Önceki gün Şanlıurfa Viranşehir'de yaşanan olaylar hem Avrupacı ve Amerikancı iktidar için, hem perde arkasındaki yerli mandacılar için, hem de bizzat Avrupa ve Amerika için kayda değer, tahlile değer "sosyolojik bir örnek"tir.
Sosyal olaylar laboratuara sığmaz, doğru?
Lakin sosyal olayları, en az laboratuardaki cihazların odağındaki "denek"ler kadar kayda değer biçimde "tahlile değer" bulmayan toplum mühendisleri, Viranşehir'de olduğu gibi, neticede ülkeleri de "viran bir şehre" dönüştürürler. Bu, aynı zamanda kendi iktidar, ikbal ve hesaplarının da sonu olur.
Böyle bir akıbetin süresi ise, toplumdan topluma değişir.
Hele de Türk milletinin durumu, patlama noktası ve çekirdek gücü hiçbir topluluğunkine benzemez...
Bu bağlamda global mühendisler, Türk milletinin "patlama noktası"na ilişkin hesapta tarihten bugüne hep çuvallamışlardır. Dolayısıyla Washington'daki veya Berlin'deki hesap, Şanlıurfa'ya, Kahramanmaraş'a, Gaziantep'e, Ankara'ya, Samsun'a, Trabzon'a? kısaca, bize uymaz. Ne olmuş Viranşehir'de?
Birkaç haftadan beri elektrikler kesik veya gidip gidip geliyor. Vatandaşın bereketli topraklarının can damarı mesabesindeki sulama motorları çalışmıyor. Toprak ağzını açmış bekliyor. Pamuktan sebzeye tüm dikili-ekili canlılar kurumaya yüz tutmuş. İnsanların yürekleri kurumaya başlamış. Can boğaza dayanmış.
Sabır taşı çatlamış.
Derken, olan olmuş? Ortalık yıkılmış.
İnsanlar sel olup AKP'nin ofislerine dayanmış; ortalık darma duman olmuş?
Köpürmüş insan selini bent mi tutar, AKP mi tutar, kim tutabilir? Allah korusun?
Kimi yetkililer de, araya terörist güçler karıştığı için olaylar büyümüş, deyip olayın kabarık faturasını inceltme yoluna gitmeye çalışıyorlar. Bir akl-ı selim sahibi de bu yetkililere demiyor ki, be adam, milletin sabır taşını çatlatıp arada teröristlere bile pirim ve fırsat sağlayacak pozisyona niye getirdiniz işi; mazeretin, kabahatinden büyük?Viranşehir örneği basit, dar alanlı ve yerel görünebilir.
Ama hiç de öyle değil?
Türkiye'nin her yanı Viranşehir, her tarafı viran bir şehir.
Avrupa ve Amerikan bağımlısı AKP, ekonomide sabır taşlarını zorluyor. Sağlıkta, adalette, sosyal adalette sabır taşlarını zorluyor. İşsizlikte, yoksullukta, açlıkta sabır taşlarını zorluyor. Eğitimde sabır taşlarını zorluyor. Kültürde sabır taşlarını zorluyor. Dinde sabır taşlarını zorluyor.
Zorluyor demek de biraz hafif; çatlattı çatlatıyor.
Dünyanın hiçbir yerinde olmayan genç insan kaynağına, enerjisine, bereketli toprağına, yer altı ve yerüstü kaynaklarına, üretim için gerekli makine, altyapı ve yedek parça parkına rağmen ortalıkta tık yok, can yok, iş yok?
Viranşehir'de olduğu gibi her tarafta adeta elektrikler kesik, hareket ve can emaresi taşıyan herşey kurumaya ve ölüme terkedilmiş vaziyette. Viran bir şehir olmuş organize sanayiler, imalathaneler, tarım arazileri, ovalar, bahçeler bağlar, eğitim yuvaları, öğretim ocakları, kültür kaynakları?
Milletimizin sabır taşları çatırdıyor.
Bir milletin sabır taşlarından çatırdama sesleri geliyorsa o noktaya kulak kabartmak lazım.
Böylesi bir çatırdama sadece Avrupacı ve Amerikancı iktidarı yıkmaz, Avrupa ve Amerika'nın bizzat kendisini de mahallemizden söküp atacak bir sele dönüşür.
Bu sebeple belki iktidar koltuğunda bulunanlar kendilerine biraz daha vakit kazanmak için sabır taşlarından gelen sesleri duymayabilirler, duymazlıktan gelebilirler. Ama toplumumuzun içindeki Avrupa ve Amerikan kulakları bu sesleri çok iyi algılamalı, global mühendisler bu çatırdamayı çok iyi duymalıdırlar.
Diyeceksiniz ki, belki de milletimizin tüm sabır taşlarının çatlaması hedefleniyor... O iş ise, dünyanın dengesini tam bozar. Viranşehir'de çatlayan sabırtaşı AKP'nin darmadağın etmiş olabilir, lakin toplumumuzun topyekün çatlayan sabır taşları, ülkemizi topyekün viran bir şehre dönüştüren hem AKP iktidarını, hem de ona akıldanelik yapan Avrupa ve Amerikan toplum mühendislerini, Avrupa ve Amerika'yı söküp atar. Türkiye, ne Vietnamdır, ne Endonezya, ne Nijerya, ne Arjantin, ne Irak?
Patlaması da onlarınkine benzemez, sabırtaşları da, potansiyel gücü de. Türkiye, Türkiye'dir. AKP iktidarı ve onun akıldaneleri Avrupa ve Amerikan mühendisleri, Türkiye'yi sürükledikleri bu yanlış gidişattan ellerini-eteklerini çekmeleri hem kendilerinin, hem de dünyanın menfaatine olur.
Ben sadece sosyolojik bir hatırlatmada bulundum o kadar?
Sosyal olaylar laboratuara sığmaz, doğru?
Lakin sosyal olayları, en az laboratuardaki cihazların odağındaki "denek"ler kadar kayda değer biçimde "tahlile değer" bulmayan toplum mühendisleri, Viranşehir'de olduğu gibi, neticede ülkeleri de "viran bir şehre" dönüştürürler. Bu, aynı zamanda kendi iktidar, ikbal ve hesaplarının da sonu olur.
Böyle bir akıbetin süresi ise, toplumdan topluma değişir.
Hele de Türk milletinin durumu, patlama noktası ve çekirdek gücü hiçbir topluluğunkine benzemez...
Bu bağlamda global mühendisler, Türk milletinin "patlama noktası"na ilişkin hesapta tarihten bugüne hep çuvallamışlardır. Dolayısıyla Washington'daki veya Berlin'deki hesap, Şanlıurfa'ya, Kahramanmaraş'a, Gaziantep'e, Ankara'ya, Samsun'a, Trabzon'a? kısaca, bize uymaz. Ne olmuş Viranşehir'de?
Birkaç haftadan beri elektrikler kesik veya gidip gidip geliyor. Vatandaşın bereketli topraklarının can damarı mesabesindeki sulama motorları çalışmıyor. Toprak ağzını açmış bekliyor. Pamuktan sebzeye tüm dikili-ekili canlılar kurumaya yüz tutmuş. İnsanların yürekleri kurumaya başlamış. Can boğaza dayanmış.
Sabır taşı çatlamış.
Derken, olan olmuş? Ortalık yıkılmış.
İnsanlar sel olup AKP'nin ofislerine dayanmış; ortalık darma duman olmuş?
Köpürmüş insan selini bent mi tutar, AKP mi tutar, kim tutabilir? Allah korusun?
Kimi yetkililer de, araya terörist güçler karıştığı için olaylar büyümüş, deyip olayın kabarık faturasını inceltme yoluna gitmeye çalışıyorlar. Bir akl-ı selim sahibi de bu yetkililere demiyor ki, be adam, milletin sabır taşını çatlatıp arada teröristlere bile pirim ve fırsat sağlayacak pozisyona niye getirdiniz işi; mazeretin, kabahatinden büyük?Viranşehir örneği basit, dar alanlı ve yerel görünebilir.
Ama hiç de öyle değil?
Türkiye'nin her yanı Viranşehir, her tarafı viran bir şehir.
Avrupa ve Amerikan bağımlısı AKP, ekonomide sabır taşlarını zorluyor. Sağlıkta, adalette, sosyal adalette sabır taşlarını zorluyor. İşsizlikte, yoksullukta, açlıkta sabır taşlarını zorluyor. Eğitimde sabır taşlarını zorluyor. Kültürde sabır taşlarını zorluyor. Dinde sabır taşlarını zorluyor.
Zorluyor demek de biraz hafif; çatlattı çatlatıyor.
Dünyanın hiçbir yerinde olmayan genç insan kaynağına, enerjisine, bereketli toprağına, yer altı ve yerüstü kaynaklarına, üretim için gerekli makine, altyapı ve yedek parça parkına rağmen ortalıkta tık yok, can yok, iş yok?
Viranşehir'de olduğu gibi her tarafta adeta elektrikler kesik, hareket ve can emaresi taşıyan herşey kurumaya ve ölüme terkedilmiş vaziyette. Viran bir şehir olmuş organize sanayiler, imalathaneler, tarım arazileri, ovalar, bahçeler bağlar, eğitim yuvaları, öğretim ocakları, kültür kaynakları?
Milletimizin sabır taşları çatırdıyor.
Bir milletin sabır taşlarından çatırdama sesleri geliyorsa o noktaya kulak kabartmak lazım.
Böylesi bir çatırdama sadece Avrupacı ve Amerikancı iktidarı yıkmaz, Avrupa ve Amerika'nın bizzat kendisini de mahallemizden söküp atacak bir sele dönüşür.
Bu sebeple belki iktidar koltuğunda bulunanlar kendilerine biraz daha vakit kazanmak için sabır taşlarından gelen sesleri duymayabilirler, duymazlıktan gelebilirler. Ama toplumumuzun içindeki Avrupa ve Amerikan kulakları bu sesleri çok iyi algılamalı, global mühendisler bu çatırdamayı çok iyi duymalıdırlar.
Diyeceksiniz ki, belki de milletimizin tüm sabır taşlarının çatlaması hedefleniyor... O iş ise, dünyanın dengesini tam bozar. Viranşehir'de çatlayan sabırtaşı AKP'nin darmadağın etmiş olabilir, lakin toplumumuzun topyekün çatlayan sabır taşları, ülkemizi topyekün viran bir şehre dönüştüren hem AKP iktidarını, hem de ona akıldanelik yapan Avrupa ve Amerikan toplum mühendislerini, Avrupa ve Amerika'yı söküp atar. Türkiye, ne Vietnamdır, ne Endonezya, ne Nijerya, ne Arjantin, ne Irak?
Patlaması da onlarınkine benzemez, sabırtaşları da, potansiyel gücü de. Türkiye, Türkiye'dir. AKP iktidarı ve onun akıldaneleri Avrupa ve Amerikan mühendisleri, Türkiye'yi sürükledikleri bu yanlış gidişattan ellerini-eteklerini çekmeleri hem kendilerinin, hem de dünyanın menfaatine olur.
Ben sadece sosyolojik bir hatırlatmada bulundum o kadar?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019