Anayasa'nın 65. maddesi ve Milli Ekonomi Modeli

Anayasa'nın 3. bölümünde 41. maddeden 64. maddeye kadar 'Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler' ana başlığı altında eğitim ve öğretimden tutun da sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması, konut hakkı, sosyal güvenlik hakkı, tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması, çalışma ile ilgili hak ve ödevler düzenlenmiştir. Bütün bu düzenlemelerin ortak özelliği; bunların vatandaşlar için bir hak olduğu, devlet için ise bir ödev olduğudur. Bir taraf için hak ve diğer taraf olan devlet için ödev olan yerde de ücretten söz edilemez. Yani 2001 yılındaki değişiklikten sonra Anayasa'ya göre bütün bu hizmetler vatandaşlara ücretsiz verilmelidir. Yanlış anlamadınız, Anayasa'ya göre; Türk vatandaşı olarak eğitimden, sağlıktan konuttan vs. 3. maddedeki tüm haklardan ücretsiz olarak yararlanma hakkınız var. Madde içeriklerinde açıkça; gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar ve destekler gibi hüküm ifadeleri ile devlete yüklenen bu ödev vurgulanmıştır. Şayet bu hizmetler ücretli olsaydı; bedeli mukabilinde denirdi. Nerden çıkarıyoruz bu ücretsiz ödev yükümlülüğünü. Bu bir teori veya zorlama yorum değil. Şöyle ki; 2001 yılından önce: 65. maddenin başlığı 'Sosyal ve Ekonomik Hakların Sınırı' idi. Yani vatandaşa konulmuş bir sınır var idi. Madde içeriğinde: Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, ekonomik istikrarın korunmasını gözeterek, malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir. Denilerek bu sınır; devletin ekonomik istikrarının korunması", "malî kaynaklarının yeterliliği" gibi soyut bir kavrama dayandırılmıştır. 2001 yılındaki değişiklikle bu sınır tam tersine çevrilerek madde başlığı "Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları" şeklinde düzenlenmiştir. Madde içeriğinde de; Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir" şeklinde düzenlenmiştir.Bu maddenin açık anlamı şudur: Devletin mali kaynakları yeterli ise Anayasa'nın 3. bölümündeki haklardan her Türk vatandaşını ücretsiz yararlandırmak devletin bir ödevidir. Şayet kaynaklar yetersiz ise devlet bu ödevinin karşılığında ücret alabilir. Peki, Türkiye'de kaynak var mı? Dünya bor rezervlerinin yüzde 73'ü Türkiye'de?  ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) yayımladığı rapora göre Türkiye'de Güneydoğu Anadolu havzası petrol bakımından, Suudi Arabistan ve Irak'ın petrol bölgeleriyle benzer coğrafyaya sahip. Yani Türkiye petrol bakımından ikinci Suudi Arabistan diyebiliriz. Bunların dışında Türkiye'nin yeraltı ve yerüstü kaynakları dünyaya yetecek miktarda. Bugün artık Türkiye'nin kaynakları yok diyene gülerek bakılıyor.Dünya kadar kaynak var da; yukarıdaki haklardan hangisini ücretsiz alıyoruz? Hiçbirini. Üstelik bedelini fazlasıyla ödüyoruz.  İşte bu noktada; "kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlıdır" orijinal tespiti ile üzerine bina edilen ve 8 uluslararası kongredeki yüzlerce iktisat profesörleri tarafından alkışlanan Milli Ekonomi Modeli'ne geliyoruz. Evet, kaynak var. Ama o kaynakları Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli devlet tezi ile projeleri ile onu vatandaşa ulaştırmanın anayasal haklarından ücretsiz faydalandırmanın yolunu bir tek Prof. Dr. Haydar Baş ortaya koymuştur. Vatandaşa düşen sadece almak.  Bir düşünüre sormuşlar; "servet ayaklarınızın altında iken siz neden fakirsiniz?" diye? O da: "O serveti almak için eğilmek lazım!" demiş.