Anayasa AKP dönemi anayasası ama hala darbe anayasası yaftası vuruluyor. Milletin anayasası sanki muhalefet partisiymiş gibi millete şikayet ediliyor. Anayasayı değiştiren siz, değiştirmeyen siz, değiştirecek merci de siz, Anayasaya uymayan da siz; ama suçlu hep Anayasa.
Sorun anayasada değil, sorun niyetlerde ve hiçbir projesi olmayan uygulayıcılarda. Mesela yüzde 10 seçim barajı Anayasa'da yoktur. Aksine Anayasa'nın 67. maddesinde: "Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir" hükmü yer almaktadır. Meclis'e iradesi yansımayan seçmenin üzerindeki haksız kanun hükmünü değiştirmek için iktidar ve muhalefetin Anayasa görüşmeleri tiyatrosunu oynamalarına gerek yok ki.
Hatırlarsanız seçimlere 7 ay kala herkes Anayasa mahkemesinin seçim barajı ile ilgili kararına kilitlenmişti. Kamuoyu seçim barajı ile ilgili kanun maddesinin anayasaya aykırı ve bir hak ihlali olduğunda hemfikirdi.
Gerek sosyal medyadan gerekse de yazılı ve görsel basın üzerinden AYM üzerinde bir linç kampanyası başlatıldı. Devletin kurumuna sahip çıkması gerekenler ne yaptı dersiniz? Prof. Kuzu: "...Tamamen yetkisiz ve yok hükmünde bir işlemdir. Yapacaklarını sanmam" diyerek yandaşa ve tabana harekete geç mesajı verdi.
Mesaj ilgili odaklarca anında görev olarak alındı. Bundan sonra karar aşamasındaki o süreç hukuk tarihine geçecek bir süreçtir. Çünkü ülkenin en üst mahkemesinin başkanı "Büyük baskı altında görev yapıyorum" şeklinde hukuki nitelik olarak savcıları resen harekete geçirecek suç ihbarında bulunmuştu. Bu baskının kimden geldiğini bilenler de aynı baskı altında olduğu için mi gereği yapılmadı?
Neticede; Haşim Kılıç son oturuma katılmadı. Mahkeme de yüzde 10'luk seçim barajı ile ilgili başvuru hakkında yetkisizlik kararı verdi.
O dönemde halkın ihtiyacı doğrultusunda bir karar çıkmadı. Şimdi ise halkın bininci gündemi bile olmayan başkanlık ile ilgili Anayasa'ya bir darbe daha vurulmak isteniyor. Halkın birinci gündemi işsizlik, borç ve güvenlik ise henüz gündemde değil. Hizmet etmek isteyene Anayasa'da engel yok ama projesi olmayana bahane çok. Çünkü Anayasa'nın 168. maddesine göre millete ait olan tabii servetler ve kaynakları anayasanın amacına aykırı olarak yabancı şirketlere devrettiniz. Şimdi muhalefeti de yanınıza alıp ipe un seriyorsunuz.
Sorun anayasada değil, sorun niyetlerde ve hiçbir projesi olmayan uygulayıcılarda. Mesela yüzde 10 seçim barajı Anayasa'da yoktur. Aksine Anayasa'nın 67. maddesinde: "Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir" hükmü yer almaktadır. Meclis'e iradesi yansımayan seçmenin üzerindeki haksız kanun hükmünü değiştirmek için iktidar ve muhalefetin Anayasa görüşmeleri tiyatrosunu oynamalarına gerek yok ki.
Hatırlarsanız seçimlere 7 ay kala herkes Anayasa mahkemesinin seçim barajı ile ilgili kararına kilitlenmişti. Kamuoyu seçim barajı ile ilgili kanun maddesinin anayasaya aykırı ve bir hak ihlali olduğunda hemfikirdi.
Gerek sosyal medyadan gerekse de yazılı ve görsel basın üzerinden AYM üzerinde bir linç kampanyası başlatıldı. Devletin kurumuna sahip çıkması gerekenler ne yaptı dersiniz? Prof. Kuzu: "...Tamamen yetkisiz ve yok hükmünde bir işlemdir. Yapacaklarını sanmam" diyerek yandaşa ve tabana harekete geç mesajı verdi.
Mesaj ilgili odaklarca anında görev olarak alındı. Bundan sonra karar aşamasındaki o süreç hukuk tarihine geçecek bir süreçtir. Çünkü ülkenin en üst mahkemesinin başkanı "Büyük baskı altında görev yapıyorum" şeklinde hukuki nitelik olarak savcıları resen harekete geçirecek suç ihbarında bulunmuştu. Bu baskının kimden geldiğini bilenler de aynı baskı altında olduğu için mi gereği yapılmadı?
Neticede; Haşim Kılıç son oturuma katılmadı. Mahkeme de yüzde 10'luk seçim barajı ile ilgili başvuru hakkında yetkisizlik kararı verdi.
O dönemde halkın ihtiyacı doğrultusunda bir karar çıkmadı. Şimdi ise halkın bininci gündemi bile olmayan başkanlık ile ilgili Anayasa'ya bir darbe daha vurulmak isteniyor. Halkın birinci gündemi işsizlik, borç ve güvenlik ise henüz gündemde değil. Hizmet etmek isteyene Anayasa'da engel yok ama projesi olmayana bahane çok. Çünkü Anayasa'nın 168. maddesine göre millete ait olan tabii servetler ve kaynakları anayasanın amacına aykırı olarak yabancı şirketlere devrettiniz. Şimdi muhalefeti de yanınıza alıp ipe un seriyorsunuz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Kazım Üstün / diğer yazıları
- İklim krizinin çözümü Z kuşağına kaldı / 17.12.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021