Anayasa, Başkanlık sistemi ya da aldatmaca Cumhur Başkanlığı sistemi peşindekilere sorularım olacak.
Elbet cevap alamama durumunu göz ardı edemeyiz. Ancak bu sorularıma cevap vermekten kaçınanlara şimdiden bir tavsiyem olacak. Soruların cevabını veremezseniz oralarda durmanız, ülkemizin sonunun gelmek üzere olduğunun işaretidir. Yok, cevapları hakkı ile verebilirseniz, daha ne isterim. Çünkü bunların cevabı ülkenin şu anda başına gelen ağır devalüasyonun, stagflasyona dönüşmeden ortadan kalkmasının yolunu buldunuz demektir.
Soru 1- Anayasada olmayan, demokraside yüz karası, insan haklarına tam karşı, yüzde on seçim barajını neden sıfırlamıyorsunuz? (3, 5, 7 vs? Demiyorum. Sıfır olmadıkça adalet olamaz.)
Ülkemizde çeşitli konuşmalarda kişi başına düşen milli hasıladan bahsedilmektedir. Bilmeyenler için basit olarak açıklarsak: Ülkede üretimimize karşılık kişi başına, söylemlere göre on bin dolardan düşük olmayan gelir düştüğü bilinmektedir. Örneğin on bin dolar kişi başına düşen gelir olsun. Bu durum bir ülkenin refahının, yani kişilerin maddi güçlerinin ilanıdır. Maaşlar göz önüne alındığında, çok insanın işsiz veya çalışmayan olduğu bilindiğinde, on bin doları insanımız hayatta görmemiş ve de bu durumda görmeyecektir.
Halk bu parayı elbet ölmemek için ve vergilerini ödemede kullanacaktır. Başka şansı olamaz, neticede esas kazancın devlete direkt olarak yansıması kaçınılmazdır. Borç içinde çırpınan bir devlet olduğumuzu, sağır ve kör olmayan herkesin bildiği bir gerçektir. Faizlerinin bile yeni borçlarla ödendiğini biliyoruz. Her gün artan bu borçların esas kısmının, trilyon dolarlarda olduğu söylenmektedir.
Soru 2- Alacağı yerde doğar doğmaz borçlu olan çocuğun suçu nedir?
Soru 3- Her yıl oluşan cari açık ile devletin büyümesi mevzubahis olur mu? (Büyüme; devletin artan borçlu ülke olması değil, tersine zenginleşmesidir.)
Soru 4- Tek adamlı bir rejimin esas adı nedir?
Bu sorulara ait sorunlara bir çözüm üretebildiniz mi? Hala da içinden çıkamadınızsa, çevirin yoldan bir BTP yanlısını, kesinlikle sizi tatmin edecek bilgileri ve çözümleri size bol bol aktaracaktır. Hatasız kul olmaz. Amma hatada inat af olmaz.
Elbet cevap alamama durumunu göz ardı edemeyiz. Ancak bu sorularıma cevap vermekten kaçınanlara şimdiden bir tavsiyem olacak. Soruların cevabını veremezseniz oralarda durmanız, ülkemizin sonunun gelmek üzere olduğunun işaretidir. Yok, cevapları hakkı ile verebilirseniz, daha ne isterim. Çünkü bunların cevabı ülkenin şu anda başına gelen ağır devalüasyonun, stagflasyona dönüşmeden ortadan kalkmasının yolunu buldunuz demektir.
Soru 1- Anayasada olmayan, demokraside yüz karası, insan haklarına tam karşı, yüzde on seçim barajını neden sıfırlamıyorsunuz? (3, 5, 7 vs? Demiyorum. Sıfır olmadıkça adalet olamaz.)
Ülkemizde çeşitli konuşmalarda kişi başına düşen milli hasıladan bahsedilmektedir. Bilmeyenler için basit olarak açıklarsak: Ülkede üretimimize karşılık kişi başına, söylemlere göre on bin dolardan düşük olmayan gelir düştüğü bilinmektedir. Örneğin on bin dolar kişi başına düşen gelir olsun. Bu durum bir ülkenin refahının, yani kişilerin maddi güçlerinin ilanıdır. Maaşlar göz önüne alındığında, çok insanın işsiz veya çalışmayan olduğu bilindiğinde, on bin doları insanımız hayatta görmemiş ve de bu durumda görmeyecektir.
Halk bu parayı elbet ölmemek için ve vergilerini ödemede kullanacaktır. Başka şansı olamaz, neticede esas kazancın devlete direkt olarak yansıması kaçınılmazdır. Borç içinde çırpınan bir devlet olduğumuzu, sağır ve kör olmayan herkesin bildiği bir gerçektir. Faizlerinin bile yeni borçlarla ödendiğini biliyoruz. Her gün artan bu borçların esas kısmının, trilyon dolarlarda olduğu söylenmektedir.
Soru 2- Alacağı yerde doğar doğmaz borçlu olan çocuğun suçu nedir?
Soru 3- Her yıl oluşan cari açık ile devletin büyümesi mevzubahis olur mu? (Büyüme; devletin artan borçlu ülke olması değil, tersine zenginleşmesidir.)
Soru 4- Tek adamlı bir rejimin esas adı nedir?
Bu sorulara ait sorunlara bir çözüm üretebildiniz mi? Hala da içinden çıkamadınızsa, çevirin yoldan bir BTP yanlısını, kesinlikle sizi tatmin edecek bilgileri ve çözümleri size bol bol aktaracaktır. Hatasız kul olmaz. Amma hatada inat af olmaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017