ABD sürekli demokrasi ve insan haklarından dem vuran ama bugüne kadar asla bunlara kendisi riayet etmemiş olan bir devlet… Kuruluşundan bugüne dünya genelinde işlemiş olduğu suçları alt alta yazsanız binlerce sayfalık dosyalara sığmazdı.
İşlediği küresel cinayetler suç, bütün bu cinayetleri demokrasi ve insan hakları makyajıyla işlemesi ise daha büyük bir suç…
Milyonlarca yerliyi büyük işkencelerle katlederek, onların kurduğu büyük medeniyetleri yerle bir ederek onların kanı üzerinde devlet kuran ABD… Yerlilerin kafa derilerini yüzen, hatta bu konuda önde gelenleri ödüllendiren, buna rağmen tüm dünyaya Hollywood senaryolarıyla yerlilerin kafa derisi yüzdüğüne ikna eden ABD…
Dünyada ilk atom bombasını kullanarak yüzbinlerce sivili, hiçbir ayrım yapmadan acımasızca katleden ABD… Bu kitlesel katliamı bir sopa olarak göstererek, kendi parasını ülkelere zorla kabul ettiren ve bu şekilde küresel bir para sömürüsünü başlatan ABD…
Vietnam'da, Afganistan'da, Somali'de, Irak'ta, Libya'da, Yemen'de, Sudan'da ve daha dünyanın birçok ülkesinde nice katliamlar ve işgallere imza atan ABD…
Bütün bu işgal ve katliamları geçersiz ve uydurma bahanelerle ortaya koyan, bu bahanelerin geçersizliği ortaya çıkmasına rağmen bugüne kadar asla yargılanmayan ABD…
Dünyanın herhangi bir yerinde menfaati olan şey gerçekleşmediği zaman, işi çirkinliğe vuran, terörize eden, dürüstçe bir mücadeleden kaçınarak hep kirli yöntemlere müracaat eden, bu manada küresel bir terör şebekesi gibi davranan ABD…
Evet, bu ABD bugüne kadar binlerce kez uluslar arası hukukun önüne çıkmalıydı, işlediği suçlardan dolayı yargılanmalı ve hüküm giymeliydi.
ABD hakkında emin olun ki bilmediklerimiz, bildiklerimizden çok daha fazla…
İşlediği suçlar konusunda bildiklerimiz sadece buzdağının görünen yüzü…
Bugünlerde de Çin'le ve İran'la gerilimi artırmaya çalışıyor.
Savaş gemilerini Çin'e yakın bölgelerde gezdirerek, Çin'i tahrik etmeye çalışıyor.
Dolara bağımlılığın etkisinden hızla kurtulan Çin'le ekonomik ya da siyasi olarak mücadele edemiyor; sataşarak, provokasyon çıkararak Çin'i bir savaş geriliminin içine çekmeye çalışıyor. Provokasyon yapıyor ki, Çin önce saldırsın.
Böylece tüm dünyaya "Bak Çin bana saldırdı" deyip, diğer devletleri yanına almaya çalışacak. Ama elbette ki beklediği gibi olmuyor Çin gayet soğukkanlı davranıyor.
Çin'in bu soğukkanlılığı ve bilinçli hareket etmesi, dünya ülkelerinin, ABD'nin değil, Çin'in yanında olmasını sağlıyor.
ABD, aynı tuzağı İran'a da kuruyor.
İran'ın petrol ihracatını engellemeye çalışarak, ekonomik bir darbe vurmaya çalışıyor. Dahası, Basra Körfezi'ne savaş gemilerini göndererek İran'ı tahrik etmeye çalışıyor. İran'ın, "Biz ABD ile savaş istemiyoruz, ama ABD saldırırsa cevabını veririz" duruşu elbette ki ABD'yi çıldırtıyor.
İran gayet iyi biliyor ki, ABD tek başına İran'a saldırmaya asla cesaret edemez. Hatta İranlı yetkililer "Havlayan köpek ısırmaz" diyor ve tahriklere kapılmamaya özen gösteriyor.
ABD, dolar gücünü kaybetmenin verdiği acıyla sağa sola saldırmaya devam ediyor ama nafile… ABD, bugüne kadar yaşadığı bütün ekonomik krizleri hep bir savaş çıkartarak aştı. Ama bu sefer farklı, ülkeler "biz savaş istemiyoruz" diyorlar.
ABD'ye karşı büyüyen bu direnç, Fransa, Almanya, İngiltere gibi bugüne kadar ABD'nin yanında yer alan Batılı devletleri de ABD'den uzaklaştırıyor. Terbiye olmaları açısından zaman zaman bazı terör eylemlerine maruz kalsalar da, ABD'nin bu kirli oyununda onun yanında yer almanın onlara artık bir şey kazandırmayacağını gayet iyi görüyorlar.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bundan 100 yıl önce tüm dünyaya emperyalizme boyun eğilmemesi gerektiğini pratik olarak göstermişti.
O günün sömürülen devletleri bu duruşu örnek almışlar ve bir bir esaretten kurtulmuşlardı.
Bugün de Atatürk'ün izinden yürüyen Prof. Dr. Haydar Baş'ın eşsiz eseri Milli Ekonomi Modeli, sömürülen dünya ülkeleri için bir kurtuluş kapısı oldu. Milli Ekonomi Modeli onlara yurtta ve dünyada barışın nasıl tesis edileceğini gösterdi.
Gerçek demokrasi ve insan haklarının Milli Ekonomi Modeli'nin sağladığı imkanlarla yaşanabileceğini uygulayarak gördüler.
Başta Çin ve Rusya olmak üzere BRICS devletleri ve de onlarla ilişki halinde olan, onların duruşundan etkilenen diğer devletler artık dünyada kavgayla değil, barışla daha sağlıklı ve güvenli yaşanabileceğini öğrendiler.
Yeni dünya düzeni barış temelli olarak kurulmaktadır, savaş ve gerilim isteyen ABD ve İsrail gibi ülkelere ve onların emperyal politikalarına bu barış düzeninde yer yoktur.
İşte telaşları bundan…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025