24 Nisan 1915 olaylarının yıldönümünde Beyaz Saray'ın yaptığı açıklamada, "Ermeni soykırımı sırasında kaybedilen hayatları anıyoruz ve asla unutmama taahhüdümüzü yeniliyoruz" ifadeleri kullanıldı.
Biden yönetimi tarafından geçen yıllarda yayımlanan açıklamalarda da çok benzer ifadeler kullanılmıştı.
109 yıldır adım adım bir senaryo olgunlaştırıldı ve bugünlere gelindi.
4T denen tanıma, tanıtma, tazminat ve toprak aşamalarının tanıma ve tanıtma kısmı maalesef tamamlanmak üzere.
Görünen o ki ardından toprak ve tazminat talepleri gelecek.
Bugün sözde Ermeni soykırımını resmen tanıyan ülkeler: Almanya, Arjantin, Avusturya, Belçika, Bolivya, Brezilya, Bulgaristan, Kanada, Şili, Kıbrıs Rum Yönetimi, Çekya, Ermenistan, Fransa, Yunanistan, İtalya, Libya, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Hollanda, Paraguay, Polonya, Portekiz, Rusya, Slovakya, İsveç, İsviçre, Suriye, Vatikan, Venezuela ve Uruguay.
En son Şili Temsilciler Meclisi de her yıl 24 Nisan'ı "Ermeni Soykırımı Kurbanlarını Anma Ulusal Günü" olarak belirleyen yasa tasarısını 24 Nisan'da onayladı
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da X hesabından şunları paylaştı:
"Fransa bugün 1915 Ermeni soykırımının 109. yıldönümünü anıyor. Katliamların, tehcirlerin ve zulümlerin kurbanlarının anısını canlı tutalım."
Fransa olmayan katliam ve zulümleri canlı tutarken biz Ermeniler tarafından işkenceye uğrayan katledilen insanlarımızın hakkını ne kadar savunabildik?
1915'te sistematik katliama maruz kalan Türkler olduğu halde bir asırdan uzun bir zamandır bunu dünya kamuoyu nezdinde hakkıyla gündeme getiremedik.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey bundan çeyrek asır evvel 2001'de tek başına Türkiye cumhuriyetinin bir ferdi olarak bu konu üzerinde ısrarla durdu ve o zamanki siyasi otoritelerin yapması gerekeni tek başına yaptı.
İlk olarak 20 Mayıs 2001'de İstanbul Çağlayan'da, 20 Haziran 2001'te Ankara Tandoğan meydanında ve daha sonra birçok ilde bayrak mitingleri olarak tarihe geçen "Ermeni soykırım iddialarını ret ve ulusal bağımsızlık mitinglerini" organize etti.
Rus arşivlerinin açılması da dahil olmak üzere her platformda bu tarihi gerçeklerin gündeme getirilmesi ve duyurulması için lobi faaliyetleri yapılmasını ısrarla vurguladı.
Bu konuda iki esas üzerinde durdu.
Birincisi; milli ruhun ve refleksin diri tutulması.
Ki bayrak mitingleri bu amacı çok güzel yerine getirdi.
İkincisi; tarihçi ve siyasetçilerin el birliğiyle bu soykırım iddialarının yalandan ibaret olduğunu delilleriyle ortaya koymaları, bu amaç doğrultusunda lobi faaliyetleri yapmaları ve kamuoyu oluşturmaları.
Mitinglerin ismi de bu anlamda dikkat çekiciydi.
"Ermeni soykırım iddialarını ret ve ulusal bağımsızlık mitingleri."
Çünkü tazminat ve toprak talepleri bizim ulusal bağımsızlığımızı ciddi olarak tehdit edecek olan konulardır.
25 yıl önce Haydar Hocanın sesine kulak verseydik şimdi bu konudaki kesin haklılığımızı tarihi ve siyasi platformda ortaya koyma noktasında çok yol kat etmiş olacaktık.
Ama heyhat!
Şu an için 31 ülke soykırımı tanımış durumda.
Biz bu yazıyı kaleme alırken sayı artabilir,mümkündür.
Hâlâ tek yapabildiğimiz "kınamak" ve kağıt üstünde "tepki" göstermek.
Son söz;
BBC'nin 24 Nisan 2024 tarihli haberi;
"24 Nisan 1915 olaylarının yıl dönümünde Beyaz Saray tarafından yapılan yazılı açıklamada yaşananlar yeniden "soykırım" olarak tanımlandı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı ise "Tarihi gerçekleri çarpıtan bu açıklamalar uluslararası hukuka da aykırıdır" diyerek, kullanılan ifadelere tepki gösterdi."
- GADİR-İ HUM… / 01.08.2021
- İnsan hakları ve Ehl-i Beyt’in duruşu / 19.03.2021
- Papa’nın Irak ziyareti ve doğru adreste buluşmak / 09.03.2021
- Yeni Osmanlıcılık ve eski planlar / 20.03.2018
- Malthus ve sömürgecilik / 02.01.2018
- Dünya Filistin'e karşı neden tepkisiz? / 29.12.2017
- Ortadoğu üzerindeki büyük proje / 26.12.2017
- Tarımın geldiği nokta / 22.12.2017
- Ekonomi insan içindir / 21.12.2017