Osmanlı devri gayri Müslimler için adeta altın çağdı dersek yanlış olmaz. Hatta Hıristiyan dünyanın dışladığı Yahudilere bile Osmanlı (Yavuz) sahip çıkmış, Anadolu'ya getirmişti.
Bu vefadan olsa gerek Hahamlar her fırsatta Saray'a gidip Sayın Erdoğan'a dün padişahlar için okudukları duaları okuyor, ayinlerini yapıyorlar. Rum ve Ermeni patrikleri her fırsatta 'Erdoğan'dan razı olduklarını' dile getiriyorlar.
Osmanlı döneminde Türkler, 2. sınıf insan muamelesi görürdü. Atalarımız, dedelerimiz 8-12 yıl askerlik yapar, Hristiyan ve Yahudiler askerlik yapmazdı. Evlenir yuva kurar çoğalır, işine bakar zengin olurdu.
Cephelerde sağ kalan Türkler 30'lu yaşlarda memleketlerine dönerdi. Köylü ise ağanın hizmetkarı, marabası olurdu, şehirli ise Yorgo'nun, Paşinyan'ın işçisi, çaycısı olurdu.
İlginçtir! O kutsallaştırılan Osmanlı iktidarları, Türklerin İstanbul'a yerleşimini yasaklamışlar. İstanbul'daki okullara Anadolu'dan Türk öğrenci alınmıyor.
O dönemlerde İstanbul Saray eşrafı, Avrupalı Levanten aileler, Ermeniler, Rumlar ve Yahudiler için cennettir.
İşte büyük insan Atatürk, birilerinin huzuru kaçırdı, sefasını bozdu ve Türkler İslam'dır, Müslümandır ve Türkiye, Türklerindir' mealinde 'Ne mutlu Türküm diyen' sözünü tarihe yazdırdı.
Tabi bu duruş, bu devrim Ermeni'sine de, Yahudi'sine de, Rum'una da, saltanatı İslam olarak görenlere de kılçık oldu. Yüz yıldır yutkunamıyorlar.
Geçenlerde Erdoğan ve AKP güzellemeleriyle gündem olan Ermeni ateist yazar Sevan Nişanyan tamda seçim ortamında şöyle diyordu:
"Abdülhamid'i devirenleri kurtarıcı olarak selamlayanların 3-5 sene sonra nelere uğradığını hatırlayın. Türkiye'nin siyasi açıdan en tehlikeli akımı Kemalizm'dir. Bunların iktidarı daha vahşi bir diktatörlüğe yol açar."
Emin olun bunlar diktatörlükten filan değil. Türklerden korkuyorlar.
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş hocamız ne demişti?
'Korktukları şey olun. Türk olun. Ayağı kalk Türk milleti ayağı kalk. Ne mutlu Türküm diyene'.
20. yüzyılda Türk'ü ayağa kaldıran Atatürk'tü
Atatürk hatıralarında şöyle diyordu: "Ben Batı uluslarını, bütün dünyanın uluslarını tanırım. Fransızları tanırım, Almanları, Rusları ve bütün dünya uluslarını şahsen tanırım. Bu tanışmam savaş alanlarında olmuştur, ateş altında olmuştur.
Yemin ederim ki, bizim ulusumuzun manevi gücü, bütün ulusların manevi gücünün üstündedir…
Bizim kuşağın gençlik yıllarına Osmanlılığın telkin ve etkileri egemendi. İmparatorluk halkını meydana getiren Türk'ten başka uluslara, bu arada yanlış bir din anlayışıyla Arap'lara, sarayın, ordu ve devlet ileri gelenleri arasında bulunan ırkdaşlarının etkisiyle özel bir değer veriliyordu.
Onlardan söz edilirken 'Seçkin ırk' deyimi ile sıfatlandırılarak bu duygunun belirtilmesine çalışılıyordu.
Memleketin sahibi ve devletin kurucusu olan biz Türk'ler, ikinci plânda gelen önemsiz halk yığınları sayılıyorduk.
İlk defa Manastır Askerî Lisesi'nde öğrenci iken okuduğum Şair Mehmet Emin Yurdakul'un, 'Ben bir Türk'üm, dinim, cinsim uludur' mısrasıyla başlayan şiirinde, bana ulusal benliğimin gururunu tattıran ilk anlatımını bulmuştum.
Fakat ben asıl bunu, orduya katıldığım ilk günlerde, bir Anadolu çocuğunun gözyaşlarında gördüm ve kuvvetle duydum. Ondan sonra Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağım oldu. Kendimi hiçbir zaman Osmanlılığın telkin ettiği başka ulusları öven ve Türklüğü aşağı gören eksiklik duygusuna kaptırmadım.
Bakınız nasıl oldu? Kurmaylık stajı için verildiğim, süvari alayı, Hayfa'da bulunuyordu. Kışla ile deniz arasında geniş bir talim alanı vardı ve piyade acemi eğitim dönemi yeni başlamıştı.
Erleri bölgeden toplanmış Arap gençlerinden, öğretici kadro da deneyimli ve Anadolulu kıta çavuşları olan Türk delikanlılarından kuruluydu. Katıldığım bölüğün alaydan yetişmiş, Makedonya Türklerinden, ileri yaşlı bir yüzbaşısı vardı.
Erlere çavuşlar talim yaptırıyor, biz subaylar arada dolaşarak çalışmaları izliyor ve denetliyorduk… yarın devam edecek (Kaynak: Atatürk'ten Gençliğe Unutulmaz Anılar, Ahmet Gürel, Mayıs 2009)
- Türkiye’yi batırdı ama Suriye’yi ayağı kaldıracak! / 25.12.2024
- Bu sorumluluğu tarih değil ABD yükledi / 23.12.2024
- İslam’da fakirlik sınırı / 22.12.2024
- ABD, Şam’a indi / 21.12.2024
- Doğu'nun kızı Butto, Alman kızı Merkel ve Erdoğan / 20.12.2024
- İsrail endişeli, Yunanistan ise panikteymiş / 19.12.2024
- AKP döneminde 28 Şubat manzaraları / 18.12.2024
- Türkiye’yi soracak olursanız! / 16.12.2024
- İsrail için milli stratejiler - 2 / 15.12.2024