Çoğu ülkede banka patronları aynı zamanda medya patronudur. Halk gelişmeleri, fikirleri medya üzerinden öğrenir. Medya gece gündüz bu sistemin ayakta kalması için yayın yapar. Medyada yer bulan ekonomistler, bilim insanları; bu istemin mükemmelliğini anlatır. Anlatımı ve üslubu ile ekonominin çok zor anlaşılan, öğrenilmesi mümkün olmayan bir bilim olduğu algısını oluşturur.
"Para basarsan enflasyon olur. Enflasyon kötü bir şeydir." İnsanlar bunu ezberlesin ve bilsin kâfi. Fazlasının konuşulması ve/veya anlaşılması tehlikelidir. Bu konular konuşulmamalı, konuşulsa da anlaşılmamalı ki soygun devam etsin. Yani Ticaret sırdır!
Ünlü ekonomist J. K. Galbraith'ın ifadesiyle, "tüm bilimler hakikatin ortaya çıkması için çalışır. Para bilimi ise, gerçekleri gizlemek için çalışır." Çünkü gerçekler anlaşılırsa soygun biter.
Peki, özel bankalar bu büyük kârı nasıl elde ediyor?
ABD, FED üzerinden devam ettirdiği sömürünün boyutları hayret verici. Ancak Merkez bankaları üzerinden yapılan soygunun 18 katını özel bankalar üzerinden yapıyorlar.
Mevcut sistemde bankacılık şöyle kurgulanmıştır:
Özel bankalar, elinde bulundurduğu mevduatın %10'nu karşılık olarak Merkez Bankalarında tutarlar. Ancak uygulamada bankalar sınırlarını daha da çok genişletmişlerdir. Bankaların Merkez Bankalarında tutmaları gereken karşılık %10 değil %6'lar seviyesindedir.
Bunun anlamı şudur. Bankalar 1 TL'lik sermaye ile 18 TL'lik kredi dağıtır. Yani aynı parayı 18 ayrı kişiye satar
Aynı daireyi 18 kişiye satan müteahhit nitelikli dolandırıcılıktan hapse girer. Ancak aynı parayı 18 kişiye satan banka, başarılı bulunup ödüllendirilir.
Konunun daha iyi anlaşılması için rakamlarla somutlaştıralım. Dünya devletlerine ait merkez bankalarının piyasaya sürdüğü toplam para miktarı 13.5 trilyon $, Özel Bankalara yatırılan mevduat toplamı 75 trilyon $, Özel Bankaların dağıttığı kredi miktarı 250 trilyon $. Özel Bankalar kredi (borç) vererek sanal para üretir.
Özel bankalar, merkez bankalarının ürettiği paranın 18 katı sanal para üretir.
Merkez Bankaları şahıslar ile çalışmaz.
Üreten üretmek için, tüketen tüketmek için paraya ihtiyaç duyar. O para, özel bankalar tarafından üretilir ve kredi (borç) olarak kişilere dağıtılır. Kişiler bankalara borçlanır ve faiz öder.
Fransa'da devrimciler nasıl para bastı?
1789 Fransız İhtilali, 'yeniçağ'ı kapatıp 'yakınçağ'ı açan dünya tarihinin en önemli gelişmelerinden biridir. Dünya ekonomik ve siyasi hayatındaki önemi malum. Bilindiği üzere; Fransız Devrimi, dönemin zenginlerine ve asillerine karşı yapılmıştır. Devrim başarılır, ancak zenginlik devrilen tarafın elindedir. Devrimi ayakta tutmak için paraya ihtiyaç vardır. Fransız ihtilali yapılmadan önce, Fransa topraklarının 5'te 1'i Kiliselere aitti.
Devrim ile birlikte kilisenin topraklarına el konulmuştu. Devrimden sonra çıkış arayan yeni yönetim işte bu topraklara karşılık para bastı. Basılan paranın üzerine, "Bu paranın karşılığı Fransa topraklarıdır" yazıldı. İnsanlar;"toprak sağlam bir karşılık kimse toprağı alıp bir yere de götüremez" dedi ve basılan paraya güven duyarak kullandı. Tüm dünyayı etkileyen Fransız devriminin kalıcı olması, devrimcilerin Fransa topraklarına karşılık para basması nedeniyledir. Dünya tüm bunları unutmuş, kendisine dayatılan sömürü düzenini sorgulamadan kabul etmişti.
Para gerçek karşılığını buldu
Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli ile para ile para kazanmanın önüne geçecek yeni bir para tanımı yaptı. Para; "emek ve üretimin karşılığıdır." Uluslararası ticaret açısından paranın konvertibl olması gerekir.
Bunun için de paraya karşılık gösterilmesi gerek. Sayın Baş; ülkenin yeraltı kaynaklarının mahkeme kararı ile tespit edilmesi, mahkeme kararı ile tespit edilen yeraltı kaynaklarına karşılık para basılması fikri ile gerçek anlamda paraya bir karşılık oluşturmanın formülünü ortaya koydu. Sonra ilk kez Milli Para kavramını dile getirdi.
"ABD doları; hem ABD'nin yerli parası, hem konvertibl olup uluslararası ticarette kullanılan para, hem de rezerv para olabiliyor ise her ülkenin kendi parası da aynı haklara sahip olmalı" dedi. "Her ülke kendi emek ve üretimine karşılık para basmalı, dış ticarette de milli paralar kullanılmalı" dedi. 2009 yılında Önce Rusya ile Çin arasında milli paralarla ticaret anlaşması yapıldı. Sonra Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika bu anlaşmaya taraf oldu. BRICS ülkeleri kendi ekonomilerini Milli Paralar ile ticaret tezi üzerinden şekillendirdi.
Daha sonra bu ülkeler ile üçüncü ülkeler benzer anlaşmalar yapmaya başladı. Dünya ticaretinde ABD dolarının kullanımı her geçen gün azalmaya, yıllardan bu yana devam eden sömürünün faturası ABD'ye kesilmeye başlamıştı. Çünkü ABD doları ülkesine dönerken karşılığında mal ve hizmet isteniyordu. ABD başta olmak üzere kapitalist batı ülkeleri her geçen gün batarken milli paralarını basıp kullanan ülkeler yükseliyordu. Ancak batı ülkeleri; kuyruğu dik tutmaya, tükendiği halde tüm dünyaya, "yıkılmadım ayaktayım" mesajı vermeye çalışıyordu. Bu göstermelik duruş da, koronavirüs ortaya çıkıncaya kadar sürdü.
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021