Büyük İsrail projesinin mimarlarının cesaret bulamadığı tek dönem Mustafa Kemal Atatürk dönemidir.
Atatürk hayattayken İsrail diye bir devlet dahi kuramamışlardır. Hatta Atatürk'ün vefatından 10 yıl sonra ancak kurabilmişlerdir.
Neden o günlerde İsrail devletinin kurulamadığını gelin Ata'mızın kendi sözleriyle anlatalım. Atatürk, Filistin konusuyla ilgili Haziran 1937'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde şu konuşmayı yapmıştır:
"…Araplar'ın arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz vakıa bir kaç sene Araplar'dan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet'in mukaddes yerlerini Musevilerin ve Hıristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz.
Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet'e lakayt olmakla itham edildik. Fakat bu ithamlara rağmen Peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hâkimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız.
Cedlerimizin, Selahaddin`in idaresi altında, uğrunda Hıristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı hâkimiyet ve nüfuzunun tahtında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar bugün, Allah'ın inayeti ile kuvvetliyiz.
Avrupa bu mukaddes yerlere temellük etmek için yapacağı ilk adımda bütün İslam âleminin ayaklanıp icraata geçeceğinden şüphemiz yoktur." (Hoş Geldin Atatürk, Prof. Dr. Haydar Baş; Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi; Bombay Cronicle 27.07.1937 münteşir)
Türk milletini Haçlı tasallutu ve esaretinden kurtaran, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, hayatının her dönemini dolu dolu yaşayan bir insandı. Onun bağımsızlık karakteri, Prof. Dr. Haydar Baş'ın önemle ifade ettiği gibi, sahip olduğu tertemiz soydan, Ehl-i Beyt'ten gelmekteydi. O çocukluğundan itibaren haksızlığa asla razı olmadı ve büyük bir azimle yapılan haksızlıklara karşı mücadele verdi.
Daha subaylık okulundayken, arkadaşlarıyla memleketin içinde bulunduğu zor koşulları, idarecilerin ve padişahların yanlışlarını konuşur ve memleket nasıl kurtulacak diye sorulduğunda da "Kimbilir belki bir Mustafa Kemal çıkar" diye cevap verirdi.
Şu öngörüdeki mükemmelliği görüyor musunuz?
Askerlik yılları ise muhteşem, dünyanın dört bir yanında Haçlı ordularına karşı mücadele verdi ve katıldığı hiçbir savaşı kaybetmedi.
Zafer kazanmak, düşmanları vatandan kovmak elbette ki her şey değildir, ondan sonra ne yapılacağı çok önemlidir. Nice zaferler vardır ki sonrası hezimettir. Şu bir gerçek ki, Haçlı Batı masa başında, savaş meydanından daha mahirdir. Ama Atatürk bu konuda da onları mağlup etmiştir. Lozan bu manada büyük bir zaferdir, çünkü Haçlı Batı bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni resmen tanımak zorunda kalmıştır, masa başında da yenilmiştir.
Bu sefer Batı, "Nasıl olsa bunlar paraya, teknolojiye, akla ihtiyaç duyacaklar, ayağımıza gelecekler işte o zaman biz de yarıda kalan işgalimizi devam ettiririz" düşüncesine kapılmıştır ama bunda da çuvallamışlardır.
Atatürk'ün, bir askeri deha olmaktan öte sergilediği mükemmel devlet adamlığı, ortaya koyduğu milli ekonomik hamleler, sanayi, eğitim, sağlık, hukuk, siyaset her sahadaki başarılar emperyalizmin altında inleyen milletler için kusursuz bir örnek teşkil etmiştir.
İşte gerçek lider böyle olur, o bütün gayretini milletinin bağımsızlığı ve kurtuluşu için ortaya koyar ama tüm dünya onu örnek alır, takdir eder.
Atatürk'ü en iyi tanıyanlardan olan rahmetli Attila İlhan, "Atatürk batılılaşma yanlısıydı" iftirasına şu şekilde cevap veriyor:
"Mustafa Kemal Paşa'nın bütün söylev ve demeçlerini, bütün tamimlerini okuyun, içinde garplılaşmak (batılılaşmak) diye bir tabir yok, böyle bir hedef yok… Mustafa Kemal Paşa'nın kullandığı kelime başından itibaren 'muasırlaşmak', yani çağdaşlaşmak…
İkisinin arasında çok fark var… Çağdaşlaşmak bir kere diyalaktik bir kavram. Bugün Batıda olur, yarın Doğuda olur, öbür gün Kuzeyde olur. Hiç belli olmaz. Nitekim şimdi Avrasya yükseliyor. Yarın Avrasya'nın dünyanın zirvesi olma ihtimali her zaman gündemde…
Mustafa Kemal Paşa'da Batılılık diye bir mesele yok. Ama daha önemlisi var: Mustafa Kemal Paşa sağ kaldığı sürece Türkiye Cumhuriyeti'nin Batılı devletlerle bir anlaşması yok. Herhangi bir ittifakı, herhangi bir dostluk anlaşması yok."
Atatürk'ün işgalci Batıyla yaptığı tek anlaşma Lozan'dır, o da İstiklal Mücadelesi'yle elde edilen Anadolu coğrafyasının tapusunu işgalcilere imzalatmak içindir, büyük bir zaferdir.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifadesiyle, Lozan tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tapusudur.
Atatürk olsaydı NATO'dan çıkar mıydık?
Bence bu soru çok yanlış; doğru ifade: "Atatürk olsaydı asla NATO'ya girmezdik, AB hayaline kapılmazdık, ABD ile stratejik müttefik asla olunamayacağını en başta bilirdik. Ve AB, ABD kafalı siyasilerimizin 81 yıldır yaptığı yanlışları asla yapmazdık."
Bugün bu duruşu ortaya koyan tek lider; Atatürk'ün izini takip ederek yürüyen, gerçek Atatürk'ü "Hoş Geldin Atatürk" kitabıyla önümüze koyan, "Atatürk Vatandır" sempozyumlarıyla bu gerçekleri milletimize anlatmaya çalışan ve "Ne AB, ne ABD tek çözüm Bağımsız Türkiye diyen ve de bu sözün altını modelleriyle, tezleriyle dolduran Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025