Ustura sırtı da diyebiliriz?
97 yıl önce bugün 16 Mart 1920'de İngilizler Şehzadebaşı karakolunu kalleşçe basarak askerlerimizi şehit etmişti.
O katliamın yıldönümünde bu defa diplomasi katliamını yaşadık. Her iki katliamın failleri uygar (!) dünyanın aktörleri.
Hollanda bir bakanımızı sınır dışı etti. Bu küstahlıktan öteye hukuksuzluktur. Vazgeçtik diplomatik dokunulmazlıktan, herhangi bir insanın dahi sınır dışı edilebilmesinin koşulları vardır; terör örgütü üyesidir, bulunduğu ülkenin güvenliğini tehlikeye sokacak durumu vardır, eylemleri vardır, fuhuş, uyuşturucu ve benzeri suçların failidir? örnekler çoğaltılabilir.
Gelelim mağdur edilen Bakan Kaya'ya;
Devletlerarasında diplomatik ilişkileri düzenleyen ve Türkiye'nin 4 Eylül 1984'te taraf olduğu 1961 Viyana Sözleşmesi'yle belirlenen diplomatik ayrıcalıkların başında kişi dokunulmazlığı gelir.
Uluslararası hukukun en eski ilkelerinden biri olan kişi dokunulmazlığı, diplomatik temsilcilerin görevle bulundukları ülkede hangi nedenle olursa olsun tutuklanamayacağı ve gözaltına alınamayacağı anlamına gelir ve geleneksel olarak diplomatların aile üyelerini de kapsar. Bu ayrıcalık iç hukuk kurallarıyla sağlanır ve kişi dokunulmazlığının çiğnenmesi devletin uluslararası sorumluluğuna yol açar.
Devlet başkanlarının, başbakan ve bakanların ziyaret ettikleri ülkelerde diplomatik dokunulmazlıklarının olması tartışmasız olup, devletler hukuku ve sözleşmeler gereğidir bu. Ve dahi uluslararası teamüldür dokunulmazlık.
Hollanda, tüm kurallara, terbiye ve teamüle de karşı çıkmış, uygar(!) devletten haydut devlete düşürmüştür işi.
Bir bakanı bırakın, 1963'te Viyana'da imzalanan ve Türkiye'nin de taraf olduğu "Konsolosluk İlişkileri Sözleşmesi" ile düzenlenmiş olan konsolosluk ayrıcalık ve bağışıklıkları, kişi dokunulmazlığının konsoloslara yalnızca resmi görevleri çerçevesinde tanınmasını öngörmüştür.
Olayda Rotterdam Baş Konsolosumuz, ülkesinin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'yı karşılamak istemiş ve polis tarafından resmi ve insani görevi engellenmiştir.
Diplomatik dokunulmazlığa sahip bakan ve konsolosa reva görülen hukuk dışı muamele, Hollanda'nın uluslararası hukuk önünde sorumluluğuna yol açmıştır.
Devletler hukukunda mütekabiliyet (karşılıklılık) ilkesi geçerlidir yani halk deyimiyle: "Say benim hatırımı sayıyım senin güzel hatırını".
Siyasi ve diplomasi düzleminde nota gönderilir, diplomatik ilişkiler askıya alınır?
Hukuki yaptırım için kriz yaşadığımız Avrupa'nın yargı organı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde davalar açılabilir. Anlayacağınız adamlar hem davacı hem kadı durumundalar. İşin geldiği noktada mahkemeye de güven ortamı yok!
Ya işin ekonomi boyutu ne olacak? Koyun can derdinde kasap mal derdinde hesabı Ekonomi Bakanı endişeli. Haklı da, Hollanda ile ticari, sınai bağlantılar var, diyor.
O halde sükûnetle hareket edip, krizi daha da tırmandırmadan çatışmayı barışa çevirme gayretinde olalım.
97 yıl önce bugün 16 Mart 1920'de İngilizler Şehzadebaşı karakolunu kalleşçe basarak askerlerimizi şehit etmişti.
O katliamın yıldönümünde bu defa diplomasi katliamını yaşadık. Her iki katliamın failleri uygar (!) dünyanın aktörleri.
Hollanda bir bakanımızı sınır dışı etti. Bu küstahlıktan öteye hukuksuzluktur. Vazgeçtik diplomatik dokunulmazlıktan, herhangi bir insanın dahi sınır dışı edilebilmesinin koşulları vardır; terör örgütü üyesidir, bulunduğu ülkenin güvenliğini tehlikeye sokacak durumu vardır, eylemleri vardır, fuhuş, uyuşturucu ve benzeri suçların failidir? örnekler çoğaltılabilir.
Gelelim mağdur edilen Bakan Kaya'ya;
Devletlerarasında diplomatik ilişkileri düzenleyen ve Türkiye'nin 4 Eylül 1984'te taraf olduğu 1961 Viyana Sözleşmesi'yle belirlenen diplomatik ayrıcalıkların başında kişi dokunulmazlığı gelir.
Uluslararası hukukun en eski ilkelerinden biri olan kişi dokunulmazlığı, diplomatik temsilcilerin görevle bulundukları ülkede hangi nedenle olursa olsun tutuklanamayacağı ve gözaltına alınamayacağı anlamına gelir ve geleneksel olarak diplomatların aile üyelerini de kapsar. Bu ayrıcalık iç hukuk kurallarıyla sağlanır ve kişi dokunulmazlığının çiğnenmesi devletin uluslararası sorumluluğuna yol açar.
Devlet başkanlarının, başbakan ve bakanların ziyaret ettikleri ülkelerde diplomatik dokunulmazlıklarının olması tartışmasız olup, devletler hukuku ve sözleşmeler gereğidir bu. Ve dahi uluslararası teamüldür dokunulmazlık.
Hollanda, tüm kurallara, terbiye ve teamüle de karşı çıkmış, uygar(!) devletten haydut devlete düşürmüştür işi.
Bir bakanı bırakın, 1963'te Viyana'da imzalanan ve Türkiye'nin de taraf olduğu "Konsolosluk İlişkileri Sözleşmesi" ile düzenlenmiş olan konsolosluk ayrıcalık ve bağışıklıkları, kişi dokunulmazlığının konsoloslara yalnızca resmi görevleri çerçevesinde tanınmasını öngörmüştür.
Olayda Rotterdam Baş Konsolosumuz, ülkesinin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'yı karşılamak istemiş ve polis tarafından resmi ve insani görevi engellenmiştir.
Diplomatik dokunulmazlığa sahip bakan ve konsolosa reva görülen hukuk dışı muamele, Hollanda'nın uluslararası hukuk önünde sorumluluğuna yol açmıştır.
Devletler hukukunda mütekabiliyet (karşılıklılık) ilkesi geçerlidir yani halk deyimiyle: "Say benim hatırımı sayıyım senin güzel hatırını".
Siyasi ve diplomasi düzleminde nota gönderilir, diplomatik ilişkiler askıya alınır?
Hukuki yaptırım için kriz yaşadığımız Avrupa'nın yargı organı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde davalar açılabilir. Anlayacağınız adamlar hem davacı hem kadı durumundalar. İşin geldiği noktada mahkemeye de güven ortamı yok!
Ya işin ekonomi boyutu ne olacak? Koyun can derdinde kasap mal derdinde hesabı Ekonomi Bakanı endişeli. Haklı da, Hollanda ile ticari, sınai bağlantılar var, diyor.
O halde sükûnetle hareket edip, krizi daha da tırmandırmadan çatışmayı barışa çevirme gayretinde olalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023