Hükümet yetkilileri her ortamda 12 Haziran seçimlerinden sonraki ilk gündemin Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi olduğunu belirtiyorlar.Anayasa değişikliğinden kasıtlarının da, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin var oluşunun ve devamlılığının temeli olan "ilk üç maddeye dokunulması" olduğunu belirtiyorlar.Bilindiği gibi ilk üç maddede Türkiye'nin üniter yapısı, bölünmez bütünlüğü, resmi dilinin Türkçe, başkentinin Ankara, bayrağının ay yıldızlı Türk bayrağı, milli marşının İstiklal Marşı olduğu vurgulanıyor. Yani AKP'li yetkililer şunu demek istiyorlar: "Ey Türk milleti, sen ne kadar benim en büyük problemim işsizlik, aşsızlık, yoksulluk, terör desen de, asıl problem Türkiye'nin üniter yapısı, dili, başkenti, bayrağı, marşıdır"Eğer 12 Haziran seçimleri sonrası ilk gündem bu olacaksa, kamuoyuna sürekli bu şekilde beyanatlar veriliyorsa, doğal olarak bu sonuca ulaşıyoruz.Dilerseniz bu yukarıdaki cümleyi biraz daha açalım.AKP demek istiyor ki, ey millet biz sizin işsizliğinizi, aşsızlığınızı, terörü 9 yıldır tek başına iktidar olmamıza rağmen çözemedik, önümüzdeki engel üniter yapı, anayasanın ilk üç maddesiydi.Yani AKP'ye göre, millet bir ve beraberken, Türkiye tek bir parça halindeyken, ülke tek bir başkentten, tek bir dille, tek bir bayrakla, tek bir orduyla yönetilirken işsizlik, aşsızlık, terör çözülemiyormuş!Ne alaka diyebilirsiniz, ben de zaten öyle diyorum.Bugüne kadar AKP bu temel sorunları çözemediyse, bu devletin sisteminden kaynaklanan bir mevzu değildi. AKP işsizliği, aşsızlığı, yoksulluğu çözemedi, çünkü ABD, IMF ve AB'den alma akılla ekonomiyi yönetiyordu.AKP, Türkiye'nin ürettiği mal ve emek karşılığı yerli paramızı yani senyoraj gelirimizi ortaya koyabilir ve bu gelir, tüketimi canlandırmak ve milli geliri tabana yaymak için kullanılabilirdi. Bunun nasıl yapılacağı Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünyaca ünlü Mili Ekonomi Modeli'nde detaylarıyla birlikte var. Vatandaşlık Maaşı, Ev Hanımı Meslek Maaşı, çocuk parası, doğum parası bu uygulamalardan sadece bir kaçı?İşte o zaman işsizlik, aşsızlık diye bir sorun kalmazdı. Bu uygulamayla terörün önündeki ekonomik nedenler de kalkacağı için milletimizin en büyük sorun dediği terör belası da kendiliğinden ortadan kalkardı. Bu, mevcut üniter sistem içerisinde tek başına iktidar olan AKP'nin yapabileceği bir şeydi ama yapmadı.Buradan da anlaşılıyor ki AKP'nin başkanlık sisteminden muradı vatandaşa daha iyi hizmet edebilmek değildir.PKK ve APO başkanlık sistemini, özerk bir bölge oluşturmak için istiyorlar, AB, 36 etnik köken tanımlıyor ve bu sistemle Türkiye'ye Sevr'i dayatıyor, ABD ise yine Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiye'ye şekil vermek istiyor.Yani başkanlık sistemi ve Anayasa değişikliği Türk milleti için değil, PKK, APO, AB ve ABD'nin çıkarları için isteniyor.AKP, yekpare bir ülkeyi tek başına iktidar olarak yönetme imkanı varken, paramparça olmuş bir ülkeyi yönetmekten nasıl bir menfaat umuyor merak konusu?Demek ki ecnebilerin talepleri kendi menfaatlerinden de öte?Demek ki "deliğe süpürülmeme" bu kadar önemli?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025