2013 yılının hemen başında (14 Ocak) şu başlığı atmıştım; "2013'ün geleceği 2002'den belliydi". Devamımda ise "? 2013 başladı. 1. Gün. Gündem PKK ile müzakere. 2. Gün PKK ile görüşme. 3. Gün, 4. Gün, 5. Gün, 6. Gün? 10. Gün, 11. Gün, 12. Gün ve ayın yarısı geçti, Türkiye'nin gündemi terör örgütünü ve terörist başını nasıl meşrulaştırırız, vatandaşı bu meşruiyete nasıl ortak edip, kabullendirebiliriz eylem ve söylemleri ile geçti.Adına "barış" süreci, dediler. "Analar ağlamasın" dediler. "Artık kan akmasın" dediler. Bu sürecin aslında (Büyük İsrail'e giden) "Bağımsız Kürdistan" süreci olduğunu adam gibi kimse söylemedi. ? Süreç tam gaz ilerlerken Fransa'da üç terörist öldürüldü. Aman Allah'ım! İktidar feryat içinde. "süreci baltalamayın", "bu bir vahşettir" açıklamaları... Öcalan içerden, BDP (HDP) meclisten, PKK dağdan, Barzani K. Irak'tan demediklerini bırakmadılar. Erdoğan hükümeti, 2013 Haziran seçimlerine kadar deyim yerindeyse PKK ve sözcülerine toz kondurmadı. Bugün "paralel" dedikleri, Gülen Cemaatine verdikleri gibi her istediklerini verdiler. Erdoğan ve hükümeti her türlü tehdidi hazmetti, gülücük dağıttı ve seçimlerden istediğini de aldı. Seçimlerden sonra açılımın hükümet tarafı, "merak etmeyin süreçten vazgeçmiş değiliz" derken, terör tarafı, "acele edin, sabrımızı zorlamayın" modunda ha bire tarih veriyor, tehditler sıralamaya devam ediyordu... 2014 geldi. Açılımın hükümet ve terör tarafları yine ayna kafadan, yine aynı söylemleri seslendiriyorlardı. Yalnız açılımın, terör örgütü tarafı şehirlerde, mecliste yapılanmalarını güçlendirmiş ve artık işi ciddileştirmiş; "Kürdistan ya kurulacak ya kurulacak" moduna geçmişlerdi. Hükümet ise durumun farkında olmasına rağmen gülücüklerine, barış, kardeşlik şarkılarına devam ediyordu. Ve Ortadoğu'da yaşanan vahşetten ilham alan PKK ve yandaşları yüzlerindeki "açılım" maskesini çıkardılar?Bu sürecin en başından beri hükümete; "yapmayın, etmeyin, gittiğiniz yol yanlış yoldur. Biz, bir milletiz, ayrımız gayrımız yok. Milletimizi "hak vereceğiz" yalanıyla ayrıştırmayın. Bu ülkede herkes anayasaca aynı haklara sahiptir. Sizin muhatabınız Öcalan değil, Kandil değil, Barzani değil, bu anlayışların meclisteki sözcüleri değil. Muhatabınız bayrağı bir, vatanı bir, dini bir olan milletimizin tamamıdır?" dedik. Dinlemediler? Uyardık! Teröristle pazarlık olmaz. Başlattığınız süreçte PKK, siyasal olarak yapılanıyor. Süslü cümlelerle kendilerini hem ülkemizde, hem de uluslar arası arenada terör örgütü vasfını yıkıp, bir halk hareketi olarak adlandırmaya çalışıyorlar. Ekonomik olarak yapılanıyor, silahlı eğitim olarak yapılanıyorlar? Bakın! Dağdan inen, silah bırakan kimse yok ama PKK'ya katılım zirve yapıyor. Görün bu gerçeği? dedik. Sırtlarını döndüler. Barzani ile şarkı söylemeye gittiler. Yetmedi! Ülkemize çağırıp şarkılarına devam ettiler. En son Öcalan demişti ki, "Dağdakileri ve şehirlerdekileri zor tutuyorum. 15 Ekim son. Eğer verdiğiniz sözleri tutmazsanız?" Öylede oldu. Bayrağımıza, ulu önder Atatürk'e uzanan eller, şimdi askerimize, polisimize uzandı. Bu hain ellerin, dilleri ise Ankara'nın göbeğinde resmen "intikam aldık" diyor.Hükümet ne yapıyor? Millete dönüp, merak etmeyin bu kanın hesabı sorulacak. İmralı'ya dönüyor, süreç devam edecek. Kandil'e dönüyor, bak, bir daha olmasın yoksa süreci bitiririz. Meclise dönüyor, malum vekillerle bol bol laf dalaşı yapıyor.Prof. Dr. Haydar Baş, hükümete laf dinletemedi. Daha doğrusu dinlemediler. Sayın Baş, milletimize döndü; "Bu coğrafyada bizim ayrımız gayrımız yok. Müslüman olan herkes kardeştir, bir milletir, o milletin adı da Türk Milletidir, dedi. Doğudaki kardeşlerimize döndü; "Oyun Büyük İsrail oyunudur. Kendinizi kullandırtmayın. Biz, biriz, kardeşiz, dedi. Tarihe döndü; Bu vatan bizimdir, bizim kalacaktır, dedi. Şimdi 2015 geliyor. Eğer biz, BOP sahiplerini, Arap Baharına kan pompalayanları, açılım, adı altında terörü meşrulaştıranları dinler, desteklersek 2. Sevr'e kendimiz imza atmış oluruz.Yok! biz kardeşiz, tek milletiz, tek yüreğiz, bu vatan bizimdir, bizim kalacak, ekonomik ve sosyal projelerle "Türkiye'yi, dünyanın lideri yapacağım" diyen Sayın Baş'a kulak verip, desteklersek aynen Kurtuluş Savaşında olduğu gibi Haçlıları ve işbirlikçilerini bir daha çıkmamacasına denize dökeceğiz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025