir. Onlar kendi bağırlarından öz çocuklarını yetiştirdiler. Prof. Dr. Haydar Baş bey, kendi milletine en güzel hediye olan başarıyı vaadediyor.
Hayırlı olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Baki Bektaş / diğer yazıları
- Gerçek hayat ahiret hayatıdır / 09.09.2003
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002