AKP hükümetine 29 Ekim'de Çankaya'da "resepsiyon cilası", bir başka ifade ile "başörtüsü cilası" çekildi. Ciladan üç-beş gün önce de "davetiye macunu" uygulanmıştı.
Çankaya'nın bu "macun ve cila ameliyesi"yle AKP parlatıldı.
Bu kadar net ve açık. Görelim...
Hükümet tarafından Kıbrıs'ta "Türk askerinin işgalci olduğu şeklindeki AB kararlarına uyumlu" adımlar atılır; resepsiyonda kriz çıkmaz.
KKTC ile varılan güya Gümrük Birliği mutabakatı, AB'nin talimatı üzerine hükümet tarafından derhal askıya alınır; Çankaya'nın kriz nöbetleri tutmaz, resepsiyonda kriz çıkmaz.
Patrik'in Türk Milli Eğitimi'nin standart ve ilkelerini kabul etmediğini göstermek için bizzat kendisinin kapattığı Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasına ve "seri papaz üretimine başlanması"na hükümet yeşil ışık yakar, başbakan ve bakanlar vize verirler; Çankaya'nın kriz nöbetleri tutmaz, resepsiyonda kriz çıkmaz.
"Ülkedeki halkların" (bu ifade İkiz Sözleşmeler'deki ifadedir, bana ait değildir) üzerinde yaşadıkları toprakların yer altı ve yerüstü kaynaklarını kendilerince tasarruf edilebileceklerinden kendi yönetimlerini kendilerinin belirleyebileceklerine kadar "toprak ve milli bütünlüğümüzü tehdit eden İkiz Sözleşmeler onaylanır"; Çankaya'nın kriz nöbetleri tutmaz, resepsiyonda kriz çıkmaz.
Yerli ve yabancı misyonerlerin cirit attığı ve artık yakın tehdit arz ettiği ülkemizde İmar Yasası'na "ibadethane" kavramı sokuşturularak her apartmanın altına bir kilise ev açılabilmesine yasal zemin oluşturulur; Çankaya'nın kriz nöbetleri tutmaz, resepsiyonda kriz çıkmaz.
Kuzey Irak'ta askerimizin başına çuval geçiren, bölgedeki Türkmen kardeşlerimizin tapularını, nüfus kütüklerini hâk ile yeksan ettikten sonra İsrail'de özel eğitilmiş 100 bini aşkın Yahudi Peşmerge'yi getirip yerleştiren işgalci iradeye ile 8.5 dolar uğruna körükörüne teslimiyet sürülür; Çankaya'nın kriz nöbetleri tutmaz, resepsiyonda kriz çıkmaz.
Verheugen, "AB'ye girmeniz Vatikan'ın müsaadesine bağlı" talimatını verir, Ankara başımız gözümüz üstüne dercesine dinlerarası diyalogcu bakanlarını seferber eder; laiklik hiç de ihlal olmaz, Çankaya'nın kriz nöbetleri tutmaz, resepsiyonda kriz çıkmaz.
Hükümetin bütçesine, devletin Hazinesi'ne IMF, Dünya Bankası ve son olarak 8.5 dolarlık kredi bahanesiyle Pentagon musallat edilir; Çankaya'nın kriz nöbetleri tutmaz, resepsiyonda kriz çıkmaz.
Dahası milletin sırtındaki 250 milyar dolarlık faiz-borç yükünün üzerine onbir ayda 50-60 milyar dolar daha bindirilir; Çankaya'nın kriz nöbetleri tutmaz, resepsiyonda kriz çıkmaz.
Hükümet 2004 bütçesinin vahim tablolarını açıklar, 145.6 katrilyonluk iç-dış borç ödemelerini ve bütçe açığını finanse etmek için 189.4 ilâ 221.8 katrilyonluk yeni borçlanma yapacağını açıklar; hiç kimse "ya hu hangi batağa saplanıyoruz!" diye sormaz, Çankaya'nın kriz nöbetleri tutmaz, resepsiyonda kriz çıkmaz.
Cumhurbaşkanı Sezer'in, anamuhalefet lideri Deniz Baykal'ın ve sairlerin kılı kıpırdamaz, tesadüfen de olsa muhalefet damarları kabarmaz. Bütün bu vahim gelişmelerin tamamına yakınını beraber kotarırlar, işbirliği içinde götürürler.
Fakat bütçenin vahim göstergelerinin açıklandığı hafta anında bir davetiye krizi üretilir. Bütün bu vahim işlerin üstü örtülür, milletin hafızasından AKP'nin zayıf notları silinir. Cilalı notlar yeniden yazılır. Ve sonunda "adamlara bir iş yaptırmıyorlar ki..." türünden acıtasyon haberleri fısıltı gazeteleri aracılığıyla kamuoyuna yayılır. Öyle bir yayılır ki, insanımızın "tamam da bunların yapacağı hangi proje var ki, yaptırmıyorlar..." gibi karşı bir refleksine dahi fırsat kalmaz. Derken cilası dökülen hükümete çok muhteşem bir macun ve cila çekilmiş olur.
Çankaya, AKP ve CHP arasında var gibi gösterilen gerginlik ve krizler, maalesef milletimizin gözünü boyamak kabilindendir. Yok birbirlerinden farkları; değişenler değişti, hepsi birbirine benzedi. Yok öyle kriz-miriz; farklılık sadece ton farklılığı... Hepsi, AB'ci, ABD'ci, IMF'ci ve diyalogcu.
Yok öyle bir laiklik ihlali filan... Abra kadabra bunlar.
İşte bu arada AB'nin, ABD'nin, IMF'nin ve global odakların işleri kotarılıyor, onların talimatları uygulanıyor, onların ekmeğine yağ sürülüyor. Türkiye ise sürüklendikçe sürükleniyor.
Milletimize gelince, ayıkıp bütün bu oyunları bozuncaya kadar "suni kriz sağanağı" altında sadece avucunu yalayacaktır.
Çankaya'nın bu "macun ve cila ameliyesi"yle AKP parlatıldı.
Bu kadar net ve açık. Görelim...
Hükümet tarafından Kıbrıs'ta "Türk askerinin işgalci olduğu şeklindeki AB kararlarına uyumlu" adımlar atılır; resepsiyonda kriz çıkmaz.
KKTC ile varılan güya Gümrük Birliği mutabakatı, AB'nin talimatı üzerine hükümet tarafından derhal askıya alınır; Çankaya'nın kriz nöbetleri tutmaz, resepsiyonda kriz çıkmaz.
Patrik'in Türk Milli Eğitimi'nin standart ve ilkelerini kabul etmediğini göstermek için bizzat kendisinin kapattığı Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasına ve "seri papaz üretimine başlanması"na hükümet yeşil ışık yakar, başbakan ve bakanlar vize verirler; Çankaya'nın kriz nöbetleri tutmaz, resepsiyonda kriz çıkmaz.
"Ülkedeki halkların" (bu ifade İkiz Sözleşmeler'deki ifadedir, bana ait değildir) üzerinde yaşadıkları toprakların yer altı ve yerüstü kaynaklarını kendilerince tasarruf edilebileceklerinden kendi yönetimlerini kendilerinin belirleyebileceklerine kadar "toprak ve milli bütünlüğümüzü tehdit eden İkiz Sözleşmeler onaylanır"; Çankaya'nın kriz nöbetleri tutmaz, resepsiyonda kriz çıkmaz.
Yerli ve yabancı misyonerlerin cirit attığı ve artık yakın tehdit arz ettiği ülkemizde İmar Yasası'na "ibadethane" kavramı sokuşturularak her apartmanın altına bir kilise ev açılabilmesine yasal zemin oluşturulur; Çankaya'nın kriz nöbetleri tutmaz, resepsiyonda kriz çıkmaz.
Kuzey Irak'ta askerimizin başına çuval geçiren, bölgedeki Türkmen kardeşlerimizin tapularını, nüfus kütüklerini hâk ile yeksan ettikten sonra İsrail'de özel eğitilmiş 100 bini aşkın Yahudi Peşmerge'yi getirip yerleştiren işgalci iradeye ile 8.5 dolar uğruna körükörüne teslimiyet sürülür; Çankaya'nın kriz nöbetleri tutmaz, resepsiyonda kriz çıkmaz.
Verheugen, "AB'ye girmeniz Vatikan'ın müsaadesine bağlı" talimatını verir, Ankara başımız gözümüz üstüne dercesine dinlerarası diyalogcu bakanlarını seferber eder; laiklik hiç de ihlal olmaz, Çankaya'nın kriz nöbetleri tutmaz, resepsiyonda kriz çıkmaz.
Hükümetin bütçesine, devletin Hazinesi'ne IMF, Dünya Bankası ve son olarak 8.5 dolarlık kredi bahanesiyle Pentagon musallat edilir; Çankaya'nın kriz nöbetleri tutmaz, resepsiyonda kriz çıkmaz.
Dahası milletin sırtındaki 250 milyar dolarlık faiz-borç yükünün üzerine onbir ayda 50-60 milyar dolar daha bindirilir; Çankaya'nın kriz nöbetleri tutmaz, resepsiyonda kriz çıkmaz.
Hükümet 2004 bütçesinin vahim tablolarını açıklar, 145.6 katrilyonluk iç-dış borç ödemelerini ve bütçe açığını finanse etmek için 189.4 ilâ 221.8 katrilyonluk yeni borçlanma yapacağını açıklar; hiç kimse "ya hu hangi batağa saplanıyoruz!" diye sormaz, Çankaya'nın kriz nöbetleri tutmaz, resepsiyonda kriz çıkmaz.
Cumhurbaşkanı Sezer'in, anamuhalefet lideri Deniz Baykal'ın ve sairlerin kılı kıpırdamaz, tesadüfen de olsa muhalefet damarları kabarmaz. Bütün bu vahim gelişmelerin tamamına yakınını beraber kotarırlar, işbirliği içinde götürürler.
Fakat bütçenin vahim göstergelerinin açıklandığı hafta anında bir davetiye krizi üretilir. Bütün bu vahim işlerin üstü örtülür, milletin hafızasından AKP'nin zayıf notları silinir. Cilalı notlar yeniden yazılır. Ve sonunda "adamlara bir iş yaptırmıyorlar ki..." türünden acıtasyon haberleri fısıltı gazeteleri aracılığıyla kamuoyuna yayılır. Öyle bir yayılır ki, insanımızın "tamam da bunların yapacağı hangi proje var ki, yaptırmıyorlar..." gibi karşı bir refleksine dahi fırsat kalmaz. Derken cilası dökülen hükümete çok muhteşem bir macun ve cila çekilmiş olur.
Çankaya, AKP ve CHP arasında var gibi gösterilen gerginlik ve krizler, maalesef milletimizin gözünü boyamak kabilindendir. Yok birbirlerinden farkları; değişenler değişti, hepsi birbirine benzedi. Yok öyle kriz-miriz; farklılık sadece ton farklılığı... Hepsi, AB'ci, ABD'ci, IMF'ci ve diyalogcu.
Yok öyle bir laiklik ihlali filan... Abra kadabra bunlar.
İşte bu arada AB'nin, ABD'nin, IMF'nin ve global odakların işleri kotarılıyor, onların talimatları uygulanıyor, onların ekmeğine yağ sürülüyor. Türkiye ise sürüklendikçe sürükleniyor.
Milletimize gelince, ayıkıp bütün bu oyunları bozuncaya kadar "suni kriz sağanağı" altında sadece avucunu yalayacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019