Bir ülke; huzur ve kardeşlik içerisinde yaşarken; bir anda birilerinin hırsları yüzünden, iç savaşın eşiğine sürüklendi. Türkiye'nin terör eylemlerindeki payı hepimizin malumudur.
Ülkemiz Ortadoğu ülkelerinin kaderini yaşama yolunda hızla ilerliyor. Ankara'da yaşanan canlı bombanın ardından, İstanbul'da yaşanan olay millete bir şeyleri gösteriyor. Terör kendine sadece Doğu'yu değil, Batı'yı kısacası tüm Türkiye'yi mekân tutmuştur. İstanbul'daki durum bunun apaçık bir kanıtıdır.
Bazıları, her ne kadar "verelim Doğu'yu kurtulalım, nedir bu çektiğimiz" dese de; akıllı insan doğuyu vermekle işin bitmeyeceğini çok net görebilir.
Nasıl ki terör sadece Doğu'da barınmıyorsa ve metropol şehirlere de sıçramışsa; Doğuyu verip kurtulmak da söz konusu değildir. Kendisinden olan bir parçadan vazgeçen zihniyet, yarın kendinden de tamamen vazgeçecektir.
Millet için en büyük gaflet; bir yerde insanlar ölürken, medyanın halka eğlence sunması ve yaşananları olmamış gibi kabul etmesidir.
Bomba faciasının hemen ardından alınan yayın yasağı kararıyla; televizyon kanalları rutin yayın akışlarına devam etti. İşin özüne inmek gerekirse, ülke gündemine karşı ısrarla 3 maymunu oynayan medya, bu defa başını kuma gömen devekuşu rolünü de oynadı.
Başbakan yardımcısının imzasıyla RTÜK'e gönderilen: "Milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde veya kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının muhtemel olduğu durumlar da yayın yasağı getirilebileceği öngörülmektedir" içerikli bir yazı ile yayın yasağı kararı duyuruldu.
Elbet soracak birkaç sorumuz var. Ülke terör gibi ciddi bir sorun ile karşı karşıyayken, bu yayın yasaklarının sebebi; istikrarın devam ettiğini, sözde barışın ve huzurun AKP ile sağlandığını göstermek midir?
Amacınız milleti gerçeklerden uzak tutarak, ülkesinde olup biten olaylara karşı duyarsızlaştırmak mı? Yoksa terör eylemlerini normalleştirerek; bundan sonra yaşanacak olan ölümlere bağışıklık kazanmamızı sağlamak mı?
Fransa'da eylem sonrası tüm dünya bu olayı konuşurken; sanki ülkemizde hiç bomba patlamamış ve insanlar ölmemiş gibiydi. Yaşananları millete göstermemek, ülkenin kaos ve karışıklık içerisinde olduğu gerçeğini değiştirmez. Hükümet yayın yasakları ile gerçekleri gizlediği müddetçe, milletimiz ülkede bir iç savaşın olduğunu asla göremeyecektir.
Hükümet olarak milletten gerçekleri gizlemek yerine, bu terör eylemlerine bir çözüm arayışı içerisinde olmanız gerekmez mi?
Eğer enerjinizi milletin gözündeki imajınızı olumlulaştırmaya yönelik harcamak yerine, ülkedeki meseleleri çözmeye harcasaydınız; yaşanan terörü yayın yasağı ile gizlemek zorunda kalmazdınız.
Ülkemiz Ortadoğu ülkelerinin kaderini yaşama yolunda hızla ilerliyor. Ankara'da yaşanan canlı bombanın ardından, İstanbul'da yaşanan olay millete bir şeyleri gösteriyor. Terör kendine sadece Doğu'yu değil, Batı'yı kısacası tüm Türkiye'yi mekân tutmuştur. İstanbul'daki durum bunun apaçık bir kanıtıdır.
Bazıları, her ne kadar "verelim Doğu'yu kurtulalım, nedir bu çektiğimiz" dese de; akıllı insan doğuyu vermekle işin bitmeyeceğini çok net görebilir.
Nasıl ki terör sadece Doğu'da barınmıyorsa ve metropol şehirlere de sıçramışsa; Doğuyu verip kurtulmak da söz konusu değildir. Kendisinden olan bir parçadan vazgeçen zihniyet, yarın kendinden de tamamen vazgeçecektir.
Millet için en büyük gaflet; bir yerde insanlar ölürken, medyanın halka eğlence sunması ve yaşananları olmamış gibi kabul etmesidir.
Bomba faciasının hemen ardından alınan yayın yasağı kararıyla; televizyon kanalları rutin yayın akışlarına devam etti. İşin özüne inmek gerekirse, ülke gündemine karşı ısrarla 3 maymunu oynayan medya, bu defa başını kuma gömen devekuşu rolünü de oynadı.
Başbakan yardımcısının imzasıyla RTÜK'e gönderilen: "Milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde veya kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının muhtemel olduğu durumlar da yayın yasağı getirilebileceği öngörülmektedir" içerikli bir yazı ile yayın yasağı kararı duyuruldu.
Elbet soracak birkaç sorumuz var. Ülke terör gibi ciddi bir sorun ile karşı karşıyayken, bu yayın yasaklarının sebebi; istikrarın devam ettiğini, sözde barışın ve huzurun AKP ile sağlandığını göstermek midir?
Amacınız milleti gerçeklerden uzak tutarak, ülkesinde olup biten olaylara karşı duyarsızlaştırmak mı? Yoksa terör eylemlerini normalleştirerek; bundan sonra yaşanacak olan ölümlere bağışıklık kazanmamızı sağlamak mı?
Fransa'da eylem sonrası tüm dünya bu olayı konuşurken; sanki ülkemizde hiç bomba patlamamış ve insanlar ölmemiş gibiydi. Yaşananları millete göstermemek, ülkenin kaos ve karışıklık içerisinde olduğu gerçeğini değiştirmez. Hükümet yayın yasakları ile gerçekleri gizlediği müddetçe, milletimiz ülkede bir iç savaşın olduğunu asla göremeyecektir.
Hükümet olarak milletten gerçekleri gizlemek yerine, bu terör eylemlerine bir çözüm arayışı içerisinde olmanız gerekmez mi?
Eğer enerjinizi milletin gözündeki imajınızı olumlulaştırmaya yönelik harcamak yerine, ülkedeki meseleleri çözmeye harcasaydınız; yaşanan terörü yayın yasağı ile gizlemek zorunda kalmazdınız.
Elif Gökgöz / diğer yazıları
- Hakikaten demedi mi? / 18.06.2020
- Yasaklarla nereye kadar? / 17.01.2016
- İstikrar mı, bölünme mi? / 07.01.2016
- 2016'ya girerken / 02.01.2016
- Yasaklarla nereye kadar? / 17.01.2016
- İstikrar mı, bölünme mi? / 07.01.2016
- 2016'ya girerken / 02.01.2016