Avrupa Birliği’nin İran’a petrol ambargosu uygulama kararı alması en fazla İsrail’i memnun etti. AB’nin kararı, İran’la yeni petrol anlaşmalarının yapılmasını yasaklarken, eski anlaşmaların Temmuz ayına kadar yürürlükte kalmasına olanak tanıyor.
Bugüne kadar alınan kararlardan pek tatmin olmayan İsrail, son kararın İran üzerinde etkili olacağını düşünüyor.
Türkiye’nin İsrail Büyükelçi’sine karşı giriştiği alçak koltuk kriziyle ülkemizde tanınan İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Ayalon AB’nin yaptırım kararı üzerine “Kararlılıkla ve uzun süreli uygulanması durumunda yeni yaptırımlar askeri seçeneği uzaklaştırır” dedi.
Gerçekten öyle mi?
Yani İran’a karşı ambargolar sertleştikçe askeri seçenekler gündemden düşer mi?
Yaptırımlara askeri seçeneğe karşı olan ülkelerden de destek almak isteyen İsrail’e göre askeri seçenek böyle bir durumda gündemden uzaklaşır.
Ama gerçek bence böyle değil.
Yaptırımların bir amacı İran’ı nükleer çalışmalarından caydırmak olsa da asıl amaç İran’ın gücünü yok etmek ve kendini savunamaz hale getirmek.
Irak örneğini hatırlamakta fayda var.
Yıllarca ambargo altında tutulan, tankları bile çürümeye yüz tutan bir ülke haline gelmişti Irak. Tüm dünya ülkeleri en sert ambargolardan birini yıllarca Irak’a uyguladı. Yüz binlerce çocuk o dönemde bu ambargo dolayısıyla öldü.
Ama bu ambargoların sertleşmesi Irak’a askeri müdahaleyi uzaklaştırmadı, bilakis daha da yaklaştırdı.
Çok iyi tanıdığımız batılı ülkeler, alt edebileceklerinden emin olmadan asla bir ülkeye saldırmazlar. Yani bu ülkelerden mertçe bir savaş, beklemek mümkün değil.
İşte bugün İran için uygulamaya konulan bu ambargolar hedefteki ülkeleri, batılı ülkelerin hazmedebileceği bir hale getirmeye hizmet etmektedir. Hedef ülkenin savunma kapasitesi büyük ölçüde yok edildiği takdirde o aşamadan sonra işgal başlamaktadır.
Bundan dolayıdır ki, Türk Büyükelçimizi kendi koltuğundan daha alçak bir koltuğu oturtarak, sadece elçimizi değil Türk milletini de aşağılamaya çalışan İsrailli Bakan Ayalon’un “yeni yaptırımlar askeri seçeneği uzaklaştırır” sözleri gerçeği yansıtmamaktadır.
İran bu yaptırımlarla güçten düştüğü takdirde askeri müdahale kaçınılmaz olacaktır.
Bir Müslüman ülkenin daha kaosa sürüklenmemesi ve Şii Müslümanların Haçlı bombalarıyla katledilmemeleri için İran’ın gücünü koruması gerekmektedir.
Bugüne kadar alınan kararlardan pek tatmin olmayan İsrail, son kararın İran üzerinde etkili olacağını düşünüyor.
Türkiye’nin İsrail Büyükelçi’sine karşı giriştiği alçak koltuk kriziyle ülkemizde tanınan İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Ayalon AB’nin yaptırım kararı üzerine “Kararlılıkla ve uzun süreli uygulanması durumunda yeni yaptırımlar askeri seçeneği uzaklaştırır” dedi.
Gerçekten öyle mi?
Yani İran’a karşı ambargolar sertleştikçe askeri seçenekler gündemden düşer mi?
Yaptırımlara askeri seçeneğe karşı olan ülkelerden de destek almak isteyen İsrail’e göre askeri seçenek böyle bir durumda gündemden uzaklaşır.
Ama gerçek bence böyle değil.
Yaptırımların bir amacı İran’ı nükleer çalışmalarından caydırmak olsa da asıl amaç İran’ın gücünü yok etmek ve kendini savunamaz hale getirmek.
Irak örneğini hatırlamakta fayda var.
Yıllarca ambargo altında tutulan, tankları bile çürümeye yüz tutan bir ülke haline gelmişti Irak. Tüm dünya ülkeleri en sert ambargolardan birini yıllarca Irak’a uyguladı. Yüz binlerce çocuk o dönemde bu ambargo dolayısıyla öldü.
Ama bu ambargoların sertleşmesi Irak’a askeri müdahaleyi uzaklaştırmadı, bilakis daha da yaklaştırdı.
Çok iyi tanıdığımız batılı ülkeler, alt edebileceklerinden emin olmadan asla bir ülkeye saldırmazlar. Yani bu ülkelerden mertçe bir savaş, beklemek mümkün değil.
İşte bugün İran için uygulamaya konulan bu ambargolar hedefteki ülkeleri, batılı ülkelerin hazmedebileceği bir hale getirmeye hizmet etmektedir. Hedef ülkenin savunma kapasitesi büyük ölçüde yok edildiği takdirde o aşamadan sonra işgal başlamaktadır.
Bundan dolayıdır ki, Türk Büyükelçimizi kendi koltuğundan daha alçak bir koltuğu oturtarak, sadece elçimizi değil Türk milletini de aşağılamaya çalışan İsrailli Bakan Ayalon’un “yeni yaptırımlar askeri seçeneği uzaklaştırır” sözleri gerçeği yansıtmamaktadır.
İran bu yaptırımlarla güçten düştüğü takdirde askeri müdahale kaçınılmaz olacaktır.
Bir Müslüman ülkenin daha kaosa sürüklenmemesi ve Şii Müslümanların Haçlı bombalarıyla katledilmemeleri için İran’ın gücünü koruması gerekmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024