Pulitzer ödüllü Amerikalı gazeteci Seymour Hersh'in "Ağustos ayında Şam'ın Guta bölgesinde meydana gelen kimyasal saldırının arkasında Türkiye hükümeti var" şeklindeki iddiası... ABD'nin bu iddiayı yalanlamasına rağmen Hersh'in "sözlerimin arkasındayım" diyerek yeni doneler ortaya koyması... Daha da önemlisi Ankara'nın bu konudaki sessizliği...Bu kritik mesele yoğun gündem içerisinde yeteri kadar konuşulamadı. Oysa hem iddianın kendisi ve hem de bu iddia karşısında Ankara'nın takındığı daha doğrusu takınmadığı tavır çok ama çok önemli.* * *Bir noktaya yeniden dikkatinizi çekmek istiyorum. Hersh'e yalanlama Türkiye'den değil ABD'den geliyor! Bu noktada iddianın bir numaralı muhatabı olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na sormak istiyorum; Neden sessizsiniz? Acaba Türkiye'nin ağır ve vahim bir suçla itham edilmesiyle ilgili yalanlama ABD'den mi gelmeliydi? Gazeteci Hersh'in ABD'den gelen yalanlamadan sonra da iddiasının arkasında durması ve ortaya tezini güçlendiren yeni gerekçeler koyması ne anlama geliyor?* * *İddiaların doğru olması ihtimalini düşünmek bile istemiyorum zira bu çok açık bir insanlık suçu olur. Bir yandan kimyasal saldırıdan Esad'ı sorumlu tutarken diğer yandan saldırıda sizin parmağınızın olmasının hiçbir izahı olamaz. Eğer böyle bir durum varsa eşi benzeri görülmemiş bir ikiyüzlülükle karşı karşıyayız demektir.Bu, kurtla parçalayıp kuzuyla ağlamak olur... Tekrar ediyorum, ben bu iddianın doğru olduğunu düşünmek bile istemiyorum.Gerçi AKP hükümetinin muhaliflere çeşitli şekillerde destek verdiği açık bir durum. Bunun tartışılacak hiç bir tarafı yok. Zaten Başbakan Erdoğan da geçtiğimiz aylarda ÖSO'ya destek verdiklerini kameralar önünde açıklamıştı.BÜYÜKELÇİSİNİ YALANLAYAN HÜKÜMETBu haftanın ikinci en önemli olayına gelince. Mesele yine Suriye ile bağlantılı.Türkiye'nin AGİT Büyükelçisi Tacan İldem Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen ve 53 kişinin öldüğü bombalı saldırının El Kaide terör örgütü tarafından gerçekleştirildiğini söyledi.Dışişleri ise, "Reyhanlı saldırısının Suriye rejiminin desteğiyle gerçekleştirildiği hususunda herhangi bir kuşku yok" açıklaması yaparak büyükelçisini yalanladı. Zaten Başbakan Erdoğan da daha olayın ardından "Kim olacak canım Esad yapmıştır" mealinde bir açıklama yaparak büyük bir devlet adamlığı (!) örneği vermişti.* * *Cumhuriyet tarihinin en büyük terör saldırısı olarak kayıtlara geçen olaydan önce Jandarma istihbaratının ilgili makamlara yaptığı "saldırı olacak" uyarılarına ilişkin belgelerin ortaya çıktığını da hatırlatmak isterim.Şimdi bu manzaraya tapeleri yayınlanan Suriye toplantısındaki savaş çıkarma senaryosunu da ekleyin ve ortaya çıkan resme bir de böyle bakın. Bu noktada kendinize şu soruyu sorun ve cevap arayın lütfen. Karşımızda nasıl bir devlet yönetimi var. Güzel ülkemiz nasıl bir zihniyetle yönetiliyor? Sanırım ortaya çıkan sonuç hiç de iç açıcı değil.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024