Geçtiğimiz günlerde Suriyeli muhalifler İstanbul’da bir toplantı yaptı.
Esad’dan sonraki Suriye’de daha fazla çıkar sağlamak için neredeyse birbirlerini paralayacak olan bu adamların eline geçerse Suriye, -şimdiden söyleyelim- bugünleri bile arayacak hale gelir.
Görüş ayrılıklarının had safhada olduğu muhalifleri birleştiren tek şey Beşar Esad düşmanlığı...
Esad’ı alaşağı edebilmek için her şeyi yapan muhalifler taleplerini bugün erteleyebiliyor belki ama Esad sonrası dönemde bir kenara koydukları taleplerini yeniden dillendirmeye başladıklarında işte o zaman Suriye’de kan gövdeyi götürecek demektir.
Bugün silahsız yapılan bir toplantıda görüş ayrılıkları Türkiye’nin devreye girmesiyle kısmen aşılabiliyor ama Beşar Esad sonrası dönemde görüş ayrılıklarının iç savaşa dönüşmesinin önüne kimse geçemeyecektir.
Yani Türkiye, Suriye’ye müdahale ederek aslında bu ülkeye ve bu ülkenin halkına iyilik yapmış olmuyor bilakis Lübnanlaşacak Suriye’de ölecek on binlerce masumun hakkına girmiş oluyor.
Zaman zaman ifade ettiğim bir gerçek var. Suriye’deki Kürtler meselesi.
Ankara’nın baskısıyla Suriye Ulusal Konseyi, diğer muhaliflerin taleplerini karşılamak için yeniden yapılanmaya gideceğini açıklamasına rağmen taleplerinin karşılanmadığı gerekçesiyle İstanbul’daki toplantıyı terk eden Suriyeli Kürtler toplantıdaki en uzlaşmaz taraftı.
Kürtlerin bu uzlaşmaz tavrında Kuzey Irak Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin yaptığı kulislerin etkisi mutlaka olmuştur. Çünkü Barzani Suriyeli Kürtleri birlikte davranmaya çağırmış ve onlara Esad’dan sonraki dönem için hazır olmalarını söylemişti.
Türkiye’nin baskısıyla zoraki sağlanan uzlaşmaya göre Suriyeli muhalif gruplar, Esad iktidardan ayrıldıktan sonra, intikam gözetmeden ve uzlaşma arayışı içinde demokratik bir devlet kuracaklar.
Bu temenninin gerçekleşmesi çok zor, hatta imkânsız…
Yani intikam gözetmeden, uzlaşmacı ve demokratik bir devleti bu isyancıların kurması mümkün değil. Bugün bir masanın etrafından toplanıp, Türkiye’nin dürtüklemesiyle ancak zoraki uzlaşma yapan muhalifler Esad sonrası dönemde ülkenin ganimetleri paylaşılırken birbirleri yiyeceklerdir.
Hele Barzani’nin desteklediği ülkedeki Kürt gruplar kolay kolay uzlaşacak gibi görünmüyor.
Bütün bu gerçekler Beşar Esad’dan sonra Suriye’yi iç savaş ve parçalanmanın beklediğini gösteriyor.
İç savaş yaşanması Suriye’de on binlerce belki de yüz binlerce insanın ölümüne sebep olabilir ki bunun hesabını kimse veremez. Bu vebali Türkiye de kaldıramaz.
Bundan dolayıdır ki, Türkiye artık isyancılarla flört etmeyi bir kenara bırakıp, daha gerçekçi ve Türkiye’nin çıkarlarına uygun politikalar ortaya koymalıdır.
Libya’da bugün olduğu gibi Suriye’nin de parçalanması ve iç savaş yaşamasının Türkiye’ye hiçbir faydası yoktur. Bu gerçek ışığı altında Türkiye, isyancılara kol kanat gerçekten vazgeçmelidir.
Suriye halkına dost olmak bunu gerektirmektedir.
Esad’dan sonraki Suriye’de daha fazla çıkar sağlamak için neredeyse birbirlerini paralayacak olan bu adamların eline geçerse Suriye, -şimdiden söyleyelim- bugünleri bile arayacak hale gelir.
Görüş ayrılıklarının had safhada olduğu muhalifleri birleştiren tek şey Beşar Esad düşmanlığı...
Esad’ı alaşağı edebilmek için her şeyi yapan muhalifler taleplerini bugün erteleyebiliyor belki ama Esad sonrası dönemde bir kenara koydukları taleplerini yeniden dillendirmeye başladıklarında işte o zaman Suriye’de kan gövdeyi götürecek demektir.
Bugün silahsız yapılan bir toplantıda görüş ayrılıkları Türkiye’nin devreye girmesiyle kısmen aşılabiliyor ama Beşar Esad sonrası dönemde görüş ayrılıklarının iç savaşa dönüşmesinin önüne kimse geçemeyecektir.
Yani Türkiye, Suriye’ye müdahale ederek aslında bu ülkeye ve bu ülkenin halkına iyilik yapmış olmuyor bilakis Lübnanlaşacak Suriye’de ölecek on binlerce masumun hakkına girmiş oluyor.
Zaman zaman ifade ettiğim bir gerçek var. Suriye’deki Kürtler meselesi.
Ankara’nın baskısıyla Suriye Ulusal Konseyi, diğer muhaliflerin taleplerini karşılamak için yeniden yapılanmaya gideceğini açıklamasına rağmen taleplerinin karşılanmadığı gerekçesiyle İstanbul’daki toplantıyı terk eden Suriyeli Kürtler toplantıdaki en uzlaşmaz taraftı.
Kürtlerin bu uzlaşmaz tavrında Kuzey Irak Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin yaptığı kulislerin etkisi mutlaka olmuştur. Çünkü Barzani Suriyeli Kürtleri birlikte davranmaya çağırmış ve onlara Esad’dan sonraki dönem için hazır olmalarını söylemişti.
Türkiye’nin baskısıyla zoraki sağlanan uzlaşmaya göre Suriyeli muhalif gruplar, Esad iktidardan ayrıldıktan sonra, intikam gözetmeden ve uzlaşma arayışı içinde demokratik bir devlet kuracaklar.
Bu temenninin gerçekleşmesi çok zor, hatta imkânsız…
Yani intikam gözetmeden, uzlaşmacı ve demokratik bir devleti bu isyancıların kurması mümkün değil. Bugün bir masanın etrafından toplanıp, Türkiye’nin dürtüklemesiyle ancak zoraki uzlaşma yapan muhalifler Esad sonrası dönemde ülkenin ganimetleri paylaşılırken birbirleri yiyeceklerdir.
Hele Barzani’nin desteklediği ülkedeki Kürt gruplar kolay kolay uzlaşacak gibi görünmüyor.
Bütün bu gerçekler Beşar Esad’dan sonra Suriye’yi iç savaş ve parçalanmanın beklediğini gösteriyor.
İç savaş yaşanması Suriye’de on binlerce belki de yüz binlerce insanın ölümüne sebep olabilir ki bunun hesabını kimse veremez. Bu vebali Türkiye de kaldıramaz.
Bundan dolayıdır ki, Türkiye artık isyancılarla flört etmeyi bir kenara bırakıp, daha gerçekçi ve Türkiye’nin çıkarlarına uygun politikalar ortaya koymalıdır.
Libya’da bugün olduğu gibi Suriye’nin de parçalanması ve iç savaş yaşamasının Türkiye’ye hiçbir faydası yoktur. Bu gerçek ışığı altında Türkiye, isyancılara kol kanat gerçekten vazgeçmelidir.
Suriye halkına dost olmak bunu gerektirmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024