Son zamanlarda ülkemizde ve dünyada sık sık görülen arı ölümlerinin sebepleri tam manası ile ortaya konulamamıştır.Etkili ve yetkililer bu konuda sağlıklı bir açıklama yapmadıkları gibi hiçbir önlemi de alma yoluna gitmemişlerdir.Bal üreticileri bu hususta oldukça tedirginler.Tedirgin olmaları elbette yerinde.Çünkü arı olmazsa döllenme olmaz; dolayısıyla hayatta olmaz.Geçtiğimiz günlerde milletin efendisi programı için mikrofon uzattığımız Aydın'lı arıcılar; eskisi gibi bal alamadıklarını dile getirip şöyle konuştular:"10 yıl evvelinde ovada pamukta müthiş bal vardı.Arı pamuğa konar balını yapardı, şimdilerde arı pamuğa konuyor, konmak istemiyor, konsada yeterli nektar alamıyor. Çünkü kullanılan pamuk tohumları hibrit-dölsüz ve aşırı ilaç (zehir) istiyor. Arı ölümlerinin nedeni ve yeterli nektar alınmayışının sebebi bizce hibrit tohumlar ve aşırı ilaçlama. Arı zehire niçin konsun ki,konsada sonuç ortada..."Durum pamukta olduğu şekliyle ayçiçeğinde de aynı.Artık bal üreticileri ayçiçeği ekim bölgelerine eskisi kadar yoğun gelmiyorlar. Ya arılar ölüyor ya da nektar yok. Hibrit tohumlardan dolayı çok kısa olan bal özü akımıyla bu tohumlardan üretilen ayçiçeğinin verimli olmadığından gelen arıcılar azalıyor.Bu hususta medyaya yansıyan bir haberi paylaşalım:"Türkiyenin ayçiçeği üretiminin yaklaşık üçte birini sağlayan Tekirdağ'da, ayçiçeği tohumunda kullanılan, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın ruhsat vermediği '' imidacloprid '' maddesi bulunduğu, polen ve bal'ın büyük bölümünü ayçiçeğinden sağlayan bal arılarını tehtid ettiği bildirildi.Tarım İl Müdürlüğü Bitki koruma Şube Müdürü Hanefi Türkaslan, ilaçların arılara verdiği zararı tespit etmeye çalıştıklarını ifade ederek, çiftçilere arılara zarar vermeyecek ilaç türlerinin kullanılması konusunda uyarıda bulundu. "Anlaşılan sevgili okurlar her konuda ama her konuda hibritleşip bozulduk. Son yıllarda doğum oranlarının azalması ve kısırlık problemlerinin de artması neyin nesidir acaba? Dölsüz tohumlardan tüketerek döl vermek mümkün müdür?Arı ölümleri ve bal sağımlarının yarılara kadar düşmesi elbette bu hibrit tohumlardan ve üretilen bitkilere amasızca verilen ilaçlardan kaynaklanmaktadır.Bu konuda kapitalist düşünmeyen sağduyulu uyarıcılara kulak vermek ve gereğini yerine getirmek zorundayız:"Meyve ve sebzelerin "geni değiştirilmiş ? melez ? hibrit ? ebter ? geri dönüşümsüz ? tek kullanımlık" tohumlardan üretilen ürünler yenilmemeli.Israrla doğal tohumlardan üretilen ürünleri tercih etmeliyiz. Bu gibi tohumlardan üretilen bitkiler şifa olamayacağı gibi, aksine bağışıklık sistemine hiçbir katkısı olmayan antioksidan mineral ve vitamin içermeyen, bugün hızla artan kanser vakalarını tetikleyen bir unsurdur. Bu tarz tohumların toprağın biyolojik yapısını bozduğu ve sonraki kullanımlar için dejenerasyona uğrattığı önemli bir gerçektir. Bu tohumlardan çıkan bitkilerden uçan polenlerin son zamanlarda artan alerjik hastalıklara sebep olduğu, floraya tesir ederek çevre ekolojik dengeyi etkilediğide apaçık ortadadır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025