Tayyip Erdoğan ortada kaldı. Kadim dostları, haçlı müttefikleri zoru görünce geri çekildiler. Erdoğan'ın bu haçlı dostlarının halkları da "Bizim ne işimiz var Suriye'de" diye yöneticilerine açıkça uyarılarda bulunuyorlar. Haliyle yöneticileri de "biz zaten sınırlı bir operasyon düşünüyorduk. Kara harekâtına asla girmeyiz" açıklamalarında bulundular. Evet, Erdoğan'ı dostları sattı, yalnız kaldı Erdoğan. "Bari ülkemdeki tabanımı kaybetmeyeyim", diye her zamanki gibi dini söylemlere sarıldı. Bu aralar sıkça ayet ve hadis mealleri okuyor. Tabi konu zalim, zulüm ve zalime ve zulme karşı olmak. Sakladığı, bir türlü açıklamadığı ise Kur'an'da, Sünnet'te zalim, kimdir? Zulüm nedir? Sorularının cevabıdır. Yaklaşık 13 ay önce (10-08-2012) bu konu üzerine kısa bir yazı yazmıştım. Bir daha okuyalım? "Zalim ve zulüm kelimeleri artık hayatımızın bir parçası oldu. Ama (aklı-selim olanlar hariç) hiç kimse; Kur'an'a, Sünnet'e göre zalim kimdir? Zulüm nedir? Arayışına girmedi. Bu kavramların manalarını, ya siyasilerin söylemlerinden, ya medyanın, kendi ve birilerinin çıkarları için önümüze koyduğu haberlerden, ya da "din adamı, ilahiyatçı vs." adlarla, ekranları işgal edenlerin tanımlamalarına inanarak, bir zalim, bir zulüm tarifi yapıldı, millete yutturuldu. Böylece milletimiz, birilerini zalim ilan ederken, bir başkalarını da insanlığın hizmetkârı diye sevdi, destekledi.Oysa bir Müslüman, önüne bir konu gelince Kur'an'a koşar, Hz. Peygamber'e ve Ehl-i Beyt'ine müracaat eder. Bilim çağında yaşamamıza rağmen, bizler ilmi kaynağından değil, ilimden nasipsiz olanlardan istedik. Haliyle Rabbimizle arayı açtığımız gibi itikadımızda zedelendi. Zalim ve zulüm kavramlarına dönersek; Resul-i Ekrem (sav) buyuruyor ki: "Zulüm üç türlüdür. Bir zulüm vardır ki, Allah onu affetmez. Bir zulüm vardır ki, Allah onu affeder. Bir zulüm vardır ki, Allah onun hesabını bu dünyada sorar. Allah-u Teâlâ'nın (c.c) affetmediği zulüm şirktir. Çünkü Allah "Şirk büyük bir zulümdür" (Lokman Suresi:13) buyurmuştur. Allah-u Teâlâ'nın (c.c) affedeceği zulüm, kulların, kendi nefislerine karşı işlediği zulümdür. Rableri ile kendi aralarındaki işlerde yaptıkları hatalardır. Allah'ın hiç bırakmayıp, mutlaka hesabını soracağı zulüm ise kulların birbirlerine karşı işledikleri cürümlerdir. Allah bunların hesabını sorar ve zalimleri cezalandırır." (İbn-i Kesir- Tefsiru'l Kur'an'il Aziym- Beyrut: 1969, 1 Sh: 508)Hadis-i Şerif'ten anlaşılacağı üzere Efendimiz (sav) zulmü üçe ayırmış. (Ki, "O kendi hevasından konuşmaz?" Necm Suresi 3. ayeti kalbimizin ortasında olsun) 1-Allah'ın affetmeyeceği zulüm. Nedir o zulüm? Allah'a (c.c) "şirk" koşmak. Allah'a kim şirk koşuyor? Yahudiler, Hıristiyanlar... Şimdi AB, ABD, İsrail'i vs. Müslüman mı? Hayır. Artı dünyada özellikle İslam coğrafyasında, Müslüman kanı akıtan bunlar mı? Bunlar. O zaman en büyük zalim, Allah'ın affetmeyeceği zalim kim? 2-Kulların kendi nefislerine karşı işlediği zulüm. Namaz kılmamak, oruç tutmamak gibi farzları terk etmek. Günahları (küçük veya büyük) önemsememek, kaçınmamak. İyiliği emredip, kötülükten sakınmamak gibi? Tövbe kapısı son nefese kadar açıktır ve Allah (c.c) çok merhametlidir, affedicidir. 3-Allah'ın mutlaka hesabını soracağı zulümler. Kulların birbirlerine karşı işlediği zulümler. Bu zalimlere karşı, sen iyiliği emret, kötülükten sakındır, uyar. Haksız olanlarla Allah yolunda mücadele et. Ha, dinlemediler. ABD'yi, NATO'yu vs. göreve çağırma. Allah'ın "en büyük zalim" olarak vasıflandırdıkları ile işbirliği yaparak, sözde zulmü engellemeye kalkarsan zalimlerin en büyüklerinden olursun. Yine Peygamber Efendimizin (sav) şu Hadis-i Şerifleri adeta günümüzü ve bizlerin düştüğü aciz durumu anlatıyor?"Ümmetimin, zalime "sen zalimsin" demekten çekindiğini gördüğün zaman, muhakkak ki onların düzelmesinden umut kesilmiştir." (Ahmed İbni Hanbel - Abdullah İbni Ömer'den)"Kim zalim olduğunu bildiği halde ona yardım etmek için bir zalimle beraber yürürse, muhakkak ki o İslam'dan çıkmıştır." (Taberânî - Mu'cem-ul Kebir) ?Ey NATO, Ey BM, Ey ABD nerdesiniz? Çağrısını yapanlar, bu işi çözse çözse ABD çözer, diye ABD'nin güç ve kudretine inananlar umarım bir daha düşünür?Rabbim bizleri, hakkı hak bilip, hakka sarılan, batılı da batıl bilip uzak duran kullarından eylesin?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025