"Son peygamber Hz. Muhammed Mustafa'dan (s.a.v.) sonra bir peygamber gelmeyeceğine göre; dünya ve ahiret kurtuluşumuz ne ile mümkün olacaktır? Şimdi kulak ver ve iyi dinle! Allah (c.c.) Kur'an-ı Kerim'in'de, 'Ya Rabbi! Bize kendi katından bir veli ver' (Nisa, 75). 'Onlar Allah'ın hidayet verdiği kimselerdir, onların hidayetine uy'(En'am,90) buyurmaktadır. Demek oluyor ki, peygamber gelmeyecek ama peygamberin kitabına bağlı, O'nun sünnetini takip eden, peygamberin hakikatini zamanında yaşayan, peygamberimize vekil, maddeten ve manen kurtuluşumuza vesile olacak veliler, aşıklar ve sadıklar her devirde mutlaka gelecektir."(Prof. Dr. Haydar Baş, Mektubat, s.37).
Tasavvufta kurtuluşumuza vesile olacak ve her devirde gelecek olan bu Hak dostlarına evliya denmektedir.
Evliyaullah, hem zahiri ilimlerde, hem de tasavvuf bilgilerinde ihtisas sahibi olan, kâmil ve mükemmel olan kişidir. Yani hem yetişmiştir hem de başkalarını yetiştirebilme kabiliyetine sahip büyük âlimdir.
Allah-ü Teâlâ'nın sevgisine kavuşmuş olana veli denir. Başkalarının da kavuşmalarına vasıta olana mürşid denir. Mürşid-i kamil, sırat-ı müstakimi (dosdoğru yol, yani İslam'ı) gösteren, dalaletten hidayete sevk eden, tasavvufta seyr-i sülûkunu tamamlayıp, irşada ehliyetli ya da icazetli olan kişidir.
Mürşid-i kâmilin, yani rehberlik eden velinin alameti, itikadının düzgün olması ve İslam ahkâmına tam uymasıdır. Sözleri, hareketleri İslam'a uygun olmayan zat; havada uçsa da, rehber olamaz.
İşte gerçek Allah dostu, bütün işleri İslamiyet'e uygun olan, tasavvuf ilminde uzman âlim demektir. Derin âlim yani müctehid olmayan, mürşid-i kâmil olamaz. Mürşid-i kâmil, ictihad derecesinde yüksek âlim olduğu için, hem ilim, hem de marifet sahibidir. Buna, 'zül-cenahayn' denir. Akılla anlaşılan bilgilere, ilim; kalple anlaşılan bilgilere, marifet ve irfan denir. İşte gerçek Allah dostu olan bir mürşid-i kâmil, hem ilim hem de marifet ve irfan sahibidir.
Cenab-ı Hak bir çok ayet-i kerimede açık açık, net bir şekilde "Allah'ın velilerinden" yani Allah dostlarından bahsetmektedir.
"Haberiniz olsun ki, Allah'ın velilerine (dostlarına) hiçbir korku yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir. Dünya hayatında da ahiret hayatında da onlar için nice müjde (ve kerametler) vardır. Allah'ın söz (ve hüküm)lerinde asla bir değişme yoktur. İşte bu (hale ve vaade ulaşmak) en büyük kurtuluştur." (Yunus, 62-64).
Cenab-ı Hak buyurur ki: "Siz üç sınıf olduğunuz zaman:
1- Ashab-ı meymene (amel defteri sağ tarafından verilen mü'minler) ne mutlu onlara.
2- Ashab-ı meş'eme (amel defteri sol tarafından verilen münafık ve kafirler) ne bahtsız onlar.
3- Bir de sabikun (hayırda en ileride olanlar ki onlar ecirde de en ileride olanlar) onlar mukerrebun (ilahi huzurda kabul ve yakınlık görmüş) olanlardır ve naim cennetlerindedir." (Vakıa; 7-12).
Onlar hep önder ve örnek alınacak haldedirler.
Cenab-ı Hak buyurur ki: "(Kur'an'a vâris olarak seçtiğimiz kullardan) bazısı da Allah'ın izniyle hayırlarda en önde olanlardır. İşte büyük fazilet budur." (Fatır, 32).
Ayetlerden de anladığımız üzere, onlar hidayet önderleridir, tevhidi yani birliği temsil ve tarif ederler. Her zaman ve her ortamda kendilerine uymak gerekir.
Cenab-ı Hak buyurur ki: "(Her şeyi ile tamamen) Bana yönelene uy." (Lokman, 15).
"Onlar Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy." (En'am, 90). (devam edecek)...
Tasavvufta kurtuluşumuza vesile olacak ve her devirde gelecek olan bu Hak dostlarına evliya denmektedir.
Evliyaullah, hem zahiri ilimlerde, hem de tasavvuf bilgilerinde ihtisas sahibi olan, kâmil ve mükemmel olan kişidir. Yani hem yetişmiştir hem de başkalarını yetiştirebilme kabiliyetine sahip büyük âlimdir.
Allah-ü Teâlâ'nın sevgisine kavuşmuş olana veli denir. Başkalarının da kavuşmalarına vasıta olana mürşid denir. Mürşid-i kamil, sırat-ı müstakimi (dosdoğru yol, yani İslam'ı) gösteren, dalaletten hidayete sevk eden, tasavvufta seyr-i sülûkunu tamamlayıp, irşada ehliyetli ya da icazetli olan kişidir.
Mürşid-i kâmilin, yani rehberlik eden velinin alameti, itikadının düzgün olması ve İslam ahkâmına tam uymasıdır. Sözleri, hareketleri İslam'a uygun olmayan zat; havada uçsa da, rehber olamaz.
İşte gerçek Allah dostu, bütün işleri İslamiyet'e uygun olan, tasavvuf ilminde uzman âlim demektir. Derin âlim yani müctehid olmayan, mürşid-i kâmil olamaz. Mürşid-i kâmil, ictihad derecesinde yüksek âlim olduğu için, hem ilim, hem de marifet sahibidir. Buna, 'zül-cenahayn' denir. Akılla anlaşılan bilgilere, ilim; kalple anlaşılan bilgilere, marifet ve irfan denir. İşte gerçek Allah dostu olan bir mürşid-i kâmil, hem ilim hem de marifet ve irfan sahibidir.
Cenab-ı Hak bir çok ayet-i kerimede açık açık, net bir şekilde "Allah'ın velilerinden" yani Allah dostlarından bahsetmektedir.
"Haberiniz olsun ki, Allah'ın velilerine (dostlarına) hiçbir korku yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir. Dünya hayatında da ahiret hayatında da onlar için nice müjde (ve kerametler) vardır. Allah'ın söz (ve hüküm)lerinde asla bir değişme yoktur. İşte bu (hale ve vaade ulaşmak) en büyük kurtuluştur." (Yunus, 62-64).
Cenab-ı Hak buyurur ki: "Siz üç sınıf olduğunuz zaman:
1- Ashab-ı meymene (amel defteri sağ tarafından verilen mü'minler) ne mutlu onlara.
2- Ashab-ı meş'eme (amel defteri sol tarafından verilen münafık ve kafirler) ne bahtsız onlar.
3- Bir de sabikun (hayırda en ileride olanlar ki onlar ecirde de en ileride olanlar) onlar mukerrebun (ilahi huzurda kabul ve yakınlık görmüş) olanlardır ve naim cennetlerindedir." (Vakıa; 7-12).
Onlar hep önder ve örnek alınacak haldedirler.
Cenab-ı Hak buyurur ki: "(Kur'an'a vâris olarak seçtiğimiz kullardan) bazısı da Allah'ın izniyle hayırlarda en önde olanlardır. İşte büyük fazilet budur." (Fatır, 32).
Ayetlerden de anladığımız üzere, onlar hidayet önderleridir, tevhidi yani birliği temsil ve tarif ederler. Her zaman ve her ortamda kendilerine uymak gerekir.
Cenab-ı Hak buyurur ki: "(Her şeyi ile tamamen) Bana yönelene uy." (Lokman, 15).
"Onlar Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy." (En'am, 90). (devam edecek)...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Gülsüm Kavak / diğer yazıları
- 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun -2- / 29.08.2021
- 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun -1- / 28.08.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-IV / 23.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-III / 22.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-II / 19.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-I / 18.02.2021
- Sevgi ispat ister / 12.10.2020
- Muharrem ayı ve oruç / 23.08.2020
- Prof. Dr. Haydar Baş ve ulusal egemenlik / 25.04.2020
- O, herkesten farklıydı / 23.04.2020
- 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun -1- / 28.08.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-IV / 23.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-III / 22.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-II / 19.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-I / 18.02.2021
- Sevgi ispat ister / 12.10.2020
- Muharrem ayı ve oruç / 23.08.2020
- Prof. Dr. Haydar Baş ve ulusal egemenlik / 25.04.2020
- O, herkesten farklıydı / 23.04.2020