Akçaabat’a Özel Harekât
20.04.2019 00:00:00
Trabzon'un yerel gazetelerinde çıkan bir haberde Trabzon'a Özel Harekât Bölge Başkanlığı kurulacağı ve İçişleri Bakanlığı'nın talimatıyla bunun merkezinin Akçaabat'ta olacağı ifade edildi.
Haberlere göre, Özel Harekât Başkanlığı bünyesinde kurulacak olan bölge başkanlığı binasının yeri Akçaabat Düzköy yolunun 7. kilometresinde bulunan TEKEL binaları olacak. Önceleri metruk olan sonra da Sağlık Bakanlığı 112 sağlık istasyonu olan bu binalara 1000 özel harekât polisi yerleştirileceği açıklandı.
İçişleri Bakanlığı'nın yapılan operasyonlarla terörün bitme noktasına geldiğini açıkladığı bir atmosferde, özellikle de hiçbir terörist eylemin olmadığı Trabzon Akçaabat bölgesine böyle bir merkezin açılmak istenmesi kafaları karıştırdı.
Konu, önceki gün Karadeniz Bölgesi'nin en önemli kanallarından Kadırga TV'de "Gündem Özel" programında konunun uzmanları tarafından enine boyuna irdelendi.
Terörle mücadele tecrübesi olan emekli albayların da konuk olduğu programda İçişleri Bakanlığı'nın bu adımı değerlendirildi.
Emekli Albay Selim Oktay, yıllarını terörle mücadeleye vermiş olan bir komutan olarak, seçilen mekânın hiç uygun olmadığını ifade etti.
Oktay, terörle mücadele birimlerinin terörün en yoğun olduğu yerlere kurulması gerektiğini, herhangi bir terör eylemi yaşandığında önemli olanın "güvenlik güçlerinin en kısa zamanda oraya intikali" olduğunu vurguladı.
Diyelim ki Giresun kırsalında bir terör eylemi gerçekleşti. Özel Harekâtçıların Akçaabat'tan bölgeye intikali en az 1,5 saat… Halbuki teröristler, özellikle Karadeniz Bölgesi'ndeki eylemlerinde vur-kaç taktiği uyguluyor.
Eylem en fazla sürsün yarım saat…
Zamanında müdahale edemediğin takdirde Özel Harekât Müdürlüğü'nü açmanın ne anlamı olacak?
Akçaabat ve civarı, gerçekten de PKK'nın asla giremediği hatta yanaşamadığı, 2 polisimizin bile asayişi sağlayabildiği bir bölge…
Şu ana kadar Karadeniz Bölgesi'nde yaşanan terör eylemleri Trabzon Maçka taraflarında, Giresun'a yakın bölgelerde yaşandı.
Oktay'ın da önerisi, Özel Harekât Müdürlüğünün terör tehdidinin bulunduğu bu bölgelere açılması…
Bölgeyi çok iyi bilen Araştırmacı Nihat Hekimoğlu da, Akçaabat'ta seçilen mekânın Özel Harekât polislerine asla uygun olmadığını belirtti. Özel Harekâtçılar için ihtiyaç duyulan helikopter iniş kalkışlarına, silahlı eğitim çalışmalarına bölgenin uygun olmadığını ifade etti.
Programa katılan emekli Yarbay Hüseyin Kuloğlu, avukat Mustafa Hayri Ergan, avukat Zühtü Kazancı, araştırmacı Turhan Demir de çok önemli değerlendirmelerde bulundular. Bu çerçevede aldığım notları önemine binaen ifade etmek istiyorum.
Şubat ayında İçişleri Bakanlığı'na bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün Resmi Gazete'de yayımlanan bir kararına göre, Batman, Diyarbakır, Erzurum ve Van'da kurulan Özel Harekât müdürlükleri ile bu müdürlüklere bağlı dörder şube kaldırıldı. Ayrıca Trabzon, Malatya, İzmir ve Konya'da Özel Harekât Müdürlüğü ile bu müdürlüklere bağlı dörder şube müdürlüğü kurulması kararlaştırıldı.
Sizce de garip değil mi?
Terör bölgesi Batman'dan kaldırılıyor, hiçbir terörün rastlanmadığı İzmir'e kuruluyor.
Terör bölgesi Diyarbakır'dan, Van'dan kaldırılıyor, terörün bittiği açıklanan Trabzon'a kuruluyor. İster istemez "neler oluyor" sorusunu sorma gereği duyuyoruz.
Konuşmacıların sorduğu bir diğer önemli soru ise, askerî kışlalar tüm illerde şehir dışına çıkartılmak istenirken, neden Özel Harekât Müdürlükleri şehir merkezlerine kuruluyor? İçişleri Bakanlığı'nın bu konuda bir açıklama yapması gerekiyor.
Üstelik hiçbir gelişmiş ülkede elinde ağır silahlar bulunan emniyet birimleri sivil halkın arasında bulunmaz, göremezsiniz. Türkiye'de ise artık sık sık her yerde kamuflaj kıyafetleriyle uzun namlulu silahlarla emniyet güçlerini görüyoruz. Her tarafta asayiş berkemal açıklamalarıyla, görünen bu manzara bir tezat teşkil etmiyor mu?
Meclis'te soru önergesi olarak sorulması gereken bir konu da, Türk Silahlı Kuvvetleri olmasına rağmen, sayıları 40 bin kişiye varan bir Özel Harekât birimi neden oluşturulduğudur.
Bu genel değerlendirmelerden yeniden Akçaabat özeline gelecek olursak;
Hatırlarsanız 7 Ocak 2019 tarihinde damadını askere uğurlayan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'a Susurluk mevkiinde terörle mücadele ekipleri tarafından çirkin bir saldırı gerçekleşmişti.
İçinde kim olduğu gayet iyi bilinmesine rağmen aracı, "içinde terörist var" denilerek uzun namlulu silahlarla durdurulmuş, özel bir bölgeye alınmak istenmiştir.
Kurdukları tuzak Prof. Dr. Baş'ın ferasetiyle bozulunca provokatif saldırıyı yapan polisler, emri İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan aldıklarını söylemişlerdir. Bu konu TBMM'de Süleyman Soylu'ya bir soru önergesiyle sorulmasına rağmen, herhangi bir cevap alınamamıştır.
Sayın Soylu, bu noktada üzerinde var olan zanları daha bertaraf etmemişken, bu konuda hala sessizliğini korurken, Prof. Dr. Baş'ın evine 3 kilometre mesafede olan bir mevkiye böyle bir harekât merkezi açılması talimatını vermesi ister istemez büyük soru işaretleri barındırmaktadır.
Sonuç olarak, böyle bir merkezin hem stratejik olarak, hem terörle mücadelenin verimliği açısından, hem de taşıdığı şüpheler bakımından Akçaabat'a açılması doğru değildir. Doğru olanın yapılması temennisiyle…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
