12 defa Dev'leştik

Hangi konuda olursa olsun tarihçiler için malzeme üretmek olağanüstü zor bir şeydir. İşte Türk basketbolcuları, moda deyişle 12 Dev Adam'ımız dün Türk spor tarihinin manşetini attı. İlk kez bir A-Milli takımımız, bir Avrupa Şampiyonası'nda finale yükseldi. Futbolda, voleybolda, hentbolde velhasıl hiç bir takım sporunda bu başarıya ulaşamadık. Ve bunu ilk kez dün gece Abdi İpekçi Spor Salonu'nda yaşadık. Ne mutlu bizlere! Ne Mutlu Türküm Diyene!

Maçın teknik analizine gelince, bu ilk periyotta bu maçı koparacağımız hissi içime doğdu. Ancak oyun kurucumuz Kerem Tunçeri'nin 3 kez üstüste üç sayı şansını denemesi ve bunlarda etkili olamayışı hızımızı kesti. Bu periyotta Mirsat Türkcan tıpkı Hırvatistan maçında olduğu gibi takımı sürükledi. Özellikle Almanların en etkili oyuncusu Novitzki'yi iyi marke ettik. Bu oyuncunun atışlarının potadan dönmesi farkın aleyhimize açılmasını önledi. İkinci periyotta İbrahim Kutluay devreye girdi. İbrahim'in lehimize bulduğu atışlarla ilk yarı başa baş sona erdi.

Üçüncü periyota Almanlar hızlı başladı. Karşılaşmanın bu bölümünde Novitzki klasını konuşturdu.. Bunun yanı sıra Femerling de etkili oynadı. Periyotun ikinci yarısında maçı tekrar lehimize çevirmeyi başardık.

Son periyotta ise en skorer oyuncumuz İbrahim Kutluay, rakip savunmayı aşamadı. Bu noktada Hidayet devreye girdi. Oyunu son 17 saniyede inisiyatifini kullanarak uzak mesafeden 'çok acele' bir üçlük kullanarak, "Maç gitti" pozisyonuna getiren Hidayet Türkoğlu, 3 saniye kala muhteşem üçlüğü ile hem karşılaşmayı uzatmaya taşıdı, hem de bu aceleciliğini affettirdi. Uzatma süresinin kritik anında yine Hidayet bir üçlük daha sallayarak, bir kez daha skoru eşitledi. Son dakika içinde Nowitzki'nin 5 faulle dışarı çıkması, bizim için finalin müjdecisiydi adeta.

Dünkü karşılaşma aslında rahat kazanacağımız bir maçtı. Bu işi zora sokan iki handikabımız vardı. İki sakat meselesi. Hırvatistan maçının yıldızlarından, o maç boyunca diri bir oyun sergileyen Mehmet Okur'u hem ribaund, hem hücum ribaund, hem de skor açısından dünkü karşılaşmada çok aradık. Maalesef bugünkü maçta da oynayamayacak. İkinci olarak oyun kurucu sıkıntımız ilk maçtan bu yana sürüyor. Orhun Ene'nin sakatlanması bu mevkide bizi büsbütün olumsuz yönde etkiliyor. Açıkça ifade etmek gerekirse, Kerem Tunçeri bu yükün altından layıkıyla kalkamıyor. Harun ise burada Kerem'den bir gömlek daha üstün. O da dün maçın en kritik anlarında 5 faulle dışarıda kaldı.

Dünkü karşılaşmada İbrahim Kutluay ile Hidayet Türkoğlu görkemli bir oyun sergiledi. Hakikaten her ikisi de Türk basketbolunun şimdiye kadar yetiştirdiği en kaliteli oyuncular. Her ikisi de son derece soğukkanlı oynuyor. Eğer bu soğukkanlılık olmasaydı, o yoğun stres altında Hidayet iki kader anında isabetli üçlükleri nasıl atardı?

Sonuçta, bir takım sporunda A-Milli düzeyinde ilk kez Avrupa çapında bir final heyecanı yaşayacağız bugün. Neden şampiyonluk yaşamayalım! Hep başkaları mı gülecek! İnşallah, bu kez sıra bizde!