Kimsenin alınmasına gerek yok! Bence Putin. Neden mi?
23 milyon kilometrekarelik Sovyetler Birliği, 1992'de 15 bağımsız cumhuriyete bölündü. Bugünkü Rusya'nın yüzölçümü 17,5 milyon kilometrekare ve topraklarda çoğunluğu Rus olmak üzere 150'den fazla etnik köken ve birçok inanca sahip 180 milyon civarı insan yaşıyor. (ki, Müslüman nüfusu 30 milyon civarında)
İşte böyle bir coğrafyada Putin, 2 bin yılında başkan oldu. Kanunları gereği 2008-2012 arasında başkanlığı Medvedev'e bıraktı. Sonra yine başkan oldu ve hala o koltukta.
Putin 22 yılda ne yaptı? Cevap olarak yol, köprü, tünel vs. diyenler yoktur. 70 cente muhtaç Rus halkının (ki, biliyorsunuz para için kendilerini, tanklarını bile satıyorlardı) gelirini belli bir seviyeye çıkardı.
Sadece 2021 yılı ihracatı 489.8 milyar dolar. Diyeceksiniz ki, bu rakamı petrol ve doğalgazdan kazanıyor.
Hayır. 180 milyar doları bu iki kalemden. Diğer kalemleri tarım, sanayi ve teknoloji ürünlerinden. İthalatı ise 293 milyar dolar. Yani cari fazlası neredeyse 200 milyar dolar.
Tabi Rusya'nın son 20 yıldaki bu dirilişini emperyalist ABD ve batı çok iyi gözlemliyor ve bir çok planları devreye koyuyordu.
Bizi yönetenlerin, 'olimpiyatlar' düzenlediği, milliyetçilerimizin yere göğe sığdıramadığı malum okulları Putin anında kapattı. Türk Cumhuriyetlerine de 'kapatın' baskısı yaptı.
Çünkü o okulların bir CIA projesi, ajan yuvası olduğunu bir Türk'ten öğrenmişti. (Bizimkiler ise 2016'dan sonra uyandı –mı-)
Başta Müslümanlar olmak üzere farklı inanç ve etnik kimlik sahibi vatandaşları ile başta ekonomik ihtiyaçları olmak üzere iyi diyaloglar kurdu. Bugün dünyada en kalabalık kılınan Cuma namazları Rusya'da.
Yani Putin, Hristiyan olmasına rağmen inanç ve ırkı üzerinden vatandaşını ötekileştirmedi, aşağılamadı, kindarlaştırmadı. SSCB'den kopan devletler ile de abi mantığıyla kontrolü sağladı.
ABD ve batı bu birlikteliği bozmak için Türk Cumhuriyetini kullanmak istediler. Putin geçmişten kalan ortak menfaatleri ve Şanghay İşbirliği Örgütü ile buna izin vermedi.
Emperyalistler bu sefer Gürcistan'a vekalet verdi. Putin anında o vekâleti yırttı, attı. Ardından (2014) Ukrayna'ya vekaleti verdi. Cevap olarak Kırım'a giren Rusya, Kırım'ı kendi topraklarına kattı.
Rusya ekonomi, askeri, sanayi ve teknolojik olarak giderek güçleniyordu. Öyle ki, ABD'nin BOP'una taş koydu.
İslam coğrafyası ve ülkemizde 'ümmetçilik' naraları atılırken Rusya, ABD'ye karşı adeta ümmeti korudu.
Emperyalistler bu kez vekil olarak Ermenistan'ı seçti. Azerbaycan'a saldırtarak, Rusya ile Türkleri karşı karşıya getirmek istedi. Putin yemedi! Ermeniler ve sahipleri, Kafkaslarda kaybeden oldu.
Emperyalistler tekrar vekaleti Ukrayna'ya verdi. Çünkü dünyada İsrail'den başka başkan ve başbakanı Yahudi olan tek ülke Ukrayna idi ve stratejik konumu, Rusya için hayati önemdeydi.
Putin, Gürcistan'da ve 2014'te Ukrayna'da yaptığın tekrarladı ve Ukrayna'ya girdi. Ukrayna'nın 4 bölgesi işgal etti, halk oylaması yaptırdı ve topraklarına kattığını açıkladı.
Başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere birçok ülke 'kabul etmiyoruz' diyor. Soran yok ki! Neyi kabul etmiyorsun?
Peki, Putin ne yapıyor? Yukarıda da anlattığım gibi ülkesine karşı devreye konan oyunları bizzat sahada cevaplıyor. Çünkü diplomasi yoluyla emperyalistlerin hedeflerinin değişmeyeceğini tarihi tecrübe ile biliyor.
İnsanlar ölüyor, göç ediyor, çocuklar yetim, yaşlılar çaresiz. Tabiki savaşa hepimiz karşıyız, tabiki kimsenin ölmemesini isteriz. Ama bir laf var ya! Hırsızın hiç mi suçu yok?
Bizzat kendi topraklarında soykırım yapan ABD, Japonya'da, Vietnam'da milyonları katleden, atom bombaları kullanan, İslam coğrafyasını yerle bir eden, 5 milyondan fazla Müslüman'ı katleden ABD'nin, Putin'i 'insanlık suçu' işleyen, Rusya'yı dünya barışına tehdit olarak göstermeye çalışıyor.
Aynı şekilde milyonlarca Afrikalıyı katleden, bütün zenginliklerine el koyan ve hala sömürmeye devam eden AB'de Rusya'yı vahşi ilan ediyor.
Rusya-Putin onu, bunu, şunu yaptı ayrı bir konu! Ama insanlık artık şu gerçeği kabul etmelidir ki, dünden bugüne dünyada akan kanın kaynağı, sebebi, kan ile beslenen Haçlı-emperyalist anlayışlardır ve artık insanlığın, eli kanlı bu katil devlet ve anlayışlardan alacağı ders yoktur.
Putin'i bu kadar cüretkar kılan nedir?
Putin'in yönettiği Rusya'nın kaynak problemi yok. Üretim problemi yok. Para ve pazar problemi vardı. Milli Ekonomi Modeli ile para problemini çözdü. Para problemini çözünce BRICS ve Şanghay örgütlerine kanalıyla Pazar problemini de çözdü.
Her türlü askeri donanıma da sahip. ABD'nin doları varsa bizimde gaz, petrol, hem bize hem de dünyaya yetecek gıda kaynaklarımız var, dedi.
Haliyle Putin bu saatten sonra vazgeçmez. ABD ve AB vazgeçer mi? Geçmez.
Bir çok uzman bu güç savaşında nükleer silahların devreye gireceğini ve ortaya çıkacak vahim sonuçları değerlendiriyorlar.
Nükleer silahlar için erken diyorum. ABD vekaletlerini çoğaltacak. Yunanistan ve Rumlar üzerinden Türkiye'yi, Filipinler ve Tayvan üzerinden Çin'i, Sünni ABD'ciler üzerinden de İran'ı bu ateşe ortak edip yine kan üzerinden dünya efendiliğini devam ettirmek isteyecektir.
Ama bu da mümkün değil. Çünkü 21. yüzyılın ikinci çeyreğinin dünya lideri gürül gürül geliyor. Kim mi? Kopya vereyim: Ülkemizden, hem de torunu yok.
- Devlet Bahçeli’ye göre 'kimden cumhurbaşkanı olamaz' / 03.02.2025
- ‘Yeni Türkiye’ ezberi iflah olmaz bir hastalıktır / 02.02.2025
- Rahatlamak için Devlet Bahçeli’yi okuyorum / 01.02.2025
- Aklınızı başınıza alın / 31.01.2025
- Altın vuruş futbol camiasında mı olacak? / 30.01.2025
- Faciaların hukuken, vicdanen ve dinen sorumlusu kim? / 29.01.2025
- Niccolo Machiavelli, Joseph Goebbels ve biz / 27.01.2025
- Peygamberimiz ile ilk namaz ve Miraç / 26.01.2025
- Kişisel haklar, adalet ve AKP / 25.01.2025