ABD'nin terör ve terör örgütlerini desteklemekten vazgeçmesi pek mümkün görünmemektedir. Çünkü ABD'nin temeli teröre dayanmaktadır. ABD, Amerikan kıtasında yaşayan yerli halkı, akla hayale gelmeyecek terörle yok etmiş olan sömürgecilerin, talancıların kurduğu sözde bir devlettir. Evet, ABD sözde bir devlettir, pratikte aynı sömürge ve talanı sürdüren, tanımı zor benzersiz bir oluşumdur.
Kimileri ABD için çok farklı, kimileri de paralel tanımlar yapsa da, tanımlarda ortak bir nokta bulunmaktadır. O da şudur: "ABD, bilinen milli devletler gibi bir devlet değildir." ABD ile ilişki kuran devletlerin ilk bilmesi ve hiçbir zaman da aklından çıkarmaması gereken gerçek işte budur.
ABD milli bir devlet olmadığı ve terör örgütleriyle aynı kültürü paylaştığı içindir ki, devletlerden ziyade o örgütlerle daha rahat anlaşmaktadır. Bunun örnekleri günümüzde Ortadoğu'da açıkça görülmektedir.
ABD, dünyada terör ve terör örgütleri üzerinde en çok uzmanı olan bir ülkedir. Bir başka deyişle, terör örgütlerini ve yöntemlerini ABD'den daha iyi bilen bir ülke bulunmamaktadır. Zira o örgütlerin baş kurucusu ve koruyucusu ABD'dir.
ABD'nin 'Milli Harp Akademisinde öğretim üyesi olan Audrey Kurth Cronin, "Terör Nasıl Sona Erer?" adlı bir kitap kaleme almıştır. Söz konusu kitapta A.K. Cronin, 450 terör örgütü üzerinde araştırma yaptığını beyan etmektedir. Aslında Cronin'in, dünyadaki tüm terör örgütlerini araştırdığını söylemek daha doğru olur.
A.K.Cronin, bu araştırmalarında şu sonuca varıyor: "Terör örgütleri genelde hedeflerine ulaşamıyor." A.K.Cronin'in hedefine ulaştığını söylediği örgütler de, terör örgütleri değil, direniş örgütleridir.
Malumdur ki, ABD'nin çıkarlarına zarar veren örgütler ne kadar haklı olsalar ve ne kadar barışçıl mücadele etseler, ABD'nin nazarında yine terör örgütleridirler. Dolayısıyla A.K. Cronin'in söylediğinden anlayacağımız, terör örgütleri ancak ve ancak, onları kullananların, yani ABD ve yandaşlarının hedeflerine hizmet etmektedirler.
Esasen ABD'nin terör örgütleriyle işbirliği yapmasına şaşmamak gerekir. Çünkü bu, ABD için doğal bir sonuçtur. Bunun doğallığı Noam Chomsky'nin şu tespitinden anlaşılabilir: "ABD ve İsrail terörist kültüre sahip iki ülkedir." Noam Chomsky, "ABD Terörü ve Terörizm Kültürü" adlı kitabında şöyle diyor: "Terörist bir kültürde yasa, güçlünün iki dudağı arasından çıkandır ve günümüzün güçlüsü de ABD'dir." (s.83).
Demek ki, ABD için demokrasi, insan hakları, hukuk gibi kavramlar sadece lâftan ibarettir. ABD ve İsrail'in, özellikle de Ortadoğu'da halka dayalı bir yönetim istemediğini Stephen Kinzer şöyle anlatır: "Ortadoğu'da hem demokratik bir yönetim, hem de ABD ve İsrail'i desteklemek imkânsızdır."
Anlaşılan o ki, ABD ve İsrail, terörist kültürü yaşattığı sürece, Ortadoğu'da ve hatta dünyada, terör bitmeyecektir. Terörü bitirmek şöyle dursun, ABD ve İsrail'in asıl amacı, milli devletleri yıkarak, yerlerine terör devletçikleri kurmaktır.
Ortadoğu'da bütün gayretler bunun içindir. Peki, başarılı olabilecekler mi? Olamayacaklardır, çünkü Ortadoğu'da her halükârda yine son sözü söyleyecek olan yerli halklardır. Yerli halkların iradesi dışında çizilen sınırlar ve oluşturulan devletçikler, suni ve geçicidir. O nedenle Ortadoğu devletleri, politikalarını bu gerçek üzerine bina etmelidirler. Aksi bir politika izlemek, ABD ve İsrail'in emellerine hizmet etmeye ve terör devletçiklerine alan açmaya yarar.
Kimileri ABD için çok farklı, kimileri de paralel tanımlar yapsa da, tanımlarda ortak bir nokta bulunmaktadır. O da şudur: "ABD, bilinen milli devletler gibi bir devlet değildir." ABD ile ilişki kuran devletlerin ilk bilmesi ve hiçbir zaman da aklından çıkarmaması gereken gerçek işte budur.
ABD milli bir devlet olmadığı ve terör örgütleriyle aynı kültürü paylaştığı içindir ki, devletlerden ziyade o örgütlerle daha rahat anlaşmaktadır. Bunun örnekleri günümüzde Ortadoğu'da açıkça görülmektedir.
ABD, dünyada terör ve terör örgütleri üzerinde en çok uzmanı olan bir ülkedir. Bir başka deyişle, terör örgütlerini ve yöntemlerini ABD'den daha iyi bilen bir ülke bulunmamaktadır. Zira o örgütlerin baş kurucusu ve koruyucusu ABD'dir.
ABD'nin 'Milli Harp Akademisinde öğretim üyesi olan Audrey Kurth Cronin, "Terör Nasıl Sona Erer?" adlı bir kitap kaleme almıştır. Söz konusu kitapta A.K. Cronin, 450 terör örgütü üzerinde araştırma yaptığını beyan etmektedir. Aslında Cronin'in, dünyadaki tüm terör örgütlerini araştırdığını söylemek daha doğru olur.
A.K.Cronin, bu araştırmalarında şu sonuca varıyor: "Terör örgütleri genelde hedeflerine ulaşamıyor." A.K.Cronin'in hedefine ulaştığını söylediği örgütler de, terör örgütleri değil, direniş örgütleridir.
Malumdur ki, ABD'nin çıkarlarına zarar veren örgütler ne kadar haklı olsalar ve ne kadar barışçıl mücadele etseler, ABD'nin nazarında yine terör örgütleridirler. Dolayısıyla A.K. Cronin'in söylediğinden anlayacağımız, terör örgütleri ancak ve ancak, onları kullananların, yani ABD ve yandaşlarının hedeflerine hizmet etmektedirler.
Esasen ABD'nin terör örgütleriyle işbirliği yapmasına şaşmamak gerekir. Çünkü bu, ABD için doğal bir sonuçtur. Bunun doğallığı Noam Chomsky'nin şu tespitinden anlaşılabilir: "ABD ve İsrail terörist kültüre sahip iki ülkedir." Noam Chomsky, "ABD Terörü ve Terörizm Kültürü" adlı kitabında şöyle diyor: "Terörist bir kültürde yasa, güçlünün iki dudağı arasından çıkandır ve günümüzün güçlüsü de ABD'dir." (s.83).
Demek ki, ABD için demokrasi, insan hakları, hukuk gibi kavramlar sadece lâftan ibarettir. ABD ve İsrail'in, özellikle de Ortadoğu'da halka dayalı bir yönetim istemediğini Stephen Kinzer şöyle anlatır: "Ortadoğu'da hem demokratik bir yönetim, hem de ABD ve İsrail'i desteklemek imkânsızdır."
Anlaşılan o ki, ABD ve İsrail, terörist kültürü yaşattığı sürece, Ortadoğu'da ve hatta dünyada, terör bitmeyecektir. Terörü bitirmek şöyle dursun, ABD ve İsrail'in asıl amacı, milli devletleri yıkarak, yerlerine terör devletçikleri kurmaktır.
Ortadoğu'da bütün gayretler bunun içindir. Peki, başarılı olabilecekler mi? Olamayacaklardır, çünkü Ortadoğu'da her halükârda yine son sözü söyleyecek olan yerli halklardır. Yerli halkların iradesi dışında çizilen sınırlar ve oluşturulan devletçikler, suni ve geçicidir. O nedenle Ortadoğu devletleri, politikalarını bu gerçek üzerine bina etmelidirler. Aksi bir politika izlemek, ABD ve İsrail'in emellerine hizmet etmeye ve terör devletçiklerine alan açmaya yarar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018