Doğu Akdeniz ile yatıp Doğu Akdeniz ile kalktığımız şu günlerde 2004 yılından bu yana sistematik bir şekilde Yunanistan tarafından işgal edilen adalarımız da gündeme geliyor.
Son dönemde irili ufaklı 16 adamız Yunanistan tarafından işgal edildi ve bu adalar maalesef Türkiye'ye karşı askeri üsse çevrildi. Eşek, Bulamaç ve Koyun adaları elimizden çıkan adalar arasında en bilinenleri. Örneğin son olarak Yunanistan'ın yeni Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropulu Haziran sonunda Aydın-Didim açıklarındaki Eşek Adası'na çıkarak ülkemizde meydan okudu.
* * *
İktidar cephesi bu adalar konusunda derin bir sessizlik içerisinde. Yıllardır bu durumu dert edinenler feryat ediyor ama hükümetten somut bir ses, açıklama yok.
Şimdi yazımızın başında ifade ettiğimiz "Doğu Akdeniz'i konuşurken Yunanistan tarafından işgal edilen adalar da gündeme geliyor" cümlesine dönelim.
Bu konu bu sefer ilginç bir şekilde bizzat iktidar kanadı tarafından dile getirildi. Cumhur ittifakının her iki kanadı da Yunanistan'ın adaları işgal ettiğini itiraf etti.
Önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 12 Ağustos'ta şu açıklamayı yaptı; "Yunanistan'ın Ege'de alçakça işgal ettiği adalardan, adacıklardan ve kayalıklardan derhal çekilmesi, adaları silah ve askerden arındırması, Akdeniz'deki tahriklerine son vermesi çok tehlikeli kapışma ve kutuplaşmaların önlenmesi açısından mecburiyettir."
Bahçeli'den sonra Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar konuştu. 14 Ağustos'ta Donanma Komutanlığı'nı ziyaret eden Bakan Akar, "Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkileri düzenleyen temel hukuki dokümanlardan biri Lozan Antlaşması. Bu antlaşmaya göre 23 adanın 16'sının gayri askeri statüde olması isteniyor. Bunu iki taraf da imzalamış. Hal böyle iken bu 23 adadan 16'sının silahlandırıldığını hepimiz biliyoruz. Bu, maalesef günümüze kadar geldi ve devam ediyor. Bu, tamamen hukuk dışı bir uygulama. Hiçbir şekilde izahı mümkün olmayan, hak ve adalete sığmayan bir uygulama" dedi.
* * *
Şimdi Bahçeli ve Akar'ın sözlerinden ortaya çıkan duruma dair birkaç soru soralım.
1- Yunanistan bu adaları işgal edip, Türkiye'ye karşı askeri üsse çevirirken siz neredeydiniz. Neden sessiz kaldınız. Bunu görmediniz mi, yoksa görmezden mi geldiniz? Eğer görmediyseniz durum vahim yok eğer görmezden geldiyseniz durum çok daha vahim. Hangisi?
2- Milli Savunma Bakanı'nın ifadesiyle 16 ada Yunanistan'ın eline geçti. Bu duruma seyirci kalanların Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin hak ve menfaatlerini koruduğundan nasıl emin olacağız?
3- Milli Savunma Bakanı Akar Lozan'a göre bu adaların Yunanistan'a ait olmadığını söylüyor ve doğru söylüyor. Ancak bu açıklama ve fiili durum Lozan ile elde edilen hakların Lozan'ı yerden yere vuranlarca korunamadığını göstermiyor mu?
4- Türk adalarını Yunanistan'a kaptırmanın Türkiye ana karasından bir parçayı kaybetmekten ne farkı var? Bu durum bize 2004 yılından sonra Cumhuriyet tarihinde ilk kez toprak kaybettiğimizi göstermiyor mu? Üstelik bu kayıp sadece bir toprak kaybı değil karasularımızın da kaybı anlamına geliyor. Yunanistan'ın Antalya'nın dibindeki Meis adası üzerinden nasıl bir kıskaç politikası izlediğini düşündüğümüzde örneğin Aydın'a bağlı bir adanın Yunan'a bırakılması durumun vehametini daha net bir şekilde ortaya koyuyor.
* * *
Bu arada yukarıda Lozan'dan bahsettik buradan devam edelim. 10 Ağustos 1920 Sevr ihanetinin 100. yılında Ermenistan çıktı ve 'Sevr hala geçerli bir antlaşma' dedi. Dışişleri Bakanlığı da haklı olarak bu açıklamaya Lozan'ı referans göstererek sert bir karşılık verdi. Dışişleri açıklamasında ,"Yüce Türk milleti kahramanca yürüttüğü Kurtuluş Savaşı'ndan sonra 24 Temmuz 1923 tarihinde imzaladığı Lozan Barış Antlaşması ile Sevr'i yırtıp tarihin çöplüğüne atmıştır. Tarihten ders yerine husumet çıkaranların, aradan geçen bir asıra rağmen, bu belgeden medet ummaları şaşırtıcı değildir. Asil Türk milletinin Anadolu'yu işgal etme cüretinde bulunanlara verdiği ders, emperyalizme vurduğu ağır darbe tarih kitaplarında ders olarak okutulmaktadır. Bu şanlı mücadele diğer mazlum milletlere de örnek olmuştur." ifadeleri yer aldı.
Peki, bunun anlamı nedir?
Devletimizi yönetenlerin hem Ege hem de Sevr konusunda Türkiye'nin haklılığını ortaya koymak için Lozan'a sarıldığını, bu antlaşmayı kaynak olarak gösterdiğini görüyoruz.
Her fırsatta Lozan'ın hezimet olduğunu söyleyenlerin, her fırsatta bu bahane ile Atatürk'e sallayanların 100 yıl sonra bile Atatürk'e sığınmak zorunda kalmaları ne kadar da ibret verici bir durum değil mi?
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024