Her yıl olduğu gibi bu yıl da bir ay süren asgari ücret maratonundan sonra asgari ücret açıklandı.
Bildiğiniz gibi, asgari ücret ülkemizde pratik anlamda 4 kişilik bir ailenin geçim ücretidir.
Dolayısıyla, olması gereken rakam açısından değerlendirildiğinde açıklanan asgari ücret için "dağ fare doğurdu" diyebiliriz.
Dilerseniz, neden böyle olduğunu rakamlarla izah edelim.
Asgari ücret 2021 yılı için brüt 3 bin 577 lira 50 kuruş, net 2 bin 825 lira 90 kuruş olarak belirlendi. Brüt, vergilerle beraber; net ise işçinin cebine giren.
Asgari ücretli çalışanın 3 bin 577 lira 50 kuruş olan brüt maaşından 500,85 lira sigorta pirimi, 35,78 lira işsizlik sigortası pirimi, 456,13 lira gelir vergisi, 27,15 lira damga vergisi kesliliyor, 268 liralık AGİ eklenerek net asgari ücret rakamına yani 2 bin 825 lira 90 kuruşa ulaşılıyor.
Gördüğünüz gibi, zaten bir işçi ailesinin geçimini sağlayamayacak kadar düşük olan asgari ücretten birçok vergi kesintisi yapılıyor. Bu açıdan bakıldığında gelire göre vergi hesaplaması yapıldığında ülkemizde en fazla vergi ödeyen kesim asgari ücretli.
Hem de eline maaşı geçmeden vergisini ödemiş oluyor.
15 kişilik Asgari Ücret Komisyonu'nda işçileri temsil eden sendika, en fazla üyeye sahip olduğu için Türk-İş.
Türk-İş dün Aralık ayı itibarıyla 4 kişilik bir ailenin açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarını açıkladı. Buna göre, açlık sınırı 2 bin 590 lira, yoksulluk sınırı ise 8 bin 436 lira.
Soru şu: 4 kişilik bir ailenin gelirini belirlerken, açlık sınırı mı baz alınmalı, yoksulluk sınırı mı?
Açlık sınırı mutfak masrafı; yoksulluk sınırı ise mutfak, barınma, ulaşım, sağlık, eğitim gibi ailenin minimum yaşam maliyeti.
O halde bir geçim ücreti olan asgari ücrette dikkate alınması gereken kriter elbette yoksulluk sınırı olmalıdır.
Asgari ücret rakamı açıklandığında bu rakama tepki gösteren Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın dikkat çekici bir mesajı oldu:
"Evden çıkmazsak, yemezsek, içmezsek, kira ödemezsek, çocuklarımızın okul masrafı olmazsa, kıyafet almazsak, teknoloji gelişmez ve yeni ürünlere ihtiyaç duymazsak... Kısaca yaşamazsak iyi para aslında!"
Evet, açıklanan 2 bin 825 lira yaşamazsak iyi para aslında!
İşin garip tarafı bu açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarını açıklayan sendikalar iş asgari ücret talebine geldiğinde bu rakamları unutuyorlar.
Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, asgari ücret rakamı açıklandıktan sonra yaptığı konuşmada, "Belirlenen net asgari ücret yetersizdir, işçilerin beklentilerini karşılamaktan uzaktır" ifadelerini kullandı.
Sayın Irgat beklentisini ise şu cümlelerle ifade etti: "İşçi kesimi olarak işveren ve hükümetten net 3 bin liranın üzerinde bir rakam teklifi etmelerini bekledik."
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay da komisyon toplantısı öncesi yaptığı açıklamasında beklentisini benzer bir şekilde ifade etmişti: "İşveren ve hükümet, asgari ücretle ilgili 3 bin liranın altında bir teklif getirmemelidir"
Diğer bir işçi sendikası olan DİSK'in Başkanı Arzu Çerkezoğlu açıklanan asgari ücret rakamının kabul edilemeyeceğini ifade ederek, beklentilerinin 3 bin 800 lira olduğunu belirtti.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık ise şu ifadeleri kullandı: "Emek düşmanı ve sermaye destekli politikalardan vazgeçmeye, emekçilerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için asgari ücretin derhal en düşük memur maaşı tutarı olan 3 bin 720 liraya düzeltilmesini bekliyoruz."
Sendikalar yoksulluk sınırını 8 bin 436 lira olarak açıklıyorlar ama talep ettikleri bunun yarısı bile değil. Doğal olarak elde ettikleri rakam da yoksulluk sınırının üçte biri kadar, açlık sınırına yakın bir rakam oluyor.
Hakkımız olanı talep etmiyoruz ki, hakkımıza kavuşabilelim.
Diğer önemli bir nokta ise hakkımız olanı bize hakkımıza kavuşturacak olandan istemiyoruz, bu konuda hiçbir çözümü olmayanlardan beklenti halindeyiz.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, sosyal medya hesabında yayımladığı muhteşem bir videoda, asgari ücretin ne olması gerektiğini, bu rakamın nasıl verileceğini, hangi kaynakların devreye konulacağını madde madde açıklıyor.
Sayın Baş'ın ifadelerinden anlaşılıyor ki, Türkiye'de asgari ücret mutlaka yoksulluk sınırının üstünde yani 10 bin lira olmalıdır ve Türkiye'nin sahip olduğu kaynaklar bu asgari ücreti karşılamaya fazlasıyla yeterlidir. Matematik, bilim ortada.
Sadece bir sistem değişikliğine gidilmesi lazım ve Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, bu işin şifrelerini bilen Lider ve Kadroyla hayata geçirilmesi lazım.
Prof. Dr. Baş'ın şu sözleriyle bitirelim:
"Hakkınıza sahip çıkın. Hakkınıza sahip çıkmazsanız hakkınıza karşı en büyük haksızlığı yapmış olursunuz."
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025