22 Aralık 2014'deki sınavı başaramayan TBMM Soruşturma Komisyonu bütünlemeye kalmıştı. Bütünleme sınavı da bugün. Bakan eskilerinin eskimeyen yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarından savcılık aracılığıyla yakayı sıyırdıkları an izlerini kaybettirdikleri malûmunuz. Hamamın namusu kurtarılmalıydı. Savcılık soruşturmasıyla takipten azade sâbık bakanların izlerini sürmek için, TBMM'de Soruşturma Komisyonu oluşturuldu. Araştırma sürecinde gelen uzman bilirkişi raporları, eski bakanları mâkul değil, kuvvetli şüpheli mevkiine koymuştu. AKP iktidarının reisi Tayyib Bey'in, "Aklayın!" talimatı verdiği AKP'li komisyon üyeleri zorda kalmıştı. Bir yanda kol koparan Davutoğlu Ahmet Hoca, diğer yanda öd koparan Erdoğan.49 yıldır mahkemelerde gördüğüm şuydu: davaya bakan hâkim, dava dosyasını yeteri kadar incelememiş ise, o duruşmada karar verilmesi gerekse bile (karar celsesi), bir başka tarihe erteleyebiliyordu yargılamayı.Soruşturma Komisyonu da, eski bakanların Yüce Divan'a gönderilip gönderilmemeleri için karar verecekleri 22 Aralık günü toplanmış, ancak karar yerine, hazırlıksız yargıcın yaptığı gibi, ertelemeyi yeğlemişlerdi. Bunun arkasında türlü sebepler olabilir. Komisyonun yapacağı iş, hak hukuk sınavında, kimseden kopya çekmeden, yardım(!) almadan TBMM çatısı altında adaleti tecelli ettirmektir. Adalet, emir ve talimatla değil hak ve hukukun, kuyumcu terazisi hassasiyetiyle ölçülmesiyle gerçekleşir. Kantarın topuzunu çoktan kaçırmış olanlarla hakça bir sonuca varılamaz.Sözüm, Komisyonun AKP'li üyelerine: korku dağları bekliyor mu?"Korkunun ecele faydası yoktur", üstelik "Yiğit bir kez, korkak her gün ölür".Yüce Divan oylaması hem Türkiye'nin prestiji hem de AKP'nin aklanması için bir fırsat, bir dönüm noktasıdır. Almanya'da asrın yolsuzluğu olarak adalet tarihine geçen Deniz Feneri davası, ülke prestijimizi hayli sarsmıştı. İçerdeki yolsuzluklar, kumpaslar, uyduruk davalar? AKP'yi dipsiz kuyularda yalnızlığa itiyordu.İşte size fırsat; aklayın kendinizi Yüce Divan'da. Yoksa topunuz birden soluğu orada alabilirsiniz!Tarihi perspektiften ışık tuttuğumuzda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ellerinin temiz olduğunu görürüz. Sizler gelince işler karışır gibi oldu? Zaman, kuşkuları dağıtma zamanıdır.Bu kertede onur, cesaret sizi bekler! Korkuyu giderip güven sağlamak yapacağınız en hayırlı iş olacaktır.Yüce Divan kararı çıkmazsa, son umut TBMM Genel Kurulu'ndadır. Orada da iktidar, hukuksuzluğu örgütlemeye kalkışırsa, Milli iradenin koruyuculuğunu ve bekçiliğini yapan hukuk, yasa devleti kıskacında yitip giderken adaleti de beraberinde götürür. İşte asıl korkulacak durum budur. Hukuk ve güç yer değiştirmiş olacak, hız kesmeyen AKP demokrasiden hayli uzaklara savrulmuş bulunacaktır. Kapıda bekleyen felâketin adı ise, sivil dikta rejimi olacaktır.Ayrıca yolsuzluk, rüşvet, para aklama gibi suçlar ödüllendirildiğinden, sıraya girenler çoğalacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023