Türkiye'nin başı Kuzey Irak'taki manevralardan dönmüş vaziyettenken; siyasetin kendi kendine gelin-güvey olarak stratejik ortağımız dediği Amerika öyle bir vize çalımı attı ki, aklımız başımızdan gitti.
Yerel, bölgesel ve küresel ölçekte hava bir anda puslu oluverdi.
Bu durumda kendi ahvalimizi ve bölgedeki gelişmeleri akl-ı selim ile görüp değerlendirmek, İngiliz ve Amerikan üfürükçülerinin kuşatması altındaki Türk siyaseti için zor, belki de imkansızdır.
Önümüzdeki günler, hem ülkemiz, hem de bölgemiz açısından çok stratejik gelişmelere gebe görünüyor.
Barzani, Amerika-İsrail desteğiyle üç yılda yayılıp ele geçirdiği ve referandum cesareti gösterdiği bölgeyi üç-beş saat içinde terk etmek durumunda kalıyor.
Bu gelişme, Aralık 2015'de Musul'u hiçbir mukavemet göstermeden DEAŞ'a teslim eden derme-çatma Irak ordusunun mahareti değil?
Yapılan açıklamalardan anlaşılıyor ki, Barzanî'yi, yerel ve küresel müttefikleri bir anda yalnız bıraktı, onlar da şimdilik tabanları yağladılar.
Aynı saatlerde KYB'nin eski lideri Celal Talabani'nin oğlu Bafel Talabani ile, Irak ordusuyla beraber Kerkük ve diğer yöreleri teslim alan Haşdi Şabi arasında dokuz maddelik bir anlaşma imzalandığı belirtiliyor.
Talimatlı ani çekilme ve sessizlik bölgenin geleceği adına çok da hayra alamet görünmüyor, yine kan kokuyor.
Zbigniew Brzezinski'nin Büyük Satranç Tahtası'ndaki Amerika, küresel eksende oyununu kaybetmeye başladığını fark edince; bölgesel satrancındaki BOP taşlarını yeniden dizayn ederek yeni oyunlar kurma peşinde görünüyor.
Her şey olup bitiyor? Devlet Bahçeli'nin su yoluna girip havanda su döven Türk siyaseti de "Yar dayansın, men düştüm aşk oduna, tutuşsun yar da yansın" türküsü okuyor.
Bu arada Amerika bizzat Beyazsaray düzeyinden Türkiye'ye, Reza Zarrab-FETÖ-Türk siyaseti eksenli ani vize çalımı atıyor.
Ankara, konuyu Büyükelçilik işgüzarlığı şeklinde kamuoyuna yedirmeye çalışıp ört-bas etme telaşındayken; Amerika, meselenin üstüne üstüne gidiyor.
Amerikan Büyükelçisi John Bass, Barzanî gibi Cuma günü basıp gidiyor. Ama giderayak sopayı gösteriyor. Bass, işbirliğimiz sayesinde son 9.5 ayda Türkiye'de "DEAŞ" tarafından herhangi büyük çaplı bir saldırı düzenlenmiyor, diyor.
Vize-mize işleri için oluşturulan eli şartnameli Amerikan heyeti geliş hazırlığı yaparken Mersin'de patlama yaşanıyor.
Aklı başında olanlar, Mersin patlamasını Bass'ın açıklamalarıyla birlikte okuyor.
Vize-mize ve bölgesel vaziyetimize bakılırsa, Amerikan üfürükçülerinin aklıyla başı dönmüş Türk siyaseti, puslu havada Türkiye'yi ava sürükleyebilirler. Ancak unutmamak gerekir ki ava giden avlanır.
Huzur için, bölge ülkeleri elele vererek, ülkemiz ve bölgemiz üzerindeki emperyalist oyunları boşa çıkarmak, bölgedeki devlet ve yapıları emperyalizmin oyuncağı olmaktan kurtarmak gerekiyor.
Türk siyasetinin, Amerika ve Avrupa gibi küresel emperyalistlerle bugüne kadarki Yedi Kocalı Hürmüz edalı gel-gitli vaziyeti, ülke içinde ve komşu devletler nezdindeki güvenimizi erozyona uğratmıştır. Kaosun beslendiği ana damarlardan biri bu güven erozyonudur.
Behemehal içte ve dışta bu güvenin yeniden tesis edilmesi şarttır. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın, Milli birlik-Atatürk-Ehl-i Beyt ve Lozan eksenli barışçıl çıkışları, Türkiye'nin aydınlık ufkudur.
Başkalarının oyuncağı olmayacak bir siyaset için güçlü ordular kadar sağlam ve milli bir ekonomi olmazsa olmazdır. Prof. Dr. Baş'ın dünyanın 4 milyar nüfusluk kesimince uygulanan Milli Ekonomi Modeli, bu bakımdan yegâne yoldur. Kimse kimseyi kandırmasın; artık görelim, taşıma su ile değirmen dönmez.
Türk milleti ve devleti acilen bu yola girmedikçe hiç kimseye huzur yoktur.
Yerel, bölgesel ve küresel ölçekte hava bir anda puslu oluverdi.
Bu durumda kendi ahvalimizi ve bölgedeki gelişmeleri akl-ı selim ile görüp değerlendirmek, İngiliz ve Amerikan üfürükçülerinin kuşatması altındaki Türk siyaseti için zor, belki de imkansızdır.
Önümüzdeki günler, hem ülkemiz, hem de bölgemiz açısından çok stratejik gelişmelere gebe görünüyor.
Barzani, Amerika-İsrail desteğiyle üç yılda yayılıp ele geçirdiği ve referandum cesareti gösterdiği bölgeyi üç-beş saat içinde terk etmek durumunda kalıyor.
Bu gelişme, Aralık 2015'de Musul'u hiçbir mukavemet göstermeden DEAŞ'a teslim eden derme-çatma Irak ordusunun mahareti değil?
Yapılan açıklamalardan anlaşılıyor ki, Barzanî'yi, yerel ve küresel müttefikleri bir anda yalnız bıraktı, onlar da şimdilik tabanları yağladılar.
Aynı saatlerde KYB'nin eski lideri Celal Talabani'nin oğlu Bafel Talabani ile, Irak ordusuyla beraber Kerkük ve diğer yöreleri teslim alan Haşdi Şabi arasında dokuz maddelik bir anlaşma imzalandığı belirtiliyor.
Talimatlı ani çekilme ve sessizlik bölgenin geleceği adına çok da hayra alamet görünmüyor, yine kan kokuyor.
Zbigniew Brzezinski'nin Büyük Satranç Tahtası'ndaki Amerika, küresel eksende oyununu kaybetmeye başladığını fark edince; bölgesel satrancındaki BOP taşlarını yeniden dizayn ederek yeni oyunlar kurma peşinde görünüyor.
Her şey olup bitiyor? Devlet Bahçeli'nin su yoluna girip havanda su döven Türk siyaseti de "Yar dayansın, men düştüm aşk oduna, tutuşsun yar da yansın" türküsü okuyor.
Bu arada Amerika bizzat Beyazsaray düzeyinden Türkiye'ye, Reza Zarrab-FETÖ-Türk siyaseti eksenli ani vize çalımı atıyor.
Ankara, konuyu Büyükelçilik işgüzarlığı şeklinde kamuoyuna yedirmeye çalışıp ört-bas etme telaşındayken; Amerika, meselenin üstüne üstüne gidiyor.
Amerikan Büyükelçisi John Bass, Barzanî gibi Cuma günü basıp gidiyor. Ama giderayak sopayı gösteriyor. Bass, işbirliğimiz sayesinde son 9.5 ayda Türkiye'de "DEAŞ" tarafından herhangi büyük çaplı bir saldırı düzenlenmiyor, diyor.
Vize-mize işleri için oluşturulan eli şartnameli Amerikan heyeti geliş hazırlığı yaparken Mersin'de patlama yaşanıyor.
Aklı başında olanlar, Mersin patlamasını Bass'ın açıklamalarıyla birlikte okuyor.
Vize-mize ve bölgesel vaziyetimize bakılırsa, Amerikan üfürükçülerinin aklıyla başı dönmüş Türk siyaseti, puslu havada Türkiye'yi ava sürükleyebilirler. Ancak unutmamak gerekir ki ava giden avlanır.
Huzur için, bölge ülkeleri elele vererek, ülkemiz ve bölgemiz üzerindeki emperyalist oyunları boşa çıkarmak, bölgedeki devlet ve yapıları emperyalizmin oyuncağı olmaktan kurtarmak gerekiyor.
Türk siyasetinin, Amerika ve Avrupa gibi küresel emperyalistlerle bugüne kadarki Yedi Kocalı Hürmüz edalı gel-gitli vaziyeti, ülke içinde ve komşu devletler nezdindeki güvenimizi erozyona uğratmıştır. Kaosun beslendiği ana damarlardan biri bu güven erozyonudur.
Behemehal içte ve dışta bu güvenin yeniden tesis edilmesi şarttır. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın, Milli birlik-Atatürk-Ehl-i Beyt ve Lozan eksenli barışçıl çıkışları, Türkiye'nin aydınlık ufkudur.
Başkalarının oyuncağı olmayacak bir siyaset için güçlü ordular kadar sağlam ve milli bir ekonomi olmazsa olmazdır. Prof. Dr. Baş'ın dünyanın 4 milyar nüfusluk kesimince uygulanan Milli Ekonomi Modeli, bu bakımdan yegâne yoldur. Kimse kimseyi kandırmasın; artık görelim, taşıma su ile değirmen dönmez.
Türk milleti ve devleti acilen bu yola girmedikçe hiç kimseye huzur yoktur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019