Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Temmuz ayından itibaren geçerli olacak asgari ücreti tespit etmek için dün ikinci toplantısını yaptı. Toplantıdan somut bir sonuç çıkmadı.
TÜRK-İŞ Temsilcisi Ramazan Ağar'a göre asgari ücret hakkında taraflar ikinci toplantıda da hiçbir rakam önermedi.
Bir gazetecinin, "Asgari ücretin dört gün içinde tespit edilmesi gerekiyor, rakamdan bahsetmeden nasıl pazarlık yapıyorsunuz?" şeklindeki sorusuna Ağar, 'Kamuoyu önünde pazarlık tartışması yapmıyoruz' diye yanıtladı.
Bu da demek oluyor ki, masada rakamlar konuşuluyor, ancak kamuoyuna bu açıklanmıyor.
İşveren ve hükümet cephesinin konuşulan rakamları açıklamamasını anlamak mümkün, ama işçi kesimini temsil eden Türk-İş'in masaya gelen rakamları neden saklama gereği duyuyor anlamak mümkün değil.
Yoksa danışıklı bir dövüş tiyatrosu mu seyrediyoruz?
Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun bu toplantıları bana seçimler öncesinde Altılı Masa'nın toplanıp toplanıp dağılmasını hatırlattı. Aslında kimin aday olacağından tutun seçimlerden yenik çıkan tarafın kim olacağına kadar her şey aylar öncesinden belliydi. Ancak bir şeyler yapıyormuş pozu verilmesi gerekiyordu. O pozu verdiler. Ve seçim kaçınılmaz olarak malum şekilde sonuçlandı.
Şimdi de komisyon, benzer bir şeyi yapıyor galiba. Asgari ücrete yapılacak ara zam yukarılardan çoktan belirlenmiş, komisyon üyeleri de kararı kendileri veriyormuş gibi toplanıp toplanıp dağılıyorlar.
Şimdiden söyleyelim, açıklanan zam ne olursa olsun asgari ücretli çalışanlar enflasyona ezilecek… Bu Türkiye'nin kolay kolay değişmeyecek bir gerçeği.
Görevi yeni bakana devreden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı eski Bakanı Vedat Bilgin, Temmuz'da asgari ücretin aşağı yukarı 500 dolar civarında olacağını söylemişti.
Bilgin'in dediği gerçekleşirse, asgari ücretin yüzde 40 zamlanarak 11 bin 800 TL'yi geçmesi gerekiyor.
Buna kimse ihtimal vermiyor, uzmanların çoğu en fazla 11 bin 500 TL bekliyor asgari ücreti.
Bu rakamların hangisi olursa olsun asgari ücret, Türk-İş'in Mayıs ayı araştırmasına göre ülkemizde bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyetini karşılamak için gerekli olan 13 bin 439 TL'nin üzerine çıkaramıyor.
Rakamsal olarak büyüdüğü için çoğu vatandaşa yüksekmiş gibi gelen asgari ücret, aslında ülkemizde enflasyondan kaynaklanan açlık, yoksulluk ve de sefalet kat kat fazla yükseldiği için anlamını yitiriyor.
Bu bağlamda isterse ara zamla asgari ücret 12 bin TL olsun, sefalet maaşı olmaktan öteye gidemiyor.
Bazı Avrupa ülkeleriyle kıyasladığımızda ülkemizdeki asgari ücretli çalışanların ne kadar büyük gelir kaybına uğradıkları daha iyi anlaşılıyor.
Yanlış anlaşılmasın bu kıyaslamayı Almanya, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerle yapacak değiliz. Bulgaristan, Romanya ve Macaristan ile kıyaslayalım.
Çok değil, 8 yıl önce 2016 yılında ülkemizdeki asgari ücret dolar bazında Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Karadağ ve Sırbistan'dan daha yüksekmiş.
Şimdi ise asgari ücrette bu ülkelerin tamamından gerideyiz.
Bakan Vedat Bilgin'in verdiği söz tutulur ve asgari ücret 500 dolar sınırına yükseltilirse dahi Türkiye'nin geride bırakabildiği tek ülke Bulgaristan olacak.
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024