Siyasetin kârı da milletedir zararı da?Bugüne kadar milleti kâra geçirecek siyasiler iş başına gelemedikleri/getirilmedikleri için milletin zarar hanesi oldukça şişmiş durumda.Zarar millete olunca ve kendisini zarara uğratanlara adam gibi hesap sorulamayınca siyasiler için har vurup harman savurmaya uygun bir ortam hazır demektir. Onun için tuzları kurudur siyasilerin.Yanlışı onlar yaparlar ama faturayı millet ödetirler.Çıkardıkları yasalar yasaların ve milletin onlara dokunmasının önünde engeldir.Hesap falan da vermezler.Onlara hesap sorsun diye seçtiği siyasilerinde öncekiler gibi kirli çamaşırları olduğu için hiçbir siyasi diğerine hesap sormaz, sormak da istemez. Çünkü kendileri de bir süre sonra hizmet gibi bir düşünceleri olmadığı için milletin beklediği icraatları ortaya koyamayacaklar ve alaşağı edileceklerdir. Bu yüzden rakip gibi görünen birçok politikacı aslında birbirleriyle gizli müttefiktirler.Bu şer düzeni yıllardan bu yana böyle işleyip gitti. Olan da millete oldu tabii.Millet fakirleştikçe fakirleşti, işsizler çoğaldı, açlık kol gezmeye başladı memlekette. Bir tarafta millet bu durumdayken öte yandan yandaşların cebi şişti, işkembeleri hiç boş kalmadı. Palazlandıkça palazlanırlar bu haramzadeler milletin parasını söğüşleyerek.Bu düzen böyle gitmez diyenlerin sayısı hiç de az değildir.Ama onlar da lafla peynir gemisi yürütmeye çalıştıkları için düzenin böyle sürüp gitmesine farkında olmadan destek verirler.Oysa her zaman bir çıkış yolu vardır.Hırsızların, arsızların, yolsuzların, hainlerin, işbirlikçilerin, satılmışların, uşakların ve azınlıkların düzeninin bozulabilmesi için laf üretmek yetmez. Daha fazla şey yapmak gerekiyor?Artık kandırılmamak için seçerken çok dikkatli olmak lazım.Yani emanet mutlaka ehline verilmeli?Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu vahim durumun biraz da suçu vatandaşların emaneti ehline değil, yolsuza, arsıza vermesi değil midir?Lafı çok uzatmadan ifade edelim. İçinde bulunduğumuz vahim durumun değişmesi için Türk milletinin her sözünün altına imzasını atan, senet hükmünde taahhütnamelerle kendine hesap sorma fırsatını istisnasız her vatandaşa veren Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'la bir ve beraber hareket etmesi şarttır.O zaman Türkiye'de olmaz gibi görünen işler olacak, sorulamaz gibi görülen tüm hesaplar sorulacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024