Yusuf gibi dünya güzeli bir kardeşin başına çorap örmek için planlar hazırlayan, tuzaklar kuran kardeşler, binbir çeşit hakaretten sonra onu planladıkları kuyuya attıkları günün sonunda ağlayarak, hem de koro halinde ağlayarak babaları Yakup peygambere gelmişler ve "Yusuf'u kurt yedi" demişlerdi.
Surenin başında "kıssaların en güzeli" şeklinde takdim edilen ve Yusuf Peygamberin etrafında dönen olaylar nice dersler, nice ibretler içermektedir ki satır satır incelenmelidir.
Bu kısa hatırlatmadan sonra meseleyi güncele bağlamak istiyorum.
On yedi seneden beri ülkeyi tek başına yöneten mevcut iktidar kadrosu, Yusuf yüzlü bu güzel ülkeyi bilerek ya da bilmeyerek, isteyerek ya da istemeyerek kuyuya attıktan sonra akşamüzeri koro halinde ağlayarak eve dönen kardeşlerin hallerini andırıyorlar.
Yaşın yaşın ağlıyorlar, ellerini dizlerine, ellerini yüzlerine vura vura ağlıyorlar ama "Yusuf'a ne yaptınız?" sorusuna bir türlü cevap veremiyorlar.
Yusuf'u kuyuya atarak akşam eve dönen kardeşler de ağlamışlardı ama gözyaşları yalancıydı, feryadları yapmacıktı ve sadece rol yapıyorlardı.
"Koskoca ülkeye ne yaptınız, neler yaptınız?" sorusuna Yusuf'un kardeşleri tarzında, kurdun nasıl saldırdığını, Yusuf'u nasıl da yalnız yakaladığını gözyaşları içinde anlatıyorlar ama bilinen bir gerçek var ki ortada ne kurt var ne de kurt yeme hadisesi var.
Gerçekten Yusuf'a ne yaptınız, Yusuf yüzlü bu güzel ülkeme ne yaptınız?
Siz iktidara geldiğinizde bu ülkenin neleri vardı ve şimdi onların yerlerinde yeller esiyor.
Ne yaptınız?
Geldiğinizde var olan ve şimdi hiçbiri ortada olmayan kurumların, kuruluşların, kaynakların listesi, evet sadece listesi koca koca kitaplar oluşturuyor.
Yusuf'a ne yaptınız?
Emanetlere sahip çıkacağınızı vaad ederek, dindar bir kadro olduğunuzu söyleyerek, abdestli, namazlı bir ekip olduğunuzu ima ederek oy toplayıp iktidar oldunuz, yıllarca bu tür söylemlerle iktidarda kaldınız, hala da iktidardasınız ama emanetlere sahip çıkmadınız, çıkamadınız.
Anadolu coğrafyasının verimli topraklarına, maden yataklarına, altın yumurtlayan tavuk mesabesindeki kurum ve kuruluşlarına göz dikmiş olan küresel tefecilerin yollarını açtınız, işlerini kolaylaştırdınız ve ülkede servetin ve sermayenin el değiştirmesine ne yazık ki aracılık ettiniz.
Aynen şu olayda olduğu gibi.
Kenya'nın kurucu devlet başkanı Jomo Kenyata diyor ki: "Misyonerler Afrika'ya geldiğinde bizim topraklarımız onların İncilleri vardı. Dua edelim dediler. Gözlerimizi kapattık. Açtığımızda, bizim incilimiz, onların toprakları vardı."
Dindarlığınızla, abdest ve namazınızla, dini de, şu sıralarda yaptığınız gibi çok iyi kullanarak milletin gözlerini boyadınız ve ülke kaynaklarının kayıp gitmesine zemin hazırladınız.
Gerçekten Yusuf'a ne yaptınız, koskoca ülkeye ne yaptınız?
Hiç düşünüyor musunuz, bunun hesabını nasıl vereceksiniz?
Şu Kur'an aynasında boyunuzu-bosunuzu seyretmenizi tavsiye ederiz:
"Ey o bütün iman edenler! Eğer kâfirlere itaat edecek olursanız sizi tersinize çevirirler de öyle bir inkılâba uğrarsınız ki bütün hüsran içinde kalırsınız." (Âl-i İmran: 149, Elmalılı).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025