İngiltere'nin saygın dergilerinden The Economist'in geçtiğimiz hafta yayınlanan sayısında Türkiye'nin AB üyelik serüvenine dair iki önemli dosya- makale vardı. İki makalenin başlıkları ve içerikleri de birbirine oldukça yakındı. "Avrupa Türkiye'ye neden evet demeli" ve "Hayır demenin imkansızlığı" başlıklı makalelerde işlenen ana tema, AB'nin, Türkiye'nin üyelik talebini geri çevirmemesi gerektiği üzerine kuruluydu. The Economist, Türkiye'nin 1963'te başladığı AB macerası, AB'nin Türkiye'ye bakışı ve bugün gelinen nokta üzerine, klasik "İngiliz-Amerikan perspektifi"ni ortaya koymanın ötesinde, bazı önemli noktaları da satır aralarında aktarıyor.
Bizim medya, derginin satır aralarında verdiği önemli mesajları, zina tartışmalarıyla gerilmiş gibi gösterilen Erdoğan-AB cephesinin danışıklı restleşmelerine kurban etti. Daha doğrusu işine gelmediği için o önemli kısımları pas geçti.
Dergide, Türkiye'nin AB üyeliği önünde 4 önemli engel şöyle sıralanmıştı:
1- Çok büyük. 2- Çok fakir. 3- Bütünüyle Avrupa sınırlarında değil. 4- Müslüman.
AB'nin Türkiye'ye dair kafasındaki 4 pürüzün ilk üçü değişik platformlarda zaten dile getiriliyordu. Fakat dördüncü şık, oldukça önemli ve ayrıca ele alınması gerekiyor. Nitekim dergi de dördüncü madddeyi, yani Türkiye'nin Müslüman oluşunu şu cümleyle özel bir yere oturtuyor: "Dördüncü ve tüm endişelerin en büyüğü: İslam".
İslam'ın doğası gereği sekülarizm ve liberal demokrasiyle taban tabana zıtlığı ve fundemantalist akımların İslam dünyasında ve Türkiye'de giderek yayıldığı iddialarının Avrupalının kafasında önemli bir yer işgal ettiğini ifade eden dergi, bu yüzden Avrupalıların önemli bir kısmının Türkiye'nin üyeliğine karşı çıktığını belirtiyor.
Unwritten criteria
(yazılı olmayan kriter)
İslam, Türkiye'nin AB üyeliği önündeki en büyük engel. Ekonomik, politik, adli tüm reformları, yani AB'nin Türkiye'nin önüne koyduğu tüm kriterler bir şekilde yerine getirilebilir, nitekim getiriliyor da. Fakat Türkiye'nin İslam gerçeğini nasıl değiştireceksiniz? Bunu değiştirecek bir Kopenhag, Maastrich Kriteriniz var mı? Yazılı bir kriter olmayabilir ama yazılı olmayan (Unwritten criteria) kriterlerin olduğuna emin olabilirsiniz.
Yazılı olmayan kriterlerin en önemli maddesi, Türkiye'nin Müslüman kimliğine dair. Tüm hesaplar, bu kimliğin ortadan kaldırılması, deforme edilmesi ve tahrip edilmesi üzerine kurulu.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'nun "Müslümanlığımızı, dinimizi ve Kur'an'ı güncelleştirmeliyiz" diyerek, İslam'ı özünden kopararak, günün şartlarına göre yorumlama girişimlerini başlatması ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın "eğitim reformu" adı altında dini eğitimi temelinden sarsma gayretleri boşuna değil. Bütün bu girişimler, AB'nin dayattığı "yazılı olmayan kriterlerin" hayata geçirilmesinden başka birşey değil.
Bizim medya, derginin satır aralarında verdiği önemli mesajları, zina tartışmalarıyla gerilmiş gibi gösterilen Erdoğan-AB cephesinin danışıklı restleşmelerine kurban etti. Daha doğrusu işine gelmediği için o önemli kısımları pas geçti.
Dergide, Türkiye'nin AB üyeliği önünde 4 önemli engel şöyle sıralanmıştı:
1- Çok büyük. 2- Çok fakir. 3- Bütünüyle Avrupa sınırlarında değil. 4- Müslüman.
AB'nin Türkiye'ye dair kafasındaki 4 pürüzün ilk üçü değişik platformlarda zaten dile getiriliyordu. Fakat dördüncü şık, oldukça önemli ve ayrıca ele alınması gerekiyor. Nitekim dergi de dördüncü madddeyi, yani Türkiye'nin Müslüman oluşunu şu cümleyle özel bir yere oturtuyor: "Dördüncü ve tüm endişelerin en büyüğü: İslam".
İslam'ın doğası gereği sekülarizm ve liberal demokrasiyle taban tabana zıtlığı ve fundemantalist akımların İslam dünyasında ve Türkiye'de giderek yayıldığı iddialarının Avrupalının kafasında önemli bir yer işgal ettiğini ifade eden dergi, bu yüzden Avrupalıların önemli bir kısmının Türkiye'nin üyeliğine karşı çıktığını belirtiyor.
Unwritten criteria
(yazılı olmayan kriter)
İslam, Türkiye'nin AB üyeliği önündeki en büyük engel. Ekonomik, politik, adli tüm reformları, yani AB'nin Türkiye'nin önüne koyduğu tüm kriterler bir şekilde yerine getirilebilir, nitekim getiriliyor da. Fakat Türkiye'nin İslam gerçeğini nasıl değiştireceksiniz? Bunu değiştirecek bir Kopenhag, Maastrich Kriteriniz var mı? Yazılı bir kriter olmayabilir ama yazılı olmayan (Unwritten criteria) kriterlerin olduğuna emin olabilirsiniz.
Yazılı olmayan kriterlerin en önemli maddesi, Türkiye'nin Müslüman kimliğine dair. Tüm hesaplar, bu kimliğin ortadan kaldırılması, deforme edilmesi ve tahrip edilmesi üzerine kurulu.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'nun "Müslümanlığımızı, dinimizi ve Kur'an'ı güncelleştirmeliyiz" diyerek, İslam'ı özünden kopararak, günün şartlarına göre yorumlama girişimlerini başlatması ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın "eğitim reformu" adı altında dini eğitimi temelinden sarsma gayretleri boşuna değil. Bütün bu girişimler, AB'nin dayattığı "yazılı olmayan kriterlerin" hayata geçirilmesinden başka birşey değil.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012