"Hukuk rahmettir, çekişmeleri ortadan kaldırma aracıdır, kıyametteki adalet okyanusundan bir damladır. Damla ufak ve küçük hacimli olsa bile okyanusun suyunun saflığını belli eder."
Mevlâna / Mesnevî
Mevlâna'yı anma haftası (7-17 Aralık) nedeniyle; önceki yazımızda değindiğimiz insan haklarını (Yeni Mesaj/10 Aralık 2018) bu kez Mevlâna perspektifinden yoklamak istiyoruz.
Mevlâna, rahmet olarak nitelendirdiği hukukun toplum düzenini, barış ve güvenliğini, uluslararası hukukun da, uluslararası güvenlik ve barışı sağlamadaki rolünü, yukarıda Mesnevî'den alıntıladığımız sözleriyle açıklamıştır.
Adalet kavramı Mevlâna'nın en sık gündeme getirdiği, özellikle başyapıtı Mesnevî'nin tümüne hâkim olan temel kavramlardandır.
Biz öğrencilerimize adalet ilkesini anlatırken şu tanımı yaparız: "Başkalarının hakkını tanımak, gereğini yapmak, bireyle birey ve bireyle toplum arasındaki ilişkilerde eşitlik ve hakkaniyeti sağlamak, denkleştirici (eşitlik) ve paylaştırıcı (orantılı) olmak."
Daha hukukun başlangıcında verdiğimiz bu tanımın içinde yer alanların hepsi ve daha kapsamlısı Mesnevî'de bulunmaktadır.
Adalet ilkesi, hukukun en önemli temellerinden biri ve olmazsa olmazıdır. Bu ilke, devletle birey ilişkisine ve bundan kaynaklanan sorunlara uygulandığında, "hukuk devleti" ilkesi, adını almaktadır.
Mesnevî incelendiğinde, Mevlâna'nın adalet ve adaletsizlik kavramlarını kullanırken, genelde devlet yöneticilerini muhatap aldığı ve onların iktidarını sınırlandırmayı amaçladığı görülür. Bu kavramların günümüzde hukuk devleti ile polis devletine denk geldiğini değerlendirmek gerekir.
Hukuk devletinin olmadığı yerde, haksızlıklardan, hukuksuzluklardan etkilenen ya da engel olamayan beyinler, içe dönük, suskun bir tutumla bunun yıkıcı sonuçlarını yaşamak yerine, konumlarını, ülkelerini terk etmeyi yeğlerler. Yoksa onayladıkları ya da sessiz kaldıkları hukuksuzlukların sonuçlarının kendilerini de etkileyeceğini bilirler. Nitekim, Mevlâna Celaleddin Rumi'nin babası, bilginlerin sultanı Bahauddin Veled, bir polis devletine dönüşen Harzemşah iktidarı nedeniyle, Horasan'ı ve Belh'i terk ederek Alaeddin Keykubad'ın adalet ve refah ülkesi Anadolu'ya ayak basmıştır. Bu hareketinin bereketi Konya'daki yeşil kubbeden Anadolu'yu ve tüm dünyayı etkilemeye devam etmektedir.
Hukuk devletine sahip olduğu söylenen bir toplumda adalet gerçekleşmiyorsa, ancak şekli bir hukuk devletinin varlığından söz edilebilir. Olsa olsa bu kanun devletinden öteye geçemez. Kanun kavramı ile hukuk kavramı aynı şeyler değildir. Yasalar hukuka uygunsa meşrudur, değilse sadece yasallıktır bahse konu olan. Hukukun özü adalettir. Adaletsiz hukuk, her türlü hukukun yokluğudur.
Hukuk devletinde amaç adalet, hukuk devleti de araçtır.
Mesnevî'de şunu söylemektedir Mevlâna:
"Adalet nedir? Suyu ağaçlara vermektir. Adaletsizlik nedir? Suyu dikenlere vermektir. Adalet, bir bağışı uygun yere vermektir. Her su emen kökü sulamak değildir. Yani hakkı hak sahibine vermektir. Bir şeyi lâyık olmayana vermek ise adaletsizliktir. Adaletsizlik nedir? Bir şeyi konmaması gereken yere koymak. Bu ise sadece felaket getirir."
Gelelim yazımızın başlığına;
UNESCO, 2007 yılını "Mevlâna Yılı" ilân etmişti. Ülkemizde ise belli kişi ve kesimler Mevlâna, Yunus Emre, Yahya Kemal Beyatlı, Mehmet Akif Ersoy gibi değerlerimize insafsız eleştiri ve yorumlar yapmaya kalkışmışlardır. Mevlâna için, ibadete çalgı sokarak dini gülünç eden ve Müslümanlığı dejenere eden teşebbüslerde bulunmuştur, şeklinde sözler söylenmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, Mevlâna'yı yobazlardan farklı değerlendirmiştir:
"Mevlâna bilakis Müslümanlığı Türk ruhuna uygun hale getirmiştir. Müslümanlık aslında hoşgörülü ve modern bir dindir. (…) Mevleviliğe gelince, o tamamıyla Türk geleneklerinin Müslümanlığa nüfuz örneğidir."
Mevlâna'yı anma haftasında, O bilginler sultanını rahmet ve şükranla anıyoruz!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023