Son zamlar bizzat Başbakanın ağzından müjde gibi halka duyuruldu. Sayın Başbakan zam yapılmadığı takdirde komşumuz Yunanistan gibi olacağımızı da ifade etti.
Bu kısa giriş cümlesi AKP hükümetinin işin başından beri “ekonomiyi başardım” diye şişirdiği balonun patlamasından başka bir şey değildir. Bu bal gibi bir itiraftır. Bu açıklamanın bizzat Başbakan tarafından yapılmış olmasının sebebi hazmı zor olacak olan zam sağanağını da haber vermektedir.
Hükümetin ekonomi bakanlarının yaşanan ekonomik çıkmaz ile ilgili tartışmaları da bir başka gösterge. Bir bakanın mali disiplin konusunda frene basalım derken diğer bakanın harcamalarda frene basalım yaklaşımları da hükümetin nasıl bir politika izleyeceği konusunda kafasının ne kadar karışık olduğunu gösteriyor.
Bu gayet doğal. Sadece komşumuz Yunanistan değil neredeyse bütün bir Batı yanıyor. Sadece Müslüman ülkelerdeki dış güçlerin tahriklerini afişe edenler Batının mağdur halkının isyanlarını ve sokağa dökülmesini görmezden geliyorlar. Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor. Kapitalizm artık bitmiştir. Batı kendine sürekli çözüm yolları aramaktadır. Zaten Batının işgal hareketlerinin bir sebebi de ekonomide yaşadığı tıkanıklıktır. Bir taraftan kendine silah pazarları bulmak, diğer taraftan enerji kaynaklarına hükmetmek istemektedir.
Teslimiyetçi uygulamalar durumu bu hale getirmiştir
İşte asıl sorun burada yaşanmaktadır. Teslimiyetçi uygulamalardan öteye gidilememesi, sorunları daha da içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Batıya teslimiyet ile sorunların çözülmesi mümkün değildir. Bu konuda bir iki örnek üzerinde duralım. Hükümetin uyguladığı Suriye politikası ile milyar dolar milli servetimiz boşa gitmiştir. Hatırlanacağı üzere dışişleri bakanı her defasında bizi yalnız bıraktınız, mali olarak biz altından kalkamıyoruz derken bunu ifade ediyordu. İşin acı tarafı masraf bununla da kalmayacak, kışın gelmesi ve sair ihtiyaçların karşılanması ile cari açık daha da büyüyecek. Bunun faturası da halkımızdan çıkartılacak. Hükümet her sıkıştığında zam, vergi ve cezalarla halkın sırtına binerek vatandaşın biraz daha belini bükmektedir. Uygulanan yanlış politikalar ile halkımızın mağduriyeti bir kat daha artmaktadır.
Tespit ve çözüm yıllar önce gösterilmiştir
Batı kâğıdına mührünü vurarak döviz diye ülkemize gönderiyor. Bizde kâğıda para muamelesi yapıyoruz. Böylelikle yatırımlarımızı bir kâğıt parçası ile değiştiriyoruz. Hiçbir ülke piyasalarında bir başka ülkenin parası geçer akçe değildir. Bizim ülkemizde ise dövizle her türlü alışverişi yapmanız mümkündür. Yabancı paranın karşılılığı var mıdır bunun sorusu bile sorulmaz. Hemen peşinen ifade edelim ki dünyada dolaşan dövizlerin karşılığı yoktur. Bir kimse cebine istediği kadar Amerikan doları koyup Amerika birleşik devletlerine giriş yapamaz. İçeri girerken bir para kısıtlaması vardır. Çünkü dünyada dolaşan dolarlar ABD’ye girecek olsa bu paraların karşılığı yoktur, çünkü dolarlar karşılıksız basılmıştır. Ülkemizdeki emek ve üretimin karşılığı olarak yeterince kendi paramız basılmadığı için bizim emek ve üretimlerimize karşı yabancıların parası geçer akçe olmaktadır. Bütün bu tespitler Prof. Dr. Haydar Baş beye aittir. Yine hocamızın ifadesi ile para bir ülkenin bağımsızlık sembolüdür, aynen bayrak gibidir.
Bir taraftan var olan birikimlerimiz batının menfaatleri için çarçur ediliyor, diğer taraftan uygulanan para politikaları ile halkımızın emek ve üretimi peşkeş çekiliyor. Sonra da el yordamıyla çözüm aranıyor gaza mı basalım deniyor, frene mi. Sayın Başbakan Erdoğan ise faturayı halka çıkartıyor. Tam da halkımızın siyasi tercihine uygun bir çözüm, milletimize hayırlı olsun.
Bu kısa giriş cümlesi AKP hükümetinin işin başından beri “ekonomiyi başardım” diye şişirdiği balonun patlamasından başka bir şey değildir. Bu bal gibi bir itiraftır. Bu açıklamanın bizzat Başbakan tarafından yapılmış olmasının sebebi hazmı zor olacak olan zam sağanağını da haber vermektedir.
Hükümetin ekonomi bakanlarının yaşanan ekonomik çıkmaz ile ilgili tartışmaları da bir başka gösterge. Bir bakanın mali disiplin konusunda frene basalım derken diğer bakanın harcamalarda frene basalım yaklaşımları da hükümetin nasıl bir politika izleyeceği konusunda kafasının ne kadar karışık olduğunu gösteriyor.
Bu gayet doğal. Sadece komşumuz Yunanistan değil neredeyse bütün bir Batı yanıyor. Sadece Müslüman ülkelerdeki dış güçlerin tahriklerini afişe edenler Batının mağdur halkının isyanlarını ve sokağa dökülmesini görmezden geliyorlar. Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor. Kapitalizm artık bitmiştir. Batı kendine sürekli çözüm yolları aramaktadır. Zaten Batının işgal hareketlerinin bir sebebi de ekonomide yaşadığı tıkanıklıktır. Bir taraftan kendine silah pazarları bulmak, diğer taraftan enerji kaynaklarına hükmetmek istemektedir.
Teslimiyetçi uygulamalar durumu bu hale getirmiştir
İşte asıl sorun burada yaşanmaktadır. Teslimiyetçi uygulamalardan öteye gidilememesi, sorunları daha da içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Batıya teslimiyet ile sorunların çözülmesi mümkün değildir. Bu konuda bir iki örnek üzerinde duralım. Hükümetin uyguladığı Suriye politikası ile milyar dolar milli servetimiz boşa gitmiştir. Hatırlanacağı üzere dışişleri bakanı her defasında bizi yalnız bıraktınız, mali olarak biz altından kalkamıyoruz derken bunu ifade ediyordu. İşin acı tarafı masraf bununla da kalmayacak, kışın gelmesi ve sair ihtiyaçların karşılanması ile cari açık daha da büyüyecek. Bunun faturası da halkımızdan çıkartılacak. Hükümet her sıkıştığında zam, vergi ve cezalarla halkın sırtına binerek vatandaşın biraz daha belini bükmektedir. Uygulanan yanlış politikalar ile halkımızın mağduriyeti bir kat daha artmaktadır.
Tespit ve çözüm yıllar önce gösterilmiştir
Batı kâğıdına mührünü vurarak döviz diye ülkemize gönderiyor. Bizde kâğıda para muamelesi yapıyoruz. Böylelikle yatırımlarımızı bir kâğıt parçası ile değiştiriyoruz. Hiçbir ülke piyasalarında bir başka ülkenin parası geçer akçe değildir. Bizim ülkemizde ise dövizle her türlü alışverişi yapmanız mümkündür. Yabancı paranın karşılılığı var mıdır bunun sorusu bile sorulmaz. Hemen peşinen ifade edelim ki dünyada dolaşan dövizlerin karşılığı yoktur. Bir kimse cebine istediği kadar Amerikan doları koyup Amerika birleşik devletlerine giriş yapamaz. İçeri girerken bir para kısıtlaması vardır. Çünkü dünyada dolaşan dolarlar ABD’ye girecek olsa bu paraların karşılığı yoktur, çünkü dolarlar karşılıksız basılmıştır. Ülkemizdeki emek ve üretimin karşılığı olarak yeterince kendi paramız basılmadığı için bizim emek ve üretimlerimize karşı yabancıların parası geçer akçe olmaktadır. Bütün bu tespitler Prof. Dr. Haydar Baş beye aittir. Yine hocamızın ifadesi ile para bir ülkenin bağımsızlık sembolüdür, aynen bayrak gibidir.
Bir taraftan var olan birikimlerimiz batının menfaatleri için çarçur ediliyor, diğer taraftan uygulanan para politikaları ile halkımızın emek ve üretimi peşkeş çekiliyor. Sonra da el yordamıyla çözüm aranıyor gaza mı basalım deniyor, frene mi. Sayın Başbakan Erdoğan ise faturayı halka çıkartıyor. Tam da halkımızın siyasi tercihine uygun bir çözüm, milletimize hayırlı olsun.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- "Ey Türk gençliği birinci vazifen..." / 17.10.2024
- Bölünmez bütünlüğe yönelik tehlikeli hamleler / 16.10.2024
- İsrail’in bize saldıracağı gerçeği ve hükümetin tutumu / 09.10.2024
- Hasan Nasrallah’ın şehadeti ve Ortadoğu'nun geleceği / 02.10.2024
- 23 yıllık kararlılık: Bağımsız Türkiye Partisi'nin vizyonu ve hedefleri / 28.09.2024
- Ortadoğu’daki savaş topraklarımıza da gelecek / 26.09.2024
- Atatürk ve anayasa tartışmaları / 20.09.2024
- Göçmen politikası kontrolden çıkmış durumda / 19.09.2024
- Ekonomik sorunlar papatya falıyla çözülmez / 12.09.2024
- Narin'in mesajı alındı mı? / 11.09.2024
- Bölünmez bütünlüğe yönelik tehlikeli hamleler / 16.10.2024
- İsrail’in bize saldıracağı gerçeği ve hükümetin tutumu / 09.10.2024
- Hasan Nasrallah’ın şehadeti ve Ortadoğu'nun geleceği / 02.10.2024
- 23 yıllık kararlılık: Bağımsız Türkiye Partisi'nin vizyonu ve hedefleri / 28.09.2024
- Ortadoğu’daki savaş topraklarımıza da gelecek / 26.09.2024
- Atatürk ve anayasa tartışmaları / 20.09.2024
- Göçmen politikası kontrolden çıkmış durumda / 19.09.2024
- Ekonomik sorunlar papatya falıyla çözülmez / 12.09.2024
- Narin'in mesajı alındı mı? / 11.09.2024