Ocak ayının enflasyon rakamları açıklandı.
TÜİK'in enflasyonu yüzde 57.68,
ENAG'ın enflasyonu yüzde 121.62,
DİSK-AR'ın enflasyonu yüzde 104.8,
İTO'nun enflasyonu yüzde 79.68…
Aynı ülke, aynı millet, aynı piyasa ama 4 farklı enflasyon rakamı…
Akademisyenlerin oluşturduğu ENAG da, işçi sendikası olan DİSK de hesapladığı üç haneli enflasyonu bilimsel gerçeklerle ortaya koyuyor. Hatırlarsanız, TÜİK, ENAG'ı mahkemeye taşımıştı ama davayı ENAG kazanmıştı.
İşin garip tarafı şu; vatandaşların masrafları ENAG'a göre yüzde 122, DİSK-AR'a göre yüzde 105 artarken, gelirleri TÜİK'in hesapladığı yüzde 58'lik enflasyona göre artıyor. İşte "Neden asgari ücrete zam yapılmasına rağmen daha ilk ayda açlık sınırının altına düştü?" sorusunun cevabı burada…
Vatandaşların geliri, giderinden daha fazla artınca doğal olarak her geçen yıl daha fazla erimeye devam ediyor.
Şimdi dilerseniz enflasyon rakamlarının detaylarına bakalım. Önce TÜİK'ten başlayalım. Enflasyon, bildiğiniz gibi, Tüketici Fiyat Endeksi'ndeki (TÜFE) artış.
TÜİK'e göre, Ocak 2023'te TÜFE geçen yılın Ocak ayına göre yüzde 57.68, geçen aya göre ise yüzde 6.65 arttı.
Yıllık enflasyon, son 11 ayın en düşük seviyesi olarak kayıtlara geçti. Yıllık enflasyon Şubat 2022'de yüzde 54.44 seviyesinde gerçekleşmişti.
Burada dikkat çeken husus şu; Aralık 2022'de aylık enflasyon yüzde 1.18 idi, Ocak 2023'te aylık enflasyon yüzde 6.65'e yükseldi. 5.47 puanlık bir artış var. Bu artış, hükümet yetkililerinin iddia ettiği gibi enflasyonun azalış eğiliminde değil, yükseliş eğiliminde olduğunu gösteriyor.
ENAG ise Ocak ayı enflasyonunu yıllık yüzde 121.62, aylık yüzde 9.26 olarak açıkladı. Markete gittiğimizde, ya da pazardaki etiketlere baktığımızda, gelen faturaların tutarlarını incelediğimizde ENAG'ın açıkladığı enflasyonun maruz kaldığımız fiyat artışlarını daha fazla yansıttığını görmekteyiz.
Esasen çok uzağa gitmeye de gerek yok, herkes kendi yaptığı masraflardan kendi enflasyonunu hesaplayabilir. Bu daha gerçekçi olur.
DİSK-AR'ın yaptığı enflasyon çalışması da oldukça önemli.
DİSK-AR özellikle asgari ücretle çalışan milyonlarca işçi ailesinin giderlerine odaklandığı için mutlaka dikkate alınması lazım. Yapılan hesaplamaya göre, en yoksul yüzde 20'lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 104.8.
İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) açıkladığı Ocak ayı enflasyonu yıllık yüzde 79.68, aylık yüzde 5.94 oldu. Burada da yine aylık enflasyondaki artış dikkat çekiyor. Zira Aralık 2022'deki aylık enflasyon yüzde 2.94 idi. Bir ayda 3 puanlık artış var. Yani enflasyon yükseliş eğiliminde…
Hükümet yetkilileri hala bu gerçekleri görmek istemiyor, ya da görmek, seçim öncesi işlerine gelmiyor.
Bakan Nebati Ocak enflasyonuyla ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
"Mevcut veriler, enflasyonda en zorlu dönemi ardımızda bıraktığımızı, önümüzdeki ayların çok daha iyi olacağını işaret etmektedir. Cumhuriyetimizin 100'üncü yıl dönümünü, yüksek enflasyon sorununu kalıcı bir şekilde çözen, küresel ticaretten daha fazla pay alan, geleceğe güvenle bakan, kaynaklarını en verimli şekilde kullanarak refahını hızla artıran, dinamik ve çok güçlü bir ülke olarak kutlayacağız."
Tamam da, dövize olan bağımlılığımız azaldı mı arttı mı? Arttı. Hala paramızı doların tercümesi olarak basıyoruz, yabancı ülkelerden borç ve swap dileniyoruz.
İthalatımız azaldı mı, arttı mı? Arttı. Öyle ki, dış ticaret açığında yıllık 110 milyar dolarla Cumhuriyet tarihi rekoru kırdık.
Madenlerimizi ve enerji kaynaklarımızı devlet olarak biz mi işletiyoruz, yoksa özel sektör adı altında yabancılar mı? Ağırlıklı yabancılar ve yandaşlar…
Söyler misiniz bu şartlar değişmeden gerçekten maliyetlerin ve enflasyonun düşeceğine inanıyor musunuz?
Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'nin finans, maden ve enerji politikaları devreye konulmadan asla ve asla enflasyonu kalıcı ve sağlıklı bir şekilde düşüremezsiniz.
Bunun için de bu eşsiz modeli uygulayacak Bağımsız Türkiye Partisi'ne ve lideri Hüseyin Baş'a fırsat vermelisiniz.
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025