Günümüzde örneklerine çok sık rastladığımız gibi, gücü elinde bulunduranlar, güçten ve güçlüden yana olup güce yaslanarak işledikleri cürümleri gözden ve kanundan kaçıranlar, belki bir müddet ortalarda 'temiz adammış' gibi dolaşabilirler ama vicdanlardaki mahkûmiyetten asla kurtulamazlar.
Son yılların artık neredeyse kanıksanan olaylarında ve gelişmelerinde olduğu gibi, hem kanun nezdinde hem de toplumun örf ve gelenekleri nezdinde mutlak suç sayılan eylem ve söylem sahipleri, sahip oldukları servetleri ve işgal ettikleri makamları sayesinde kanundan kaçabilirler ama kararmamış vicdanlarda mahkûm olmaktan asla kaçamazlar.
Vekil köşeyi dönmüş ama asil sürünüyor, vekil deveyi hamutuyla götürmüş, toplayıp yığdığı servetin haddi hesabı yok ama, vekili olduğu millet ucuz ekmek, indirimli yağ ve şeker kuyruklarında…
Vekil, anlamadan-dinlemeden, gerekçesini öğrenip incelemeden kaldırdığı parmaklar sayesinde sebep olduğu yıkımların, yol açtığı kocaman kayıpların hesabını dahi vermezken, vekili olduğu çilekeş millet, zam yağmurlarından bir türlü başını kaldırıp etrafa bile bakamıyor.
Mevcut durumu kitlelere hazmettirmek için dini söylemleri, kavram ve terimleri kullanan meşhur hatiplerin dersleri ise nedense bir türlü oralara çıkmıyor
Kararmamış ve körelmemiş vicdanlar, her şeye rağmen temizliğini ve fıtratını muhafaza edebilen vicdanlar, her zaman ve zeminde ve daima turnusol kâğıdı vazifesini görürler.
Makamı, mevkii ne olursa olsun, serveti ve şöhreti ne boyutta olursa olsun, böylesi kişilerden sadır olan söz ve davranışlar eğer yanlışsa, eğer kanun ve nizama aykırı ise, eğer sosyal dokuyu bozacak nitelikte ise, temiz vicdanlarda mahkûm olmaktan kurtulamazlar.
Adam ya da kadın, konuşuyor, ağzı laf yapıyor, konuştuğu zaman mangalda kül bırakmıyor, sineklere veryansın ediyor, sineklerin boy verip geliştikleri bölgeye verdiği zarar ve ziyanları anlata anlata bitiremiyor ama sözü bir türlü, bataklığı oluşturanlara, sinekleri üretenlere, günden güne çoğalıp dört bir yana yayılmalarının yolunu açanlara getiremiyor.
Sözleri, yazıları ve oldukça hararetli hitabeleri gelip gelip mesela yolsuzlukların kapısından, hırsızlıkların kapısından geri dönüyor.
Talancıları teğet geçiyor, yalancıları teğet geçiyor, deveyi hamutuyla götürenleri teğet geçiyor, imza attıkları devasa yolsuzluklar sebebiyle yol açtıkları devasa yoksullukların bizzat faillerini teğet geçiyor.
Elbette ve kesinlikle, yalancıların, talancıların ve bin bir çeşit yolsuzluklar yapanların vicdanlarda mahkûm olmaları gibi, onları gözden kaçıranlar, gündemden gizleyenler, yazılarında ve hitabelerinde onları teğet geçenler de vicdanlarda mahkûm olacaklardır ve olmaktadırlar.
Her zaman ve daima, vicdanlarda mahkûm birileri var.
- 2025 yılı dahi emekliler yılı ilan edilsin / 22.12.2024
- İmtiyaza mazhar niceleri var / 21.12.2024
- Soykırım ekibi Suriye’den selamlıyor dünyayı / 20.12.2024
- Barınma, bürünme ve beslenme / 19.12.2024
- Yapma hacım, ters köşeye yatma hacım / 17.12.2024
- Yalanın para etmediği güne kadar… / 16.12.2024
- Soykırımcı İsrail’e Suriye ödülü / 13.12.2024
- Dumura uğratılmış duygular yüzünden… / 12.12.2024
- Hanım yaparsa kaza hizmetçi yaparsa ceza / 07.12.2024