Türkiye aslında hiçbir zaman tek bir düşmanla mücadele etmedi.
Zaferle taçlanan Atatürk önderliğindeki destansı milli mücadele, içeride ve dışarıda yeni düvele karşı verilmişti.
Aynı zamanda bu düşmanların yerli işbirlikçileriyle de çetin bir mücadele verildi.
Milli mücadeleye karşı tutum sergileyen Said-i Nursi ve İskilipli Atıf Hoca gibi isimler bu işbirlikçilerin sadece ikisidir.
O günlerde verilen mücadele nasıl gizli ve açık düşmana karşı idiyse günümüzde de Türkiye'nin üzerine gizli ve açık saldırıyorlar.
Dün Asala terörünün hedefi olan Türkiye, üç beş Ermeni teröristle değil, bu terörü taşeron olarak kullanan güçlerle de mücadele ediyordu.
Diplomatlarımızı hedef alan Asala teröristleri, eğer arkalarındaki güçler tarafından himaye edilmeseydi, çok daha çabuk bitirilebilirdi.
Asala terörü bitmeye yüz tuttuğunda, daha doğru bir ifadeyle bu terör örgütü kendini kullanan güçler için miadını doldurduğunda bu defa PKK terörü hortluyordu.
Çünkü amaç, Türkiye'yi bir şekilde oyalamaktı.
Asala'nın ardındaki güçler bu defa PKK terörünü öne sürerek Türkiye'yle mücadele giriştiler.
Aslında Türkiye'ye karşı terörü kullanan ülkelerin kendilerini terör örgütlerinin ardına kamufle etmeleri bile kimlikleri açığı vurmak için çok önemli ipuçları veriyordu bizi.
Çünkü Türkiye'ni en yakınındaki ülkelerdi bunlar.
NATO'daki sözde müttefiklerimiz?
Ortak olmaya çalıştığımız Avrupa Birliği'ndeki dost(!) saydığımız ülkeler?
Bunlar dost gibi görünen gerçekte ise asimetrik düşmanlar?.
Mesut Barzani'nin Kuzey Irak'ta bağımsız Kürt devleti kurmak yolunda hayli mesafe almasıyla be bu gelişmeyi Türkiye'nin itirazsız kabul etmesiyle PKK terörü de misyonunun sonuna doğru yaklaşmaya başladı.
Asala'dan sonra PKK'yı Türkiye'nin başına bela edenler çoktan bundan sonraki belamızı hazırlamışlardı.
Bunun adı IŞİD?
Şimdi askerimiz El Bab'da bu belayla uğraşıyor.
Askerimiz El Bab'a doğru yöneldiğinde müttefikimiz(!) ABD IŞİD'in kalesi Rakka'yla ilgili olarak şöyle bir açıklama yaptı:
"Rakka'ya operasyonu erteliyoruz."
Bunun üzerine IŞİD teröristlerini El Bab'a kaydırdı.
Bugün El Baba'da bu kadar şehit vermemizin en büyük sorumlusu ABD'dir.
Rakka'ya operasyon yapmaktan vazgeçse bile gerçek bir müttefik bunu açıklamazdı. Bunun yerine Rakk'ya operasyon yapacağı izlenimi verip IŞİD'i gücünü bölmek zorunda bırakabilirdi.
Ama bunu yapmadı ABD.
Neden mi?
Belki de ABD, FETÖ'nün 15 Temmuz'da yarım bıraktığını El Bab'da tamamlamak istiyordur?
Zaferle taçlanan Atatürk önderliğindeki destansı milli mücadele, içeride ve dışarıda yeni düvele karşı verilmişti.
Aynı zamanda bu düşmanların yerli işbirlikçileriyle de çetin bir mücadele verildi.
Milli mücadeleye karşı tutum sergileyen Said-i Nursi ve İskilipli Atıf Hoca gibi isimler bu işbirlikçilerin sadece ikisidir.
O günlerde verilen mücadele nasıl gizli ve açık düşmana karşı idiyse günümüzde de Türkiye'nin üzerine gizli ve açık saldırıyorlar.
Dün Asala terörünün hedefi olan Türkiye, üç beş Ermeni teröristle değil, bu terörü taşeron olarak kullanan güçlerle de mücadele ediyordu.
Diplomatlarımızı hedef alan Asala teröristleri, eğer arkalarındaki güçler tarafından himaye edilmeseydi, çok daha çabuk bitirilebilirdi.
Asala terörü bitmeye yüz tuttuğunda, daha doğru bir ifadeyle bu terör örgütü kendini kullanan güçler için miadını doldurduğunda bu defa PKK terörü hortluyordu.
Çünkü amaç, Türkiye'yi bir şekilde oyalamaktı.
Asala'nın ardındaki güçler bu defa PKK terörünü öne sürerek Türkiye'yle mücadele giriştiler.
Aslında Türkiye'ye karşı terörü kullanan ülkelerin kendilerini terör örgütlerinin ardına kamufle etmeleri bile kimlikleri açığı vurmak için çok önemli ipuçları veriyordu bizi.
Çünkü Türkiye'ni en yakınındaki ülkelerdi bunlar.
NATO'daki sözde müttefiklerimiz?
Ortak olmaya çalıştığımız Avrupa Birliği'ndeki dost(!) saydığımız ülkeler?
Bunlar dost gibi görünen gerçekte ise asimetrik düşmanlar?.
Mesut Barzani'nin Kuzey Irak'ta bağımsız Kürt devleti kurmak yolunda hayli mesafe almasıyla be bu gelişmeyi Türkiye'nin itirazsız kabul etmesiyle PKK terörü de misyonunun sonuna doğru yaklaşmaya başladı.
Asala'dan sonra PKK'yı Türkiye'nin başına bela edenler çoktan bundan sonraki belamızı hazırlamışlardı.
Bunun adı IŞİD?
Şimdi askerimiz El Bab'da bu belayla uğraşıyor.
Askerimiz El Bab'a doğru yöneldiğinde müttefikimiz(!) ABD IŞİD'in kalesi Rakka'yla ilgili olarak şöyle bir açıklama yaptı:
"Rakka'ya operasyonu erteliyoruz."
Bunun üzerine IŞİD teröristlerini El Bab'a kaydırdı.
Bugün El Baba'da bu kadar şehit vermemizin en büyük sorumlusu ABD'dir.
Rakka'ya operasyon yapmaktan vazgeçse bile gerçek bir müttefik bunu açıklamazdı. Bunun yerine Rakk'ya operasyon yapacağı izlenimi verip IŞİD'i gücünü bölmek zorunda bırakabilirdi.
Ama bunu yapmadı ABD.
Neden mi?
Belki de ABD, FETÖ'nün 15 Temmuz'da yarım bıraktığını El Bab'da tamamlamak istiyordur?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024