Arş-ı Ala'yı titreten ortaklık

İnsan, "eşref-i mahlukat", yani yaratılmışların en şereflisidir. Can mukaddestir. Mal mukaddestir. Namus mukaddestir.Bu sebeple, haksız yere hiçbir bir insanın, hele de hiçbir Müslüman'ın canına kıyılamaz, malına ve namusuna dokunulamaz? Allah'ın Arşı'na yemin olsun ki, Allah'ın Kabe'si gibi mukaddestir bunlar.Hatta, Alemlere rahmet Hz. Muhammed'in (sav) buyurduğu üzere, Müslüman'ın canı, kanı, malı, namusu ve şerefi, Beytullah'tan bile daha mukaddestir (Bkz. İbn Mace, Sünen, Fiten, 28/3932)Bir Müslüman'ın haksız yere öldürülmesi, Beytullah'ın yıkılmasından çok daha büyük bir cinayettir, çok daha ağır veballi bir kıyımdır.Bu bağlamda Yüce Allah'ın ilahi buyruğu çok açıktır: Bir insanın haksız yere öldürülmesi, bütün insanlığın topyekün yok edilmesi gibidir (Bkz. Maide Suresi, 32).Bir Müslüman'ı haksız yere kasten öldürmenin cezası, "ebediyen cehennem"de kalmaktır, Allah'ın laneti ve gazabına uğramaktır. Bu husustaki ayet-i kerime çok dehşet verici bir ifade ile insanlığı şöyle uyarmaktadır: "Kim bir mü'mini kasten öldürürse, onun cezası, içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, ona lanet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır" (Nisa Suresi, 93).Bu ayet-i kerimeyi ele alan Ehl-i Sünnet alimleri, hiçbir büyük günahın, kişiyi ebediyen cehennemlik yapmayacağı, yani kafir kılmayacağı görüşlerini zikretmekle birlikte; bir Müslüman'ı haksız yere öldürmek, öylesine büyük bir cinayettir ki, Allah böyle bir cinayeti işlemeyi "küfür"e eş tutmaktadır, demektedirler. Bu cümleden olarak kişi, böyle büyük bir cinayeti, hafife alarak işlediği için, İslam'dan çıkar, kafir olarak ebedi cehennemlik olur, şeklinde açıklama yapmaktadırlar.Bugün insanlık, milyonlarca Müslüman'ın haksız yere öldürülmesine, milyonlarca insanın canının, malının ve namusunun telef olmasını seyretmektedir.BOP kapsamında yaşanan işgallerde, milyonlarca masum Müslüman'ın canı ve malı yok edilmekte, namusu kirletilmektedir. İnsanlık, tarihinin ağır cinayetlerine şahit olmaktadır.Bunun vebali, kolay kolay ödenmez? Hiçbir Müslüman, bu cinayetlere ortakçı olamaz.İslam'ın getirdiği ve Hz. Peygamber'in insanlığa bildirdiği temel gerçeklerden bir de şudur: Yanlışa ve kötülüğe yardım ve yataklık yapan, yol gösteren veya katkıda bulunan kişi, aynen o fiili işleyen gibi vebal altındadır.Bu sebeple işgal ve kıyım planlarına ortakçılık yapanlar, aynen onları işleyenler gibidir.Bu işlerin ortakçıları ister Müslüman görünsün, ister hacı, ister hoca? fark etmez. Bu vebal, Arş-ı Ala'yı titretecek türden ağır bir vebaldir? Dolayısıyla BOP'un Müslüman kılıklı ortakçıları yanlış zamanda ve yanlış zeminde "BOP bayramı" yapmaktadırlar; ateş yalımı üstünde dans etmektedirler.Ülkemiz ve dünyamız, bu gerçekleri hatırlamaya ve fark etmeye dünden daha çok bugün muhtaçtır.Çevremizdeki ve dünyamızdaki gelişmelere, Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed'in bildirdiği bu temel perspektiften bakarsak; o zaman, etrafımızda, güya Müslüman kılığına bürünmüş ne çok cinayet ortakçıları olduğunu görmek zor olmaz.Bugün güya adam kılığında, hatta takkeli, sarıklı, şalvarlı, cüppeli veya çarşaflı dolaşsalar dahi; Müslüman kılığındaki bu cinayet ortakçıları ve işgal yandaşları, Hz. Peygamber'in (sav) beyanıyla, canilere ve yanlış işlerle iştigal edenlere yağcılık ve yandaşlık yapmaları münasebetiyle, diriliş gününde maymunlar ve domuzlar suretinde diriltileceklerdir? Alemlere rahmet Hz. Muhammed (sav), işte böyle ikaz ediyor (Bkz. Ebu NUaym, Kenz'ül Ummal, 5605; Suyutî, Dürr'ül Mensur, 3/127).Bu temel gerçekleri fark etmeye ve çevremizde olup bitenleri Hz. Peygamber'in (sav) insanlığa sunduğu bu "ölçü"lerle ölçüp-biçmeye hem dünyamızın, hem de ahretimizin selameti için şarttır.