Yargıda komedi: Bölüm 2023

Resmen bir komedi izliyoruz. Bazı bölümlerini kaçırmışta olabilirim. Düşünsenize! Bir mahkeme ansızın bir karar veriyor. Diğer bir mahkeme bu kararı "bağlıyor". Bir başka mahkeme, "hayır, ben seni bağlıyorum" diyor. Mahkemelerin başı başka bir kement atıyor. Mahkemelerde bu kararları verenlerde ilginç isimler. Bir kısmı "a" tarafındaki yolsuzluk iddialarını çökerterek ün yapmış, diğeri "p" zanlılarını hadi dışarı, diyerek sadakat gösterisinde bulunmuş isimler. Bu komedinin ana oyuncuları ise tanıdık. Bir "ak"lanmamış siyasi yapı. Diğeri bu "ak"lanmamışların "paralel yapı"sı...Ne oldu ki, bu bölüm böyle hararetli sahneler çekildi, diyenler olabilir. Birincisi seçimler iyice yaklaştı ve AKP son iki yıldır can simidi olarak kullandığı, her sıkıştığında, "ben, değil paralel yapı yaptı" dedi "Yapıya" yargı boyutunda sarıldı.25. yıldönümlerini beraber kutlamışlar, pasta kesmişlerdi. Erdoğan, Hidayet Karaca ve Ekrem Dumanlı'yı ve bunların şahsında Gülen'i tebrik ediyor, STV'yi örnek yayıncı kurum olarak takdir ve takdim ediyordu. Zaman Gazetesi zaten başuçlarından ayrılmıyordu.Her istedikleri verildi. İlk dörtte Yargı, Emniyet, Milli Eğitim, Diyanet vardı. Pensilvanya adeta gayri resmi danışman olarak iş yapıyordu. Hatta "Yargıda Komedi 2024'ün" fragmanında Zaman Gazetesi G. Y. Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Davutoğlu'nun, F. Gülen'e sadakatini şöyle açıklıyordu; "Sen gelmedin mi Pensilvanya'ya. Hocaefendi'yi ziyaret etmedin mi? Aile fertlerinle beraber gelmedin mi? Çoluk çocuğunla beraber, akrabanla beraber gelmişsiniz?"Yargıdaki komediye aksiyon katmak için hemen hükümet sahneye çıktı. Gülen'e sadakatini ispatlı Davutoğlu bu bölümde, "Dün gece yargıda darbe yapılmaya kalkışıldı. Pensilvanya'dan talimat aldılar. Elimizde kayıt var." Tabi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geri kalacak hali yok ya! "Şimdi bu örgütün içerisinde yer alanların, hepsinin A'dan Z'ye tabii ki bedelini ödemesi lazım. Bu ülkede artık demokrasi egemen olacak, hukuk, adalet yerini bulacak. Öyle isteyenin istediği gibi adaleti tanzim etme, şekillendirme yetkisi de hakkı da yoktur?" diyordu. Bu komedi dizisinden de anlaşılacağı gibi ortaya çıkan gerçek Türkiye'de yargının "yok hükmünde" olduğu, siyasi ve sosyal bazı yapılar tarafından yönlendirildiği, ülkemiz yargısı artık hukukun, adaletin yargısı olmaktan çıktığı gerçeğidir. Bu kaset siyasetinden bıktık, usandık. Bu kadar kaset beklide Eminönü'nün arka sokaklarında yoktur. Kardeşim! Elinde kaset varsa oynat.Gerçek hayata dönersek! Bu tabloyu çizen Erdoğan ve de AKP zihniyetidir. Bir gün hukuka, adalete muhtaç olacaklarını unutan bu zihniyet hukuku, yargıyı tersledi. "Anayasa Mahkemesi, benim istediğim gibi karar vermezse uygulamayacağız""Ben, bu Anayasayı tanımıyorum"Ankara 11. İdare Mahkemesi "tarihi SİT alanına inşaat yapıldığı için Kaçak Sarayın yapımını durdurma kararı" veriyor. Erdoğan, "Ben o kararı tanımam. Güçleri yetiyorsa gelsinler yıksınlar." Diyor.Galataport ihalesini Danıştay iptal ediyor. Aynı Erdoğan; "Böyle karar olur mu? Ben ülkemde yargıya nasıl güveneceğim?" diyor.Mahkeme bir karar veriyor. Ankara'lı Gökçek, "Mahkeme kararına gülüyorum. Böyle bir yürütmeyi durdurma kararına inanamıyorum. Bu inşaat bitecek." İstanbul'da, Sulukule için verilen karar için Fatih Belediyesi, "Bu karar bizi bağlamaz", Üsküdar Belediyesi, Validebağ kararı için "Bu karar bizi bağlamaz!" diyorlardı.Ne diyelim. Yargı bir gün bağlarsa bir daha kurtulamazsınız. Ona göre?