Ali oğlu Abbas, er, Irak, Kerbelâ'dan.Abdulgani oğlu Fevzi Efendi, teğmen, Suriye, Şam-i Şerif'ten.Süleyman Hasan oğlu Hüseyin, piyade er, Suriye, Halep'ten.Hacı Recep Ağa oğlu Kanbolat, piyade er, Suriye, Rakka'dan.Ali oğlu Mehmet, piyade er, Suriye, Hama'dan.İmam oğlu Balı, piyade er, Irak, Kerkük'ten.Mehmet oğlu Ali, piyade er, Irak, Musul'dan.Tevfik oğlu Ahmet Mecit, piyade er, Irak, Bağdat'tan.Hüseyin oğlu Ahmet, piyade er, Irak, Basra'dan.Listeyi uzatabilirsiniz. Yüz binlerce iman dolu yürek bu mübarek toprakların Haçlının işgaline uğramaması için İslâm'ın son kalesi Çanakkale'ye gelmişti, Kerbelâ, Libya, Rakka, Medine, Yemen, Bosna, Şam, Halep, Kosova, Kafkasya, Bakü, Musul ve Afrika'dan. Hepsi şehit oldu. Onlar inandıkları yüce İslam için oradaydı. Kimler işgale gelmişti? ABD, Britanya, Fransa, Rusya, İtalya, Belçika, Romanya, Japonya, Sırbistan, Yunanistan, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Hindistan, Güney Afrika, İngiliz Kolonileri. Kısaca Çanakkale, bir iman-küfür mücadelesi idi. Çanakkale geçilemedi. Cumhuriyetimizin bânisi Gazi Mustafa Kemal Paşa hatıralarında bu ruhu yaşanan eşsiz örnekleriyle anlatır. Çanakkale Kahramanları "bir Hilal uğruna" can verdi, "bir haç uğruna" değil! Koyun koyuna yatan bu yiğitlerin aziz hatırasına hürmet göstermeli, İslam ülkelerinden bize yardıma koşanları unutmamalı, kemiklerini sızlatmamalıyız.1915'in üzerinden tam 100 yıl geçti. Bugün Çanakkale Zaferinin üzerinden geçen zamanda değişim ve dönüşümün bizleri hangi kırılma noktasına getirdiğine şahit oluyoruz.Lozan'dan beri güneydoğu sınırlarımızı kabul etmeyen ABD, İslâm âleminin topraklarına gözünü dikmiş ve üzerine çullanmak için kısaca BOP adı verilen sözde "demokrasi ve özgürlük" yalanları ile planını uygulamaktadır. Müslüman'ın kanı, canı, malı, namusu, aklı ve dinine tasallut etmektedir. Ülkelerde iç karışıklıkları "Arap Baharı" ambalajı ile başlatan irade, Büyük İsrail Devletinin taşlarını döşemeye hız verdi. Kostüm değiştirttiği, adları farklı ama gayeleri aynı figüranları ve dublörleriyle bu fitneye hız verdi. Çıkarları için milyonlarca Müslüman'ın can vermesine, namusunun kirletilmesine, malının -yeraltı ve yerüstü kaynaklarının- gaspına, tarihinin yağmalanmasına, mabetlerinin, türbelerinin, hanelerinin yıkılmasına, yakılmasına sebep olacak, şeytana bile külahını ters giydirecek nice yalanlar uydurdu. Hz. Resûlullah (s.a.a)'ın beyan ettiği en büyük fitne, Deccal fitnesidir. Yalanı doğru, doğruyu yalan olarak yutturan bu fitne hakkında bütün peygamberler ikazda bulunmuştur. Hadiste Kutlu Nebi bugünlere işaret eder: 'Deccalların aklına uymaları sebebiyle Müslümanlar, birbirlerinin boynunu vuran kâfirlere döneceklerdir.'(Buhari, Fiten, 8)Durum bu değil mi? İslam coğrafyasında gözü olan vahşi Batı, Müslüman'ın gözyaşı ve kanından mürekkep yaparak onunla yeni haritalar çizdi. Geçtiğimiz aylarda; Hacı Bektaş Veli'nin Ehl-i Beyt mayası ile yoğurduğu bu mübarek topraklarda, ABD'nin çıkarı uğruna Kırşehir ve Nevşehir'de "Eğit-donat" yani "ABD'ye asker ol, Müslüman'ı Suriye'de vur" projesi aktif hâle getirildi. Şu hadisi yazın bir kenara! "Bize silah çeken bizden değildir"(Buhari,Fiten, 7.VIII,90.) (Devam edecek...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yavuz Ekim / diğer yazıları
- Sizin bir Haydar Hocanız oldu mu? / 13.04.2025
- Hayra anahtar, şerre kilit / 11.02.2021
- Bu aşka canımı adayacağım / 06.05.2020
- Hüseynî siyaset / 25.04.2020
- ‘Endişe etmeyin!’ / 20.04.2020
- Yaptırmazlar! / 28.03.2020
- Arkası gelmez dertlerimin / 25.02.2020
- Deryalar içinde susuz gezmek / 22.02.2020
- Yarım sözcük / 09.01.2020
- Bu ülke nasıl düze çıkar? / 01.05.2018
- Hayra anahtar, şerre kilit / 11.02.2021
- Bu aşka canımı adayacağım / 06.05.2020
- Hüseynî siyaset / 25.04.2020
- ‘Endişe etmeyin!’ / 20.04.2020
- Yaptırmazlar! / 28.03.2020
- Arkası gelmez dertlerimin / 25.02.2020
- Deryalar içinde susuz gezmek / 22.02.2020
- Yarım sözcük / 09.01.2020
- Bu ülke nasıl düze çıkar? / 01.05.2018