Ateş çemberine sürükleniyoruz

Gezi Parkı eylemleri yurt çapında devam ediyor. Başbakan’ın söylemlerinde geri adım atma niyeti de gözükmüyor. Hatta yaptığı konuşmalarda hem dozunu kaçırıyor, hem de vatandaşlarımızın kutuplaşması artıyor. Gezi Parkı elemi diye yola çıkanlar, “Taksim Dayanışması” adı altında geniş katılımlı platformlar ve organize güç birliği oluşturuyorlar. Cumartesi gününden itibaren Taksim direnişine taraftarlar da destek vermeye başladı. Eylemler her gün daha geniş bir direnişe doğru gidiyor. Türkiye’nin her yerinde ortak bir slogan oluştu: “Her yer Taksim, her yer direniş”AKP’nin MYK toplantısında Ankara ve İstanbul’da 2 büyük miting düzenleme kararı alması, adım adım ateş çemberine sürüklendiğimizi gösteriyor. Evet, hemen herkes Başbakandan bir balkon konuşması bekliyor ancak durum gösteriyor ki kalabalık AKP seçmenini gördükçe Başbakan daha da sertleşiyor. Anlaşılan o ki Başbakan, Taksim üzerinden verilmek istenen mesajı alamamıştır. O zaman üzülerek hatırlatalım ki gelecek günler pek hayra alamet değildir. Başbakan’ın konuşma noktalarından bazısını televizyondan izledik. Başbakan diyor ki: “Bir ülkenin Başbakanına ağza alınmayacak küfürler savuranlar benim gençliğim değildir. Meydanları doldurup yakan yıkan gençlik benim gençliğim değildir.” “bunlar çapulcudurlar, bunlar alçaktırlar”Zaten sorun da burada Sayın Başbakan. Sizin ilk günden bu yana; çapulcu, alçak, terörist diye tanımladığınız kimseler de sizi istemiyor. Neden anlamak istemiyorsunuz?Hâlbuki siz Arap Baharına muhatap olan ülkelerin meydanlarını dolduran halklarına: “Demokratik mücadelenizi destekliyoruz” diyordunuz. Mısır’da Hüsnü Mübarek’e, Suriye’de Esad’a “Madem halkınız istemiyor o zaman git” diyordunuz. Şimdi de meydanları doldurup size “git” diyenlere,  kendi halkınıza dikleniyorsunuz. Haddim olmayarak size bir tavsiyede bulunayım: İnanın sizin için susmak en hayırlısı olacak! Çünkü konuştukça batıyorsunuz Sayın Başbakan! “Camide içki içtiler” diyorsunuz.  Yandaş medya dediğimiz medya bile sizi yalanlıyor. “Dik durduk ama dikleşmedik” diyorsunuz. Her konuşmanız ayrı bir dikleşme göstergesi oluyor.“Ben sadece yüzde ellinin değil, yüzde yüzün, 76 milyon vatandaşımızın Başbakanıyım” diyorsunuz. Meydanları dolduranlara “bunlar çapulcu, bunlar alçak, bunlar benim geçlerim değildir” diyorsunuz. Velhasıl Sayın Başbakan, siz sussanız daha iyi olacak. Çünkü konuştukça batıyor, batırıyor ve milletimizi ateş çemberine sürüklüyorsunuz.